Ahmet Müfit KUTLU

Ahmet Müfit KUTLU

EŞEK HALİL AĞA

B.

 

 

EŞEK HALİL AĞA

 

İnsanların yaradılışları , huyları pek değişiktir .

 Bu sebepledir ki siyasetin ilk maddesi insanları idare etme sanatıdır . Politika ise menfaate dayanan farklı bir yöntemdir .

 

Orta Anadolu’daki bir şehrimizde yaşayan Halil Ağa’nın politikası da bir başka türlü . Halil Ağa , herkesten  “saygı ve ilgi “ görmeyi pek severmiş. Berberinden bürokratına kadar onu tanıyanlar bu görevlerini(!) asla ihmal edemezlermiş.

 

Halil Ağa’nın  makamda , parada gözü yok ama göz ardı edilmeye de hiç tahammülü yok . Onun derdi ilgi ve saygı görmek . Dertlinin derdine , işi olanın işine koşarmış . Karşılığında sadece bir kebap ziyafeti .

 

İşini zora sokanların kendileri zora girermiş . Halil Ağa’nın on parmağı karalı  , birini değdirmesi yetermiş . Tepkisi sert olur , inat ve tekmesi ile  lakabının hakkını verirmiş :

 Eşek Halil Ağa …

 

Bir gün köylüler İl Genel Meclisi üyesi  Halil Ağa’nın kapısını tıklatmışlar . Halil Ağa önde  onlar arkada ilgili dairenin yolunu tutmuşlar . Köye su şebekesi yapılacak , Müdür , kanun diyor , mevzuat diyor , bütçe , ödenek , iş programı diyor başka bir şey demiyor.

 

Halil Ağa ertesi gün, çifte (!) atmaya karar vererek yanına iki köylü almış ve tembihlemiş : “ Ben ne dersem siz tasdik edeceksiniz ; tamam mı ? “  “ Tamam ! “

 

Halil Ağa , Müdür’ün odasına çat kapı dalmış . Dünkü teklifini yinelemiş ; cevap yine olumsuz . Müdür ,eşeği suya götürüp susuz getiriyor .  Halil Ağa oturduğu yerden fırlayıp kapıyı  açarak başlamış  odanın içinde  bağırmaya :

 “ Sen Atatürk’e nasıl hakaret edersin ?  Sen Ata’mıza bu lâfları nasıl söylersin  ? “

  Müdür şaşkınlıktan ve korkudan  dilini yutacak “ Halil Bey , ne Atatürk’ü ? Ben böyle bir şey demedim  Halil Bey !”

Halil Ağa köylülere dönmüş

“ Demedi mi ? Bu adam Atatürk’ümüze hakaret etmedi mi ?  “

 “ Etti Halil Ağa’m,  Ata’ya küfretti ! “

  Müdür hızla koşup kapıyı kapatmış sonra Halil Ağa’nın ellerinden tutup yalvaran gözlerle  koltuğa oturtmuş :

 “ Ne istiyordun Halil Bey ; ne lazımsa bir çaresini buluruz . Sen üzülme … Ben köyün her işini hallederim . “

 

Halil Ağa “ Hah şöyle ! “ deyip sırıtarak çıkınca köylülere dönerek :

 

 “ Şimdi ısmarlayın kebapları !”

 

 İl genel Meclisi üyesi Eşek Halil Ağa’nın parada , pulda , rüşvette , arabada gözü yok . O iş bitirdiği yerlerde korku dolu saygı nazarlarını gördükçe , kebabı yeyip  keyifleniyor  . Müdürlerden istediği de öyle fazla bir şey değil ;  “filanca köye 20 torba çimento gönder , filanca yolu tamir et .”

 

Şehire yeni bir Vali geldiğinde yapılan ilk uyarı :

 

 “ Aman Vali Bey ; Halil Ağa’ya dikkat et “ olurmuş .

 

Despot , ceberrut , kibirli bir Vali bu uyarıya kulak asmamış . İl Genel Meclisi üyelerine “ Otur,kalk , gel , git “ emirler veriyor . Halil Ağa’yı fark etmiyor bile . Halil Ağa hayli gücenik ve gergin bir şekilde bağırmış :

 “ Vali Bey ; biz senin memurların değiliz . Biz milletin temsilcileriyiz . Ne yapılacaksa bize soracaksın . “

 

Vali şaşırmış . Dışarı çıkınca Özel Kalem Müdür’üne sormuş :

 

“ Kim bu adam ? “

 

 Eşek Halil Ağa’yı anlatmışlar Vali Bey’e .

 

O günden sonra Vali nerede , Halil Ağa orada , hem de baş köşede …

 

Yaa işte böyle !

 

Milleti eşek hesabına alanlara böyle “ Eşek Halil Ağa” lar lazım … 521693_10151347816291814_351160871_n.png

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum