Tayyip Erdoğan’a şunları sorardım

* SORU BİR: “Bize gaz vermeye kalkanlar var” dediniz... Tıpkı “askeri bildiriler” gibi kimse üzerine alınmadı bu demecinizin... Lütfen söyler misiniz? Kimdir size gaz veren münasebetsizler? Muhalifler mi? Muvafıklar mı?

*  SORU İKİ: Ferhan Şensoy’un “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” diye bir oyunu var... Bu oyundan haberiniz var mı? “Bakkal devri bitti” derken, mahalle bakkalınızın veresiyeyi kesme ihtimali sizi hiç endişelendirmiyor mu?


* 
SORU ÜÇ:
Siz de biz faniler gibi telefonlarınızın dinlendiğine dair şüpheye düşüyor musunuz? Bu konuda aldığınız önlemler nelerdir? Lütfen anlatır mısınız?


* 
SORU DÖRT:
“Ezel” adlı dizinin Show TV’den ATV’ye transferi nedeniyle herhangi bir kutlama telefonu açmaya fırsat bulabildiniz mi?


* 
SORU BEŞ:
Maşallahınız var... Siz oy alıyorsunuz, oy alma kapasiteniz hala yüksek... Peki ya medyanız? Onlar neden tiraj ve reyting alamıyor? Bu ters orantının anlamı nedir?


* 
SORU ALTI:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, “Partiler kapatma davasını hissederler” diye bir açıklama yaptı... Bugünlerde sizin hissiyatınız ne durumda?


* 
SORU YEDİ:
Bülent Arınç sizin için “Civanım, delikanlım Tayyip ne hale geldi” dedi... Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Aynaya baktığınızda “Hey gidi civan Tayyip... Ne hale geldin?” diyor musunuz?

 

Kenan ile Nejat arasında farklar

 

*  Kenan kendini eğiterek yükseleceğini bilen bir karıncadır... Nejat hazırdan yiyen ve bohemliği kendine yakıştıran bir ağustosböceği...


* 
Nejat
skandala yatkındır, Kenan değildir.


*
 Gerçek hayatta “çalışkan çocuk” olan Kenan, filmlerde hep psikopat tipleri canlandırır... Gerçek hayatta bohem ve asi olan Nejat, filmlerde hep melankolik tipleri canlandırır...


*
 Kenan disiplinlidir, Nejat boş vermiş.


*
 Kenan hep bir ustaya yaslanır... Nejat ise hep bir ustaya denk düşer...


*
 Kenan günümüzün gelişmiş bir Kadir İnanır’ıdır... Nejat ise Tarık Akan...


*
 Kenan stratejik kararlar gereği kendisini saklar... Nejat ise asosyal ve sıkılgan olduğu için...

 

Bir benzerlik

 

SEÇİM olmuş, AK Parti patlama yapmış...


Soruyoruz etrafımızdakilere:


“Sen AK Parti’ye oy verdin mi?”


Cevap: “Hayır, hayır, hayır.”


Şaşıp kalmıştık:


“Sen vermedin, bu vermedi, şu vermedi... Kim verdi?”

* * *


Recep İvedik
filmleri rekor üstüne rekor kırdı / kırıyor.


Soruyoruz etrafımızdakilere:


“Recep İvedik’i sinemada seyrettin mi?”


Cevap: “Benim o banal filmde ne işim var...”


Şaşıp kalıyoruz:


“Sen seyretmedin, bu seyretmedi, şu seyretmedi... Peki kim seyretti...”

 

Alternatif bayramlar

 

BAŞBAKAN Erdoğan’ın Davos’taki “One Minute” çıkışının birinci yıldönümü Sultanahmet Meydanı’nda şenliklerle kutlanmış...


Buradan yola çıkarak AK Parti yöneticileri için alternatif bayram önerilerinde bulunuyorum:


* 
BİR:
“Rabbime sordum Cleveland dedi” şenlikleri...

*  İKİ: Babalar gibi satma festivali...

*  ÜÇ: Gömlek değiştirme panayırı...

*  DÖRT: Yüzde 47.6 kutlamaları...

*  BEŞ: Balkon Nutku şöleni...

*  ALTI: “Ananı da al git” gecesi...

* 
YEDİ:
Çankaya da bizim oldu bayramı...

 

Sabih Bey sizin olsun bana Osman Can yeter

 

YARGITAY Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun çatık kaşlı ve özgürlük tırpanlayan hukuki yorumlarından “illallah” etmiştim ki...


Demokrat hukukçu Osman Can ilaç gibi geldi.


Habertürk’te Balçiçek Pamir’in “Karşıt Görüş” programında ikisinin tartışmasını seyrettim...


Osman Can,
partiler kapatılmamalı diyor, Sabih Bey kapatılabilir diyordu...


Osman Can,
bütün darbeler yüz karası diyor, Sabih Bey sivil iktidarların hatalarından dem vuruyordu...


Kısacası Osman Can, özgürlük alanını genişleten bir yaklaşımı dile getiriyor,

Sabih
Bey ise daraltmaya çalışan bir yaklaşımı...


Şöyle dedim: Sabih Bey sizin olsun, bana

Osman Can yeter...


 

Önceki ve Sonraki Yazılar