Eygi, kütüphanesini Cumhurbaşkanlığı'na bağışlıyor

Eygi, kütüphanesini Cumhurbaşkanlığı'na bağışlıyor

Yazar Mehmed Şevket Eygi, 80 bin ciltlik kütüphanesini ve hat koleksiyonunu Cumhurbaşkanlığı Sarayı Kütüphanesi'ne bağışlıyor

Eygi, kütüphanesini Cumhurbaşkanlığı'na bağışlıyor
Eygi, kütüphanesini Cumhurbaşkanlığı'na bağışlıyor

Yazar Mehmed Şevket Eygi, 80 bin ciltlik kütüphanesini ve hat koleksiyonunu Cumhurbaşkanlığı Sarayı Kütüphanesi'ne bağışlıyor

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi

Gazeteci Yazar Mehmed Şevket Eygi, aralarında çok değerli ilk basım ve el yazmalarının da olduğu kütüphanesini Cumhurbaşkanlığı Sarayı Kütüphanesi’ne bağışlıyor. Milli Gazete’de yazarlık yapan ve aynı zamanda Bedir Yayınevi’ni yöneten Eygi, 80 bin kitabın yanı sıra çok değerli hat eserlerinin de olduğu koleksiyonunu kütüphaneye verecek.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı Kütüphanesi’nde 5 milyona yakın değerli eserin bir araya getirilmesi planlanıyor.

MEHMED ŞEVKET EYGİ KİMDİR?

Mehmed Şevket Eygi, bir yazısında kendisini şöyle tanıtıyor:

Genç okuyucular içinde hakkımda bilgi sahibi olmayanlar tercüme-i hâlimi (özgeçmişimi) sorup duruyorlar. Kendimi reklâm etmekten, hattâ tanıtmaktan bile hiç hoşlanmıyorum. Bu sütunlarda İslami bir âmme hizmeti görmekteyim, binaenaleyh gayet muhtasarca bilgi vererek bu tercüme-i hâl işini geçiştireyim. 1933 doğumluyum. İlk, orta lise tahsilini Galatasaray'da yatılı olarak yaptım. (Fakülte arkadaşım Cemal Süreya bir yazısında parasız yatılı olduğumu yazmış, yanılmış, ebeveynimin fedakârlıklarıyla okudum).

Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi siyasî bölüm (diplomasi bölümünden) 1956'da mezun oldum. Memuriyet olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nda iki sene Fransızca mütercimliği yaptım. Bir ara Ömer Nasuhi Bilmen hocanın hususî kalem müdürlüğüne de baktım. 1960'da memuriyetten istifa ile İstanbul'a gazetecilik yapmaya geldim. Haftalık Yeni İstiklâl gazetesini çıkarttım, Bedir Yayınevi'ni kurdum. 1966'da günlük Bugün gazetesini çıkarttım. 1968'de Bâbıâlide Sabah gazetesini satın aldım.

1969'un birinci ayında yurt dışına çıktım, altı seneye yakın bir müddet geri dönemedim. Çünkü birtakım mahkûmiyetlerim, ağır cezalarda aleyhime açılmış yüzlerce dâvâ vardı. 1974 güzünde döndüm. 12 Mart 1971'den sonra gazetelerim süresiz kapatıldı, müesseselerim batırıldı. Döndükten sonra, işe sıfırın altından başlamam icap etti. Sabah (şimdiki değil), Son Haber, Zaman gazetelerinde kısa müddetlerle yazı yazdım, haftalık Büyük Gazete'yi çıkarttım.

1991 Ekim’inden beri de bu sütunları işgal ediyorum. Hayatımdaki kayda değer hadiselerden biri de epey müddet Sağmalcılar, Gerede, Şile cezaevlerinde mahpus kalmamdır. Oturduğum daireden başka gayr-i menkulüm yoktur.

Hayli zengin ve çeşitli bir şahsî kütüphânem, evimi dekore edecek kadar hüsn-i hat kolleksiyonum vardır. Şahsî veya siyasî, nüfuz veya menfaat hususunda hiçbir emelim yoktur. Elden geldiği kadar Müslümanca yaşamak ve Müslüman olarak ölmek isterim. İ'tikaden Mâtüridî, mezheben Hanefî, meşreben (.....) mensubuyum. Ehl-i sünnet dairesi içindeki çeşitli meşreb ve hareketlere muhabbet intisabım ve alâkâm vardır.

Sanırım bu kadar bilgi yeter.

dunyabulteni

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.