DARBE MAĞDURLARININ SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI-1

Ülkemiz son 50 yılını darbeler ile heba etmiştir. Darbeciler kendi düzenlerini kurmak için başkalarının düzenlerini, aile hayatlarını, beklentilerini yıkıp mahvettiler.  Kanunları kendileri yaptılar kendileri istedikleri gibi yorumladılar ve sonunda kendi evlatlarını mağdur ettiler.
Sivil kamu görevlileri ki bunlar arasında öğretim üyeleri, öğretmenler, hakimler, savcılar ve polisler mahkemeler aracılığı ile bir şekilde haklarını alabildiler. Tüm darbelerim mağdurları ise yine askerler oldu. Yönetimi ele geçiren kader arkadaşları tarafından mağdur edildiler. Yargı yolları kapatıldı. Haklarını aramaları engellendi. Hak aramak isteyenlere; bu süreç bin yıl sürecek, bu işten vaz geç dediler.
Halkımız binlerce yıllık geleneğini bozmadı ve masumdan yana tavır koydu. Sesini sandıkta sessizce duyurdu. Halkın ve haklının yanında olduğunu söyleyen siyasi iradeye geçit verdi.
TSK kuşatılmışken, Yargı kuşatılmışken, Üniversiteler kuşatılmışken.
12 Eylül 2011’da yapılan referandum ülkemizde demokratik kurumların bir nebze çalışabildiğinin gösterdi. Yani aslında demokrasi adına bir dönüm noktası oldu. Bu referandum ile Yargıya kapalı olan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları yargıya açıldı. Hükümetin duyarlı yaklaşımı ile YAŞ mağdurlarına iade-i itibar anlamını taşıyan 6191 sayılı yasa bir bakıma uyum yasası hükmünde mağdurlara bir nefes aldırdı, eksiklerine rağmen. Bu yasa ile mağdurlara 2 seçenek sunuldu. Emeklilik yada ihdas edilen Araştırma Görevlisi ünvanlı kadrolarda TSK’da kazanılan ünvanların eşidi bir göreve atanma.
İlgili kanuna istinaden Milli Savunma Bakanlığına yada İçişleri Bakanlığına müracaat edenler ve sonuçları ile ilgili ayrıntıyı bakanlık yayınladı.
“12 Mart 1971 tarihinden sonra yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)nden ilişiği kesilenlere veya vefatları halinde kanuni mirasçılarına, bir kısım özlük haklarının geri verilmesi ve yargı yolu açılması maksadıyla, 22 Mart 2011 Tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6191 Sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na geçici 32’nci madde eklenmiştir.
    Anılan Kanun uyarınca; başvuru süresi 22 Mart 2011 tarihinde başlamış, 23 Mayıs 2011 tarihinde sona ermiştir.
    Millî Savunma Bakanlığına 4606 başvuru yapılmıştır.
    Kanun kapsamındaki 1518 başvuru kabul edilmiştir.
    Başvurusu kabul edilenlerden, kamu kurum ve kuruluşlarının araştırmacı kadrolarında çalışmak isteyen 629 kişi, Devlet Personel Başkanlığına bildirilmiştir. Çalışmak isteyen personelden 562’sinin ataması, Devlet Personel Başkanlığınca yapılmıştır. Atama işlemleri devam etmektedir.
    Kanun kapsamında bulunan 250 başvuru ile yargı yoluna açık işlemle TSK’dan ilişikleri kesilmiş 1991 başvuruya ret kararı verilmiştir. 
        Başvurular içerisinde uzman jandarma, uzman erbaş ve askeri öğrenciler ile 1971 öncesi döneme ait 847 başvuru bulunmaktadır. Bu başvurular, Kanun kapsamı dışında kalmaktadır. Kanun kapsamı dışında kalan bu başvurulara da ret kararı verilmiştir. 
    Saygıyla duyurulur. “
Atama isteyen 562 kişiden pek çoğu yeni görevlerine gecikmelide olsa başladılar. Bazıları da sistemden kaynaklanan gecikmelerle atama bekliyorlar.
Göreve başlayan personel hali ile TSK’daki görevlerinin tam karşılığını bulamadılar. Çünkü onlar savaşmak üzere yetiştirilmişlerdi.
Sorun yaşıyorlar. Bu yazımızda ulaşabildiğimiz yeni kadroları araştırma görevlisi olan askerlere sorunlarını sorduk.
Yapmış olduğumuz görüşmelerde ortak sorunları şöylece özetleyebiliriz.
•    Ayrılış Tarihi ile yasanın çıktığı tarih arasındaki maaşların ödenmesi
•    Atama tarihi ile göreve başlama tarihi arasındaki maaş farklarının ödenmesi.
•    Atandığı kurumda yeterince faydalı olamadığından dolayı başka bir kuruma atanma talebi
•    Araştırmacı kadrosunun tanımının açık ve net olmaması, kadroda yazılanların altında bir görev verilmesi dolayısıyla problem oluştuğu, bu sorunun çözülmesi için ilgili bakanlığa iletilmesini.
•    Emsal maaş bordrosu gelmeyenler (Dz.Hv.Kuv.K.ile J.Gn.K.)
•    Harcırah tahakkuk ettirilmemesi
•    2011 yılı iznini alamayanlar.
•    Kamu Kurumunda çalıştığı kadroya atanmak isteyenler.

Sorunların yanında göreve başladıkları kurumlarda ilgi görenler, görevlerine başlamada sorun yaşamayanlar da bulunmaktadır.
Artık onlar rütbeli siviller.
Gönül isterdi ki tüm personel sorun yaşamasın, fakat gerek sistemden, gerek kişilerin asker kimlikleri ve aldıkları eğitimler yeni kurumlarında yukarıda bir kısmı yazılı sorunlar ile karşılaşmalarına neden oldu. Şimdi bazı arkadaşlar ile yaptığımız görüşmelerden de kısa pasajlar aktarmak istiyorum.

Biz sorduk onlar cevapladılar.
İlk sorumuz Kemal Gökdoğan (E)Öğ.Yzb. : Karşılaştığınız sorunlar nelerdir, nasıl çözüm bulunabilir.

Bir devlet memuru olarak benim ve bizim uğramış olduğumuz kısmen giderilebilmiş ve şimdiye kadar giderilememiş kayıplarımız şunlardır:
Mesleki itibar (mânevî zararlarımız).TSK emekli kimlik kartı verilmekle giderilmiştir fakat kimlik kartlarımıza ayrıldığımız tarihteki rütbelerimiz yazılmıştır. Örneğin benim emsallerim şu anda Kd. Alb iken ben Yzb. rütbesiyle emekli kimlik kartı aldım, bu eksikliğin giderilmesi gerekir çünkü askeri sosyal tesislerden yararlanmak isteyen personel bu kimlik kartıyla giriş yaptığı zaman âdeta ortalıkta şu uyarı sesi yankılanıyor: “Dikkat!!! bu kimlik sahibi yaş kararıyla atılmış olup hakları kısmen geri verilenlerdendir!!!” Bu da bizim için menfi bir ortam oluşturmaktadır.
Geriye ve ileriye dönük maddi haklarımız (maddi zararlarımız).İleriye dönük çalışma ve emeklilk haklarımız aldık. Geriye dönük maddi zararlarımızdan ise sadece ayrı kaldığımız yılların emekli sandığı primleri ilgili kuruma bizim adımıza ödenerek giderilmiştir. Hangi devlet kurumundan olursa olsun haksız uygulama sonucuyla mesleğinden uzaklaştırılmış olanlar hakları iade edildikten sonra mutlaka geriye dönük maaşlarını yeni bir kanun çıkarmaya veya çıkarılan kanuna geriye dönük maaşlarını da alır ibaresi eklenmeye gerek duymadan şimdiye kadar hep almıştır. Maalesef TSK’dan haksız yere atılan ve sonra hakları iade olunan bizler çıkan 6191 sayılı yasada geriye dönük maaşlarını alır ibaresi olmadığı için alamıyoruz, MSB ve İçişleri Bakanlığı bu taleplerimizi reddediyor ve AYİM’e başvurmak zorunda kalıyoruz. AYİM’de muhtemelen 6191’de böyle bir hüküm olmadığından red edecek. Devletin diğer kurumlarından haksız uygulamayla atılanlar hak iadesinden sonra geriye dönük tüm maddi zararlarını defaten alırken TSK personeli neden alamıyor? TSK personeline niçin bu eşitsizlik ve adaletsizlik uygulanıyor? Hükümetin bu adaletsizlik ve eşitsizlik kokan soruna el atmasını bekliyoruz.
6191 sayılı yasa ile emeklilik ve çalışma hakkı elde ettik. Yasa Mart ayı sonunda çıktı. Bizler iki ay içinde başvurumuzu yaptık. Karşımızda çok ağır işleyen bir bürokrasi ile karşılaştık. Kurumlara bizzat giderek işlemlerimizi hızlandırmak için müdahale etmek zorunda kaldık. Ağır işleyen bürokrasi elbette sadece bizim sorunumuz değil tüm sistemin sorunudur. İade-i itibar gibi yasalarda bürokrasiyi hızlandırmak için işlemlere miat ve miada uymayanlara yaptırım getirilebilirdi. Bu yapılmadı işlemlerimiz tamamen bürokrasinin inisiyatifine terk edildi. Emeklilik talebinde bulunanların işlemleri ve atama talebinde bulunanların işlemleri dokuz aydan beri sürmektedir ancak bir kısmı sonuçlanmıştır. 6191 sayılı yasada emeklilik talebinde bulunanlar ile atama isteyenler arasında da eşitsizlik vardır. Emekli maaşları 15 NİSAN’dan itibaren başlatılırken atama isteyenlerin maaşları atandıkları kurumlara katıldıktan sonra başlatılmaktadır. Dokuz aydan beri bekleyen atama isteyen personel bu hak kaybını telafi için yine mahkeme yoluna gitmek zorunda bırakılmıştır ki bu hem vatandaşa hem devlete ağır yükler getirmektedir.

Devamı 2. bölümde...

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

ahmetturkan@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum