MOBBİNG VE KÜRTAJ

Mobbing konusuna birkaç defa değinmiştim. Kişilik haklarının bir ve ya birkaç kişi tarafından sistematik olarak hile, desise, baskı yolları ile ihlal edilmesi olarak özetleyebiliriz.

Mobbing kavramı Latincede “kararsız kalabalık”anlamına gelen “mobile vulgus”sözcüklerinden oluşur. “Mob”sözcüğü kanundışı şiddet uygulayan kalabalık, “mob”fiili ise “ortalıkta toplanmak, saldırmak veya rahatsız etmek”anlamlarına gelir. Mobbing literatüre yeni giren bir kavram olduğu için Türkçe karşılığı konusunda henüz bir netlik bulunmamakta ve bir terminoloji sorunu yaşanmaktadır. Konu üzerine araştırma yapanlar, bu olguyu tek bir sözcükle ifade etmek yerine kavrama Türkçe karşılık olarak “işyerinde psikolojik taciz, işyerinde psikolojik terör, işyerinde psikolojik şiddet, işyerinde duygusal taciz, işyerinde moral taciz, işyerinde manevi taciz, işyerinde zorbalık, yıldırma ve işyerinde yıldırmaya yönelik psikolojik saldırı”  gibi tanımlar kullanmışlardır. Ancak kavram, yabancı dilden Türkçeye geçmiