Uçaktan iner inmez ayağının tozu ile Türklerin yoğun yaşadığı Rinkeby mahallesine uğrayan AK Parti Ardahan milletvekili Prof.Dr Orhan ATALAY'a ,UETD İsveç Şube Başkanı Özer Eken ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Fatih HAMURCU, Bican BARAN, Ramazan KAVAKLI ve Yasin DİKEN eşlik etti. Rinkeby İsveç-Türk Dostluk Derneği lokalinde vatandaşlarla buluşan AK Parti Ardahan milletvekili Prof.Dr Orhan ATALAY, vatandaşların sorularını yanıtladı. Vatandaşlar, ''anadil eğitimi, konsolosluk hizmetleri ve yaş emekliliği konusunda bir çok sorununu dile getirdi.Sorunların çözümü noktasında soruları yanıtlayan Atalay, vatandaşların sorunlarınınot alarak, yetkililere ileteceğini söyledi.

 

Daha sonra Rinkeby semtinde bulunan esnaf ziyareti yapan heyet, Zeki VURAL'ın sahibi olduğu Matcenter marketini ziyaret etti. Burada market sahibi Zeki VURAL, Stockholm’de iş yapan Türk kökenli girişimciler hakkında bilgi verdi.

 

Daha sonra Güney Stockholm’de bulunan Skärholmen semtine geçen heyet, ilk önce Skärholmen Türk Kültür Derneğini ziyaret etti. Dernekte bulunan vatandaşlar sohbet etme imkanı bulan heyete, Skärholmen Türk Kültür Derneğini Başkanı Fikret Tümtürk, bölgeye yeni yaptırmayı düşündükleri camii projesini tanıttı.

 

Daha sonra heyet, Seda Derneği ve Takva Derneği’nin geliri Suriye'ye olmak üzere düzenledikleri kermes programına katıldı.

Kermesi düzenleyen Takva Derneği Başkanı Tuncay Kaplan yaptığı açıklamada, Suriye'de yaşayan insanlara destek olmak için kermes düzenlediklerini belirterek, "Burada toplanan gelirleri Suriye'de açlık ve sefalet içinde yaşayan insanlara göndereceğiz" dedi.

Kermeste birer konuşma yapan AK parti Ardahan Milletvekili Orhan ATALAY ve Yeşiller Partisi Türk asıllı Milletvekili Grup Başkanı Mehmet Kaplan, kermesi düzenleyen derneklere ve desteğini esirgemeyen vatandaşlara teşekkür etti.

 

Vårbygård semtinde ev ziyaretinde bulunan heyet Musa Coşkun isimli vatandaşın evine konuk olarak hasta ziyaretinde de bulundu. 

 

Daha sonra Vårbygård semtine geçen heyet, AK Parti Ardahan milletvekili Prof.Dr Orhan ATALAY 'Yükselen TÜRKİYE'' isimli bir konferansta İsveç'te ki Türklere seslendi. 

 

 Konferansın açılış konuşmasını yapan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) İsveç Başkanı Özer EKEN, ''Ak Parti Ardahan Milletvekilimiz Prof. Dr. Sayın Orhan Atalay, değerli sivil toplum temsilcileri, değerli katılımcılar ve çok değerli basın mensupları, hepinizi muhabbetle selamlar, programımıza katılımızdan ötürü tüm UETD ailesi adına hoşgeldiniz ve hepinize bu duyarlı ilginiz için teşekkür ederim.

 

 

Hepimizin bildiği üzere, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) olaraktoplumumuzun yaşadığı bütün avrupa ülkelerinde statümüzün yükseltilmesi, siyasi haklarımızın korunması, sosyal ve kültürel kimliğimizin dejenere olmaması için kurulduğumuz günden beri mücadele ediyoruz. UETD İsveç olarakta çok yeni olmamıza rağmen gerek Avrupa'da, gerekse ülkemizde olan bitenin takipçisi ve yaşanan süreçlerin bilincindeyiz.

 

Bu nedenle 28 Şubat - 17 Aralık ve Yükselen Türkiye adlı bir program düzenlemeyi bu çerçevede olan biteni ve yapılmaya çalışılanı saygı değer vekilimizin bilgi ve birikimi ile bize aktarmalarını istedik.

 

Bu bağlamda huzurlarınızda değerli vekilimize katılımlarından ötürü teşekkürlerimi sunarak sözü kendilerine bırakmak istiyorum. Buyurunuz sayın vekilim...

