Vecdi Gönül Kime Oynuyor?

Vecdi Gönül Kime Oynuyor?

Balyoz sanıklarıyla ilgili Genelkurmayın kurtarma operasyonları bir bir uygulamaya sürülürken, bizzat kendi hükümetini tehdit eden Balyozcular ile ilgili, Bakan Gönül kılını kıpırdatmadı....

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün Yüksek Askeri Şura öncesi peş peşe Balyoz Sanıkları’nı rahatlatacak açıklamalar ve tavırlar izlemesi kamuoyu tarafından dikkatle takip ediliyor.

Muvazzaf Balyoz sanıklarının terfi edebilmesi için formül arayışında olduğunu neredeyse açıkça söyleyen Vecdi Gönül’ün son açıklaması ise “açığa alma” yetkisiyle ilgili oldu.

Bilindiği gibi TSK Personel Kanunu, Milli Savunma Bakanı’na TSK personellerini açığa alma yetkisi veriyor. 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren bir suçtan hakkında mahkemece kabul edilmiş iddianame bulunan TSK mensubunu Milli Savunma Bakanı açığa alma yetkisine sahip.

Ancak Vecdi Gönül, bugüne kadar ne İrticayla Mücadele Eylem Planı’nda direkt Ak Parti’yi devirmeyi hedefleyen Albay Dursun Çiçek, ne de diğer Ergenekon sanıkları için bu yetkisini kullanmadı. Bakan Gönül bu yetkisini Balyoz İddianamesi mahkemece kabul edildikten sonra, Balyoz sanıkları için de kullanmadı.

Bu durum dün gazeteciler tarafından Bakan Gönül’e İzmir’de soruldu. Gazetecilerin, “yasada yetkili bakanlığın görevden alma yetkisi bulunduğunu” söylemesi üzerine Bakan Gönül; şöyle cevap verdi: “Görevden alma ile ilgili şartlar 65. maddede mevcuttur. Bizim önümüze herhangi bir sebeple görevden alın talebi gelmedi. Talep hep yakalama ile ilgili. O şartların oluşması lazım”

Bakan Gönül’ün bu sözleri, soruyu akıl karıştırmasıyla “taca atma” çabasından ibaret. TSK Personel Kanunu’nun 65. maddesi yetkiyi açıkça Milli Savunma Bakanı’na veriyor ve bunu da talebe bağlamıyor. Bakanın “şartların oluşması lazım” dediği bütün şartlar ise fazlasıyla oluşmuş durumda. Bakanın “önüme talep gelmedi” sözlerinin ise geçerliliği yok. Bakanın talebe bağlı kalması sözkonusu değil.

TSK'nın Personel Kanunu'nun o bölümü aynen şöyle: (65. madde) "Haklarında ölüm veya ağır hapis cezasını gerektiren veya yüz kızartıcı bir suçtan ya da taksirli suçlar hariç olmak üzere 5 yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren bir cürümden veya emre itaatsizlikte ısrar, üste veya amire fiilen taarruz, üste veya amire hakaret, mukavemet suçlarından dolayı kamu davası açılanlar mensup oldukları bakanlıklarca açığa çıkarılabilirler."

AÇIĞA ALMAYI KULLANMIYOR AMA AÇIK PEŞİNDE
Açığa alma yetkisini kullanmayan Milli Savunma Bakanı, aynı maddede “açık arama” peşinde olduğunu da yine kendi ifadeleriyle itiraf etti. Bakan Gönül hem gazetelere yaptığı açıklamada hem de dün soru üzerine yaptığı açıklamada; 65. maddenin terfiyle ilgili kısmına atıfta bulunarak, “yakalama kararı”na dikkat çekiyor.

Bilindiği gibi eski CMUK’ta “gıyabi tutuklama” kararı vardı. Bu karar doğrultusunda aranan şahıs tutuklu sayılıyor ve yakalanıp o vaziyette getiriliyordu. Daha sona yapılan değişiklikle “gıyabi tutuklama” tabiri kaldırıldı ve yerine “yakalama kararı” denildi. Böylece aranan şahıs önce yakalanıyor ve mahkemenin huzuruna getirilerek hakkındaki tutuklama kararı yüzüne okunuyor. Tutukluluğa itirazını ise bu aşamadan sonra resmi kanallarla yapabiliyor.

İşte Bakan gönül aynı şeyi ifade eden ancak değişen tabirden yola çıkarak, tıpkı 367 kararında Sabih Kanadoğlu’nun yaptığı gibi kelime oyunuyla, YAŞ’ta komuta kademesiyle hemfikir olarak Balyoz Sanıkları’na terfi yolu açılması için çalışıyor görüntüsü içinde.
Normal şartlarda basını bilgilendirme toplantıları ve gazetecilere direkt röportaj verme yoluyla medyayı kullanan Askeri Kanadın, bu riskli konuda sessiz kalması ve istedikleri açıklamaları Milli Savunma Bakanı üzerinden yaptırıyor olmaları da ilginç bir durum olarak kayda geçti.

Yavuz Dik- Analiz/Aktifhaber

Etiketler :