Yargı tarihinin utanç konuşması

Yargı tarihinin utanç konuşması

Yüksek Yargı mensuplarının 12 Eylül darbesini alkışladıkları ortaya çıktı.

Yüksek Yargı mensuplarının 12 Eylül darbesini alkışladıkları ortaya çıktı. Darbeden yaklaşık bir yıl sonra dönemin Yargıtay Başkanı Mehmet Derviş Turhan'ın adli yıl açılışında yaptığı konuşma hukuk tarihine kara bir leke olarak geçti.

Melik Duvaklı'nın haberi

7 Eylül 1981 tarihli konuşmada darbecilere övgüler yağdıran Turhan, "Bu kıvanç verici ortamı sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yargı adına en içten teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir ödev sayarım." diyor. Siyasi iktidarı eleştiren Turhan, darbenin meşruiyetini ispatlamak için de, "12 Eylül 1980'den önceki adalet yılı devletimiz ve ulusumuz için büyük tehlikeler, sürekli sarsıntılar doğuran huzursuzluklar içinde geçmiştir." ifadesini kullanıyor. Darbeden önceki adalet yılında anarşinin doruğa çıktığını, bölücülük yaygınlaştığını söyleyen dönemin Yargıtay Başkanı Turhan, "Demokratik sistemin temel müessesesi olan Parlamento görevini yapamaz hale gelmiş, can ve mal güvenliği ortadan kalmış ve ülkemiz iç savaş eşiğine getirilmiştir." diyor. Bir yıl önceki konuşmasında darbe teşvikçiliği yaptığını da itiraf ediyor ve şunları söylüyor: "Ülkemizin düşürüldüğü tarihinin bu en bunalımlı döneminden kurtarılması için Türk Silahlı Kuvvetleri, bir kısım basın ve kuruluşlar uyarılarda bulundular. Geçen adalet yılının açış konuşmasında da, 'Ülkenin yönetiminde görev alan tüm sorumluların ve bütün kuruluşların öz varlığımıza yönelik iç ve dış kökenli tehlikelerin bilinci içinde her türlü yan düşünceyi ve kısır çekişmeleri bir yana bırakarak Atatürk milliyetçiliği, Atatürk ilkeleri doğrultusunda birleşmeleri, elbirliği, gönül birliğiyle önlemler saptayıp vakit geçirmeden uygulamaya koyabilmeleri' gereğine işaret edilmişti."

Derviş Turhan, darbecilere şu sözlerle şükranlarını iletiyor: "Tüm ısrarlı uyarıların bir sonuç vermemesi üzerine, Türk Silahlı Kuvvetleri; ulusun birliğini, ülkenin bölünmezliğini, can ve mal güvenliğini, sosyal adalete, kişinin hak ve özgürlüğüne, Atatürk ilkelerine dayalı parlamenter demokratik bir düzenin gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla 12 Eylül 1980 günü tarihi bir görev yüklenerek devlet yönetimine tümüyle el koymuştur. 12 Eylül Harekatı'ndan sonra hâkim ve cumhuriyet savcılarımız görevlerini huzur ve güven içinde yürütmektedirler. Bu kıvanç verici ortamı sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yargı adına en içten teşekkürlerimi sunmayı zevkli bir ödev sayarım."

Yüksek yargı mensuplarının askeri vesayete olan gönül bağlılığı bu konuşma ile de sınırlı değil. Yakın tarihimiz bu meyanda yapılmış konuşma ve Anıtkabir yürüyüşleri gibi "ordu göreve" eylemleri ile dolu. Onlardan biri de bir diğer Yargıtay Başkanı İmran Öktem'in 1967-1968 adli yıl açılışında yaptığı konuşma. Öktem, darbeci Cemal Gürsel'i överken 1960 darbesini bir "hukukçu" sıfatıyla savunuyor. Öktem, darbeyi "iktidara karşı direnme hakkı" olarak tasvir ediyor. Öktem Gürsel hakkında şunları söylüyor: "Olağanüstü devrim idaresinin anayasa kuruluşlarına arızasız olarak intikalinde ve demokrasinin yerleşmesinde Cemal Gürsel'in büyük etkisi olmuştur. Bunu sağlamak için geceli gündüzlü çalışmış, sağlığını ve hayatını yitirmiştir. Devrimci Türk milleti sana minnettardır. Hakk'ın rahmeti üzerinde olsun."

Zaman

Etiketler :