Sana bir hafta süre veriyorum Edibe

SEVGİLİ Edibe Sözen... Eski dostum...

Başbakan'dan zılgıtı yiyip apar topar kendini Amerika'ya atınca, ne yalan söyleyeyim, üzülmüştüm biraz...

Yeniden nasıl göze gireceğini, "AKP Genel Başkan Yardımcılığı" koltuğunu nasıl koruyacağını falan merak ediyordum...

Uzun bir süre kafayı çıkaracağına da pek ihtimal vermiyordum doğrusu...

Ama işte yanılttın beni...

Öyle bir çalım atarak yeniden "gözde" oldun ki, aşk olsun yani...

Sen tut, iki Hürriyet yazarının Bebek Balıkçısı'nda konuştuklarına dair, "uzun kulaklı bir kız"dan yalan yanlış bilgiler al...

Sonra da öğrendiğin yanlış bilgileri Başbakan Erdoğan'a aktar...

Ve Başbakan'ın yeniden gözüne gir...

Hay Allah! İnsan bu kadar mı becerikli olur yahu...

Aferin Edibe! Helal olsun sana vallahi...

* * *

Eh, madem zılgıttan kurtulmak konusunda bu kadar beceriklisin...

O zaman sana becerini yeniden kanıtlaman için tarihi bir fırsat daha sunayım...

Sana bir sorum var "Becerikli Bayan Edibe"...

Söyle bakalım...

AKP'nin ilk iktidar döneminde...

Yani sen henüz AKP'ye intisap etmemişken...

İstanbul'da bir internet sitesinde, "Ankara'dan pis kokular geliyor... Dürüstlük diye işbaşına gelenler, en başta dürüstlük ilkesine aykırı hareket ediyorlar... Hırsızlık alıp başını gidiyor" minvalinde yazılar yazmıştın ya...

Senden işte o yazılarını kamuoyuna açıklamanı rica ediyorum...

İstersen bu talebimi, senin çok daha iyi anlayabileceğin ve duymaya alışkın olduğun bir forma sokayım:

Sana bir hafta süre... Açıkla... Açıklamazsan ben açıklayacağım...

Kaset çıkarmanın hiç sırası değil

KANAL D Haber'de Şevki Yılmaz'ın hac kasetine benzer bir kasetin ekrana sürüldüğünü öğrendim...

AKP döneminde bakanlık yapmış milletvekili Zeki Ergezen'in, Mekke'de attığı bir cihat nutkunun kasetiymiş bu...

Laikliğe bindirmeler, İslami devlet arzuları falan...

1993 yılında yapılan bu konuşmanın, bugün ekrana sürülmesi fevkalade yanlıştır...

Çünkü...

Karşımızda memleketimizi üç vakte kadar tepeden tırnağa İslamileştirmeye baş koymuş "idealist" ve "dava delisi" bir ekip yoktur...

Bu yüzden "dava" üzerinden gidilemez... Bu yüzden ideolojik muhalefet yapılamaz...

Tehlike şudur:

"Otoriter eğilimleri" gittikçe artan, herkese fırça atan, eleştiriye tahammül göstermeyen bir lider ve o liderin karşısında gıkını bile çıkaramayan bir ekip...

Yani...

Artık mücadele, "İslamcı iktidar" ile "iktidarın İslamileşmesinden kaygı duyanlar" arasında geçmiyor...

Mücadele, basın özgürlüğünü içine sindiremeyen, kendi zenginini yaratmaya çalışan, cemaatçi yaklaşımlarını terk etmeyen, kendi yolsuzuna arka çıkma eğiliminde olan, aykırı giden herkesi hizaya sokmak isteyen, racon kesen iktidarın lideri ile bu durumdan kaygı duyanlar arasında geçiyor...

Kısacası...

Zeki Ergezen'in küflü kasetinin, bu mücadelenin içinde hiç ama hiç yeri yok...

Lütfen, o kaseti aldığınız yere koyar mısınız?

Bir açıklama

STAR Gazetesi yazarı Necdet Şen'in Başbakan'ı eleştiren yazısı nedeniyle işinden olduğunu yazmıştım... İşin doğrusu şuymuş: Gazete ile Necdet Şen arasında teknik anlaşmazlıklar varmış... Bu yüzden ilişik kesilmiş... Başbakan yazısıyla olayın ilgisi yokmuş... Düzeltirim...

Önceki ve Sonraki Yazılar