Yüzde 50 almak

HALKIN yüzde 50’sinin oyunu almak...
 

-  Çok büyük başarı demektir.
-  Bütün tartışmalara karşın halkın ezici çoğunluğunun teveccühünü kazanmak demektir.
-  Yapılan hizmetler karşılık buluyor demektir.
-  Halkın en azından yarısının duygu ve düşünce dünyasında karşılık bulmak demektir.
-  Halka dokunmak demektir.
-  Büyük bir kitlenin umudu olmak ve olmaya devam etmek demektir.
* * *
Ve fakat...
Halkın yüzde 50’sinin oyunu almak...
-  Çoğunluğun nerede durduğunu gösterir, hakkın ve adaletin nerede durduğunu göstermez.
-  Gazetecilerin cezaevlerine tıkılmasının haklı olduğunu yansıtmaz.
-  “Ben olsam Apo’yu asardım” sözünün anlamlı olduğu sonucunu doğurmaz.
-  Tahammülsüzlüğün bir erdem olduğu sonucunu vermez.
-  “Sıfır iktidar eleştirisi” yapmaya dayalı gazeteciliğin en doğru gazetecilik olduğunu göstermez.
-  Eleştiriden münezzeh olmak anlamına gelmez.
-  Her kesime değil, sadece bir kesime özgürlük tanınmasının en doğru yol olduğunu göstermez.

Gürsel Tekin’in bahisleri

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in, “AK Parti iktidar olamayacak” ya da “CHP yüzde 40’ı aşacak” diye bahse girmediği kişiler lütfen parmak kaldırsın.
Çünkü...
Etrafıma şöyle bir bakıyorum da...
Gürsel Tekin’in bahse girmediği kişiyi bulmakta zorlanıyorum.
Hemen söyleyeyim: Ben de o mutlu çoğunluktanım.
* * *
Seçime 10 gün kala idi...
Yüzüne gayet ciddi ve inandırıcı bir şekil veren Gürsel Tekin, bana dönerek, “Göreceksin, bu seçimden AK Parti tek başına iktidar olarak çıkamayacak” demişti.
Dudaklarıma alaycı bir kıvrım kondurup hiç inanmayan gözlerle baktığımı görünce de...
“Var mısın iddiaya? Takım elbisesine?” demişti.
Ben de...
Kolay yoldan bir takım elbise kazanacak olmanın verdiği rahatlıkla “Varım” demiştim.
* * *
Fakat seçim bitince bir de ne göreyim!
Meğer Gürsel Tekin, neredeyse Türkiye’nin yarısıyla takım elbisesine iddiaya girmiş.
Diğer yarısı da zaten AK Parti’ye oy verdi.
Bu durumda...
Gürsel Tekin’e “Geçmiş olsun, ben takım elbiseden vazgeçtim aga” mesajını sarkıtmayı bir borç biliyorum.

Kemal Bey tipik bir eski CHP’li gibi takılsa idi

MESELA...
-  Sivas’ın doğusuna gitmeseydi.
-  Asker goygoyculuğu yapsaydı.
-  Türban düşmanlığı yapsaydı.
-  İrtica diye tuttursaydı.
-  Canan Arıtman’ı sol yanına, Onur Öymen’i sağ yanına alsaydı.
-  “Sattılar Türkiye’yi” deseydi.
-  Ekâbir gibi davranıp sadece 15 ilde miting yapsaydı.
-  Kürt demeseydi, Habur diye tuttursaydı.
-  Bilindik ya da bilinmedik tüm ulusalcı tezleri meydana sürseydi.
Yüzde 25.9’u ancak rüyasında görürdü.
* * *
2007 seçiminde Deniz Baykal ve ekibi, yanlarına DSP’yi de alarak, bütün bunları yaptılar, bütün bunları söylemediler mi?
Yaptılar ve söylediler.
Peki sonuç ne oldu?
Ne olacak?
Sadece yüzde 20.8 oldu.
* * *
O halde gidilecek yol bellidir:
Daha fazla özgürlük denecek, daha fazla proje açıklanacak, gidilmeyen şehirlere daha fazla gidilecek, daha fazla demokrasi vurgusu yapılacak, daha fazla halka yaslanılacak, daha fazla, daha fazla...
Mehmet Âkif gibi söylersek...
“Özgürlük de, demokrasiyi öne çıkar, halka ram ol/Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol.”

Hayat devam ediyor

-  Kifayetsiz yandaş, televizyon ekranından “Yakında operasyonlar falan başlar” diye tehditler savuruyor.
-  Bankacılar, cep telefonlarımızdan bizleri günde 8 sefer taciz ediyor.
-  Arsız magazin figürleri, Tarkan’a hareket çekerek gündem olmaya çabalıyor.
-  Atiye Sokak’taki masaların sayısı her geçen gün daha da artıyor.
-  Yüzde 50’yi görünce kadınlar, “Eh artık başımızı örteriz” diye birbirlerine şakalar yapıyorlar.
-  CHP’de umduklarını bulamayanlar Ertuğrul Kürkçü ve Sırrı Süreyya üzerinden sosyalist solun zaferine yancı olmaya çalışıyorlar.
-  Yandaş medyaya “Yüzde 50’de sizin payınız yok, olsaydı tirajınızdan ya da reytinginizden belli olurdu” diye laf sokuluyor.
-  Kemal’in de çare olmadığını görenler “Çare Sarıgül” diye kafa çıkarıyorlar.
-  Seçimden umduklarını bulamayanlar politikayı bir tarafa bırakıp Amy Winehouse’un 20 Haziran’da İstanbul Küçükçiftlik Parkı’nda vereceği konser için hazırlık yapıyorlar.

Gülerce’nin hakkaniyeti

ZAMAN yazarı Hüseyin Gülerce’den seçim sonrası iki cümle duydum:
BİR: Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni söylemi, Kürt sorununun çözümü için önemli bir şanstır.
İKİ: Başbakan Erdoğan, ‘Ben olsam Apo’yu asardım’ sözü ile yanlış yapmıştır.
Hüseyin Bey... Hüseyin Bey...
Seçimden önce bunları söylemeyip seçimden sonra söylemek ile “hakkaniyet” arasında bir bağ yok mu?

Baykal neden olmaz

ANTALYA’da CHP oylarına tavan yaptıramadı ya...
Yaptırsaydı bile olmazdı, olamazdı.
Bunun birçok nedeni var ama ben sadece bir tanesini söylemekle yetineceğim:
O “uğursuz kaset” orada durduğu müddetçe olmaz, olamaz.
Değil mi ki AK Parti, Baykal genel başkan değilken bile, o kasedi dile dolamak konusunda esaslı bir performans sergiledi, bir de Baykal’ın genel başkan olduğunu düşünelim... Hafazanallah! Hafazanallah!

Amcaoğlu

SEÇİMDE hoşuna gitmeyen sonuç çıkınca, seçmenin kahir ekseriyetine “göbeğini kaşıyan adam”, “koyun”, “aptal” falan diye hakaret eden kişi ile seçimden hoşuna giden sonuç çıkınca, oyun büyüğünü kapan partiyi azıcık eleştirmiş herkese “Aldınız mı boyunuzun ölçüsünü?”, “Atın kendinizi köprüden aşağı” falan diye çıkışan kişi amcaoğludur.

Önceki ve Sonraki Yazılar