''

DARBELER TÜRKİYE'YE ÇOK ŞEY KAYBETTİRDİ''

 

Kürsüye gelen AK Parti Ardahan milletvekili Prof.Dr Orhan ATALAY, Türkiye'nin bugünlerde ki yaşadığı durumu anlamak için Sultan 2. Abdülhamid döneminden itibaren olayları iyi değerlendirmek gerektiğini belirtti. ATALAY, ''Sultan 2. Abdülhamid 33 yıl boyunca etrafı kurtlarla çevrili bir ülkeyi dış güçlere, Emparyalist ülkelere karşı, istikrar içinde dimdik ayakta tutmuştur. Sultan 2. Abdülhamit han çalışkan, zeki, basiret sahibi bir siyasî deha idi. 33 yıllık saltanat döneminde eğitim, kültür, sanat ve endüstri alanında ciddî yatırımlar yapmış, devlet borçlarını yapılandırmış, ekonomiyi rahatlatmıştı. Türkiye'nin yakaladığı siyasi istikrarı önlemeye çalışan dış güçler Başta İttihat ve Terakki Fırkası olmak üzere, çeşitli  guruplarla iş birliği yaparak, darbe ile Sultan 2. Abdülhamit'i tahttan indirdiler. Ondan sonrası ise tam bir kaos ve faciadır. İttihatçıların yönetimine geçen Osmanlı Devleti; Balkan savaşları, iç isyanlar ve Birinci dünya savaşı ile perişan halde yıkılıp dağıldı. 

 

1960 ASKERİ DARBE 

 

Cumhuriyet kurutulduktan sonra uzunca bir dönem CHP zihniyeti altında inim inim inlediğini kaydeden ATALAY, '' halk, siyasi ve ekonomik istikrarın yakalandığı Menderes döneminde yeniden bir nefes alma imkanı buldu. 10 yıl ülkeyi yönetenBaşbakan Adnan Menderes  yaptığı icraatlar ve ekonomik kalkınma programı 27 Mayıs darbesi ile birlikte akamete uğradı. Acı faturayı ülkemiz 50 yıl geriye giderek ödedi'' Şeklinde konuştu.

 

ÖZAL'I ZEHİRLEDİLER

 

İçeride ve dışarıda Türkiye’nin güçlü ve istikrarlı olmasını istemeyen guruplar memleketimizi kaosa sürüklemek için Cumhurbaşkanı Özal'ı zehirlediğini söyleyen ATALAY,''Özal'ın hayata geçirdiği reformlar sonrası, Türk ekonomisinin yapısı ve işleyiş tarzı kökünden değiştiriliyordu. Ekonomimiz kabuğunu çatlatarak dışa açılıyordu. İhracattaki bugünkü başarının temelinde, rahmetli Özal'ın 1980'de attığı harcın rolü büyüktür. Özal'la birlikte yeniden istikrarı yakalayan, güçlenen birTürkiye'den rahatsız olan güçler harekete geçerek, Özal'ı zehirleyerek yenidenTürkiye'yi istikrarsız ve kaos dönemine soktu'' diye konuştu.

 

28 ŞUBAT POST MODERN DARBE

 

Tarihe "postmodern darbe" olarak geçen ve  28 Şubat'ın asıl hedefinin Türkiye'de yeniden ekonomik istikrarı yakalayan  Refahyol dönemininde Rahmetli Erbakan'ın tasviye edilmesi olarak nitelendiren ATALAY, '' 28 Şubat siyasi ve sosyal yaşamda yol açtığı travmaların yanı sıra ekonomik olarak da ağır bedellere neden oldu. Veriler, 28 Şubat'ın ekonomiye maliyetinin 300 milyar dolar civarında olduğunu gösteriyor. Postmodern darbenin devlete sadece faiz olarak bir yıllık maliyeti bile 1.6 milyar doları bulmuştu. Türkiye'nin merkezi bütçesindeki yatırım miktarını kat kat aşan bu zarar, enflasyon, faiz ve vergi artışı olarak vatandaşın cebinden çıkıp, ulusal ve uluslararası rant gruplarının kasalarını doldurdu. 28 Şubat sürecinde özel sektör sermayesi renklendirildi. Muhafazakâr girişimcilerin oluşturduğu sermaye, "yeşil sermaye" olarak tanımlandı ve "düşman" ilan edildi'' şeklinde konuştu. 

 

17 ARALIK DARBESİ

 

17 Aralık operasyonu ve sonrasına da değinen ATALAY, 17 Aralık'ın bir darbe, bir hukuk yolsuzluğu ve milli irade hırsızlığı olduğunu savundu. Osmanlıdan bu yana 300 yıldır, Türkiye'nin istikrarda ve ekonomide en büyük istikrarı yakaladığını söyleyen ATALAY, ''son 300 yıldır ilk defa Türkiye, dünyanın dört bir yanında; Myanmar'dan Filistin'e, Suriye'den Mısır'a zulüm gören mazlum Müslümanların umudu oldu.Türkiye'de hortumları kestik. Sağlıktan, eğitime, ekonomiden, bilime bir çok alanda reform niteliğinde adımlar attık. Başını kaldıran hesap soran Türkiye birilerini rahatsız etti. Rahasız olan dış güçler Türkiye'de ki işbirlikçilerle 17 Aralık darbesini devreye soktu. Milletmizin feraseti sayesinde inşallah bu darbe girişimini 30 Martta sandığa gömeceğiz'' dedi. 

 

Konferans sonrası heyet Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (TÜMSİAD)Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) adına verdiği yemeğe katıldı.