VEREN VERDİ VERİŞTİRDİ

VEREN VERDİ VERİŞTİRDİ

Yeni Akit'e yazar olan Nureddin VEREN; Gülen'in Şahin Alpay, Eser Karakaş, Ahmet-Mehmet Altan'a akıttığı dolarların hesabını sordu.

İnsanları kendisine bağımlı hale getirmesi, İslam’ı ve Kur’an’ı kendi anlayışı ile dünyaya sunması ve insanları kendisine bende yapmasını, Kur’an ve İslam’ın nasıl yozlaştırıldığını, kademe kademe asli çizgimizden masum gösterdiği küçük takiyeler ve zikzaklarla uzaklaştırıldığını anlatmaya çalışacağım.

50 yıllık bir Fettullah’çılık macerasının anlatılmasına başlamak için sondan başa veya baştan sona gitme hususunda kararsız kaldım.

Fakat gündemde olan Gazeteci Yazarlar Vakfı’nın ne kadar ters bir maksada alet olduğunu, kuruluş gayesinin 180 derece zıt bir hedefe doğru kullanıldığını, milletimizin samimi destekleriyle imece usulüyle yardımlar toplanarak camiye yardım yapılır gibi küçük himmetlerle kurulmuş olan bu Gazeteci Yazarlar Vakfı’nın nasıl büyük bir ihanete ve dine imana küfreden insanlara bir zemin oluşturduğunu, bu maksatla kullanıldığını görünce, konuya buradan başlamayı düşündüm.

Gazeteci Yazarlar Vakfı, siyasetçiler ve gazeteci yazar kesimi ile diyaloğa geçmek, Fetullah Gülen’e toplum içerisinde imaj kazandırmak ve etiket sağlamak için hazırlanmış bir projedir. 1994 yılında kurulmuş bu vakıf daha sonra anlayacağımız üzere o güne kadar hiçbir gazeteci ve siyasetçi ile görüşmemiş olan hasır üzerindeki molla Gülen’in imajını  değiştirerek, kozadan kelebeğe atlama vesilesi olarak kullanılmaya başlanmıştı. Sanki sihirli gizli bir el Gülen’e dokunmuş gibi oldu.

Gazeteci Yazarlar Vakfı, Fetullah Gülen’in sosyal hayat içerisinde, siyasi hayat içerisinde bir kimlik ve bir etiket kazanması için bir projeydi. 11 kişilik bir toplanmış heyetle vakıf kuruldu.

Fakat daha sonra pek çok organizasyonlar bu vakfın finansörlüğü ile tabiri caiz ise, yemlenme ve yemleme arenası haline dönüştü.

Vakfın kurucuları da birer birer uzaklaştırılarak F.Gülen’in gazabına uğradılar.

Şimdi soruyorum insanlara; Allah için deyip, bütün himmetini hizmet adı altında veren insanlar; ateist ve tamamen din düşmanı olan, hayatında bir sefer olsun alnı yere değmeyen, Allah kitap kabul etmeyen insanlara birer ikram kapısı olarak sarf edilmesi, dinimize vatanımıza küfür eden insanların kullanacağı, zeminler olarak sunulması, alttaki dua eden ve ben hizmete yardım ediyorum, fakir çocuklara ve Müslümanlara destek oluyorum zanneden insanlara soruyorum;

Hayatında bir sefer başı secdeye değmeyen ve hayatı boyunca dinimize, Kur’an’ımıza küfür eden insanların nasıl yedirilip içirildiğini?

10 yıldır her hafta program yaptırılan Şahin Alpay, Eser Karakaş, Mehmet Altan’lara gizli açık verilen dolarların miktarını bir soruşturun?

Kur’an’ımız ile dalga geçen; ahlaksızlığı ve eşcinselliği açıkça metheden ve bunlara destek çıkan insanlara Zaman, STV, Mehtap Tv, Irmak Tv ve Abant Platformlarında, Gazeteci Yazarlar Vakfı’nın destekleriyle nasıl sunumlar ikramlar ve şölenler hazırlandığını, bunlara nasıl yüksek maaşlarla 500 küsur defa program yaptırarak, cemaate ait televizyonlarda konuşma fırsatı verildiğini, dinimizle, Kur’an’ımızla alay eden insanların zenginleştirildiğini… 

Bunları hangi hizmet adına yaptıklarını cemaat mensuplarının sormasını istiyorum. Bunlardan ne Hayır umduklarını sormak istiyorum?

Sadece Tayyip Erdoğan düşmanlığı için bu adamları konuşturmak üzere verilen bu paraların vebali, onları destekleyen başörtülü, Kur’anlı, Cevşenli kardeşlerimize.

Şahin Alpay’ı soruyorum Ahmet Altan’ı, Mehmet Altan’ı, Eser Karakaş’ı soruyorum? 

KİMDİR BUNLAR?

Bunlar hayatlarında bir sefer olsun başı secdeye değmiş midir? İslam’a, Kur’an’a en ufak bir inançları var mıdır?

Bu insanlar nasıl oluyor da cemaatin verdiği paralarla beslenmiştir, semizlemiştir, çatlayacak hale gelmişlerdir?!

 ABD’de ve Avustralya’da Katolik kiliselerine yapılan milyonlarca dolar bağışların vebalinden Allah katında sorumlu olduklarını bilmiyorlar mı?

Cemaat mensupları bunlarla uğraşırken;

Bugün ülkemizde daha önce hayal dahi edemiyeceğimiz pek çok hayırlı işler yapılmıştır, bugün ülkemizde ne başörtüsü problemi vardır ne sağ sol çatışması vardır.

 Cumhurbaşkanlığında Kur’an okunmakta namaz kılınmaktadır, Cumhurbaşkanlığımızda cami vardır, Risale-i Nurlar devlet eliyle bastırılabilmekte dağıtılabilmekte… Bugün Müslümanlığını iftiharla ve açıkça yaşayabilen Allah’ın emirlerine uygun hareket eden Devlet Başkanımız aileleri ile çocukları ile İslami hayatı yaşayabilen başbakan ve bakanlar ve siyasi kadrolar görebilmekteyiz; bunlarla iftihar etmekteyiz. Yıllarca odacı kapıcı diye aşağılanan başörtülü bacılarımarızı artık hakimler, doktorlar, avukatlar olarak hayatın her kesiminde görüyoruz Bunlarla iftihar ediyoruz.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum