MOBBİNG UYGULAMALARI….!

Sabah Gazetesi Yazarı Sevilay YÜKSELİR’e askerlik süremde pek çok defa karşılaştığım fakat düzeltme imkanı bulamadığım kötü tavırlardan bir örnek mektup ulaşır.

Mektup çok net.  Ana vurgu çok açık.

Hakiiiim çay getir. (Detayları linkten okuyabilirsiniz.)

Kötü muameleye maruz kalan Mesut Çeken, İstanbul 4. İdare Mahkemesi'nde görevli genç bir hâkim. Askerlik görevini er olarak yapmış, bu kutsal görevi esnasında(…) binbaşısından gördüğü muameleyi çok net açıklıyor.

Konuya katkı sağlamak açısından kendimden örnek vermek istiyorum.

Dz. K.K.lığında Astsubay olarak 18 yıl görev yaptım.

Neden 18 yıl…?

18 yıl görev yaptığım TSK. normal yoldan emekli olmamı çok görüp re’sen emekli etti. Pek çok hakkımı gasp ederek. Benzer muameleye maruz bırakarak. Fiili müdahale olmasa da gıyaben takip ettik sen dinciymişsin yollu iftiraları atarak.

Görevine yeni başlayan subayların alt rütbelerde iken ve de özellikle işi öğrenene kadar ağabey iltifatlarına bile maruz kaldım. Hatta çoğu kez bu şekilde hitap etmeniz uygun olmaz diye uyarırdım. Dz.K.K.lığında  resmi bir hitabet kültürü vardır. Üstler astlarına, astlar da üstlerine rütbeleri ile hitap ederler. Yüzbaşım, binbaşım, Astsubayım gibi. Diğer kuvvetlerde genelde üstlere komutanım derler. Fakat bu çok defa Mesut Bey’in binbaşısı zihniyetinde olanlar tarafından suiistimal edilir.

Özellikle birisine eziyet etmek istiyorlar ise rütbesi ile değil yaşına başına bakmadan ismi ile hitap ederler.

Yani bir nevi baskı kurarlar.

Askerde zaten itaat esastır. Peki o zaman bu zulmün anlamı nedir ki.

Anlamak mümkün değil.

Hani kapıcı Mehmet Efendi tarzı gibi. Zengin birine hiç kimde Mehmet Efendi diye hitap etmez.

O beyefendidir.

Yani aslında Hakim Bey’in hikayesinde olduğu gibi; mobbing uygularlar. Mobbing kelimesi Türkiye’de yeni fakat özellikle psikoloji literatüründe çok kullanılır.

Mobbing duygusal bir saldırıdır. Yaş, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeden, taciz, rahatsız etme ve kötü davranış yoluyla herhangi bir kişiye yönelen saldırganlıktır.

Mobbing genellikle ;

  • İşini çok iyi, hatta mükemmel yapan;
  • İlişkileri olumlu olan ve çevresindekilerce sevilen;
  • Çalışma ilkeleri ve değerleri sağlam, bunlardan ödün vermeyen;
  • Dürüst ve güvenilir, kuruluşa sadık;
  • Bağımsız ve yaratıcı;
  • Zorbanın yeteneklerinden üstün özelliklere sahip olan kişilere yöneliyor.

Zorbalar ise, aşırı kontrolcü, korkak, nevrotik ve iktidar açlığı olan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Konuyu detaylı öğrenmek isteyenler linkten okuyabilir.

Nitekim YAŞ kararları ile inançlarından dolayı ayrılanların nerede ise tamamı üstün özelliklerde personeldir. Yani kolay hazmedilemezler.

Sadece kişisel bazda değil, toplum hedef alınarak ta yapılabilir.

Elitlerin inanan kesim üzerinde uyguladığı baskılar gibi.

Aynen Batı Çalışma Grubu’nun 28 Şubat sürecinde mütedeyyin personele uyguladığı gibi.

Mütedeyyin personel sürekli baskı altında tutulmuştur. Alakasız zamanlarda sicil amirleri tarafından çağrılarak inançları sorgulanmış ve meslekten atılmakla tehdit edilmişlerdir. İnançlarını yaşamak isteyenler ise sorgusuz sualsiz YAŞ kararları ile re’sen emekli edilerek adeta infaz edilmişlerdir. Taviz verenler bir müddet tutulmuşlar fakat onlar da bu zulümden nasiplerini almışlardır.

Silahlı darbeler, Postmodern darbe girişimleri, bilmem kaçıncı darbe planları, e muhtıralar, Cumhurbaşkanı’nın eşinin tesettürünü bahane ederek Cumhuriyet Bayramı davetini protesto etmeler. Karşılama törenlerinde yerime geçtim bahaneleri.

Pof. Dr. Nur SERTER’in İstanbul Üniversitesinde kurduğu ikna odalarında uyguladığı gibi.

İtiraz etme hakkınız yoktur.

Kutsal görev, kutsal mekanlar ve kendilerini kutsal zannedenler.

Ama;  son dönemde kutsal ocak çöküntü içinde. Problemler bir bir ortaya dökülüyor.

Ama yazık oluyor.

Bu böyle olmamalıydı.

Kutsal ocak yara almamalıydı. Kadim Genel Kurmay başkanları tedbir almak yerine siyasetle uğraşmayı yeğlediler.

Yeni Genelkurmay Başkanı da son icraatı ile sorunların devam edeceği izlenimini verdi.

Üzülmemek elde değil. Evet, bu böyle olmamalı.

Şimdi YAŞ (YÜKSEK ASKERİ ŞURA) kararları yargıya açıldı. Benim gibi pek çok arkadaşım AYİM’e (ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ) dava açtılar.

Bunca yıl gecikmiş olan adaleti bekliyoruz diyerek.

Adalet istiyoruz diyerek.

Tüm dünyada suç olan mobbing istemiyoruz diyerek. Mobbing uygulayanlar yargılansın diyerek.

Artık insanlık suçu işlenmesin diyerek.

Kendi ülkemizde, kendi halkımızın arasında alnımız açık, inancından ve kendinden emin toplum ve gelecek istiyoruz diyerek.

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

mobbing.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum