11 EYLÜL’Ü 12 EYLÜL’E BAĞLARKEN

Kurt kuzuyu yemek istemiş. Bahanesi hazır.

-Suyumu kirletiyorsun diyor.

Kuzu

-Sen yukarıda ben aşağıda suyunu nasıl kirlendirebilirim..? su senden bana akıyor diyor, ama kurdun niyeti kötü

-Olabilir…!  ben seni yemek istiyorum ve bahanem de bu diyor.

Tarih şahittir ki; Birinci dünya savaşı ana sebebi Sırp prensinin öldürülmesi falan değil; Ortadoğu petrollerinin Osmanlı Devleti’nin elinde olmasıydı. Hasta adam petrole sahipti ve petrol Osmanlı’ya bırakılamazdı. Bir bahane bulundu ve savaş çıkartıldı. Öncesinde cebri işgaller vardı ve zaten durum kritikti. Küçük bir kıvılcım bekliyordu.

Birinci dünya savaşındaki müttefik Almanya’nın sığınmacı görünen gemileri ile oynadığı oyun sonrasında Osmanlı’da bir oldu bitti ile savaşa dahil edilmiş ve istenen sonucun elde edilmesi için müthiş bir fırsat doğmuştu.

Gerisi malum, muhteşem Çanakkale Savaşı muzafferiyeti ama sonuç hüsran. Oldu bitti Mondros mütarekesi, imzalanması bile beklenmeyen Sevr ve ardından paylaşma planları. Tekrar Kurtuluş mücadelesi ve şimdi can havli ile kurtarabildiğimiz aziz vatanımız.

Aynı senaryonun teknolojik versiyonu; 11 Eylül ikiz kuleler oyunu. ABD için bu senaryo play station oyunları kasar kolaydı. Mars’a insansız araç gönderen ve her türlü biligiyi alan teknoloji birkaç uçağın İkiz kulelere çarptırılması işini çok kolay halledebilirdi. Plan müthişti. Amaç Irak’a girmek ve Ortadoğu’nun Birinci Dünya savaşında Osmanlı’dan kopartılan fakat ele geçirilemeyen petrollerine yani enerji üssüne ortak olmaktı. Birilerinin suçlu gösterilmesi gerekiyordu ve senaryonun uygulama vakti gelmişti. 1991 Körfez krizinde test ettiği Irak gücünün yetersizliğini gördü fakat müdahale için uygun zemin oluşturulmasının gerekliliğinden hareketle senelerce Arap asıllı teröristler senaryosunu oynadı. Konuyu ajite eden pek çok film çevrildi. Hasılat rekorları kırdırıldı. El Kaide icat edildi ve NATO tatbikatlarında bile Kırmızının yerini yeşil aldı. Saddam hain ilan edildi. Kendine bağlı Devrim Muhafızları dahi bu yalana inandı ve ABD Irak’a girdiğinde Bağdat’ı kendi elleri ile teslim ediverdiler.

Hedefe ulaşıldı. Irak 6 yıldır kan kusuyor. Kimin umurunda ki. Petrol ABD’ye sevk ediliyor. Devasa tankerlere stoklanıyor. İleride kullanmak için. BOP işlemeye devam ediyor. Yeni çıkar planları devrede.

 

12 Eylül planı da ABD eseriydi. Brezinski’nin “Bizim Çocuklar” dediği Türk Ordusunun muhteşem Generalleri darbeyi başarı ile gerçekleştirmişler Türk demokrasisi postallar altında ezilmiş cılkı çıkmıştı. 10 yılda bir yapılan ve geleneksele dönüştürülen bir darbe daha icra ettirilmişti. Artık yeni bir bayramımız daha olacaktı.

12 Eylül Demokrasi Bayramı.

Darbeciler 12 Eylül’ü bayram ilan etmediler ama uzun yıllar 12 Eylül’de halkın karşısına çıkıp darbeyi savundular.

Sanki Uzaydan gelip bu işi yapmışlar gibi. Ne olmuştu da 11 Eylül’de kan gövdeyi götürürken 12 Eylül’de her şey sona ermişti.

Bunun adı görevi kasten su-istimal etmekti.

Darbe demek yeni anayasa demekti. Bir öncekinin kopyası ama darbeci generallerin yargılanamayacağı maddesi ilaveli yeni baskı anayasa hazırlandı ve halkoylamasına sunuldu. Hayırda hayır yoktur mesajları ve dayatmaları sonunda oy çokluğu ile kabul ettirilen anayasamız.

Sayın Baykal darbecileri yargılayalım derken anayasada Güvenlik Kurulu Üyelerinin yargılanamayacağı maddesini nedense unuttu. Sonra birileri hatırlatmış olacak ki hemen çark etti. Darbeyi başaranları yargılayıp başaramayanlara arka çıkmak ta Baykal demokrasisi olarak tarihe geçecektir.

12 Eylül demokrasiyi ezmekle kalmadı, idealleri de öldürdü.

İyisiyle kötüsüyle, sağcısıyla, solcusuyla insanların inandıkları ve uğruna mücadele verdikleri idealleri vardı.

Şimdi o idealler yok artık.

Şimdi hortumculuk moda.

Şimdi idealsiz gençlik moda.

Şimdi felakete uğrayanın malını çalmak moda.

 

Ardından 28 Şubat post modern darbesinin imanları öldüren sonucunu görüyorsunuz işte. 28 Şubat’ın arkasına saklanıp Bankaları boşaltan Yeğenler ve aile dostları piyasada cirit atmaya devam ediyor, ceremesini halk çekiyor.

Sel felaketine uğrayanların mallarını yağmalayanlar neyin sonucudur acaba.

12 Eylül’den kısa süre sonra başlayan PKK terörü, binlerce şehit ve şimdi önümüzde bir de açılım paketi var. Ermeni açılımı ile aynı zaman denk getirilen milli plan.

Bu aşamada ABD’nin Büyük Orta Doğu politikasına dikkat edin. Önce Güney doğu boşaltıldı. İnsanlar yerlerini yurtlarını terk ettiler. Topraklar boş kaldı. Ama oralardan birileri arsaları satın almaya çalışıyor.

Dikkat BOP işliyor.

Kuzey Irak Kürt Devleti ile samimiyet neyin nesidir. Arkasında ne vardır. PKK’lıları Kandil’de besleyen Kuzey Irak yapılanması nereye doğru gidiyor.

Kuzey Irak’a yerleştirilen Yahudi Kürtlerin orada işi nedir.

Kürdistan adına mı, yoksa BOP adına mı oradalar.

Açılımda tabiî ki Milli Sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımızla sorunlarımızı halledip akan kanı durduralım. Manevi bağlarımız bizim birleştirici unsurumuz olsun.

Ama kışkırtıcılara ve art niyetlilere dikkat edelim.

 

11 Eylül’ü 12 Eylül’e bağladığımız bu günlerde oynanmak istenen oyunlara karşı gözümüzü dört açalım.

 

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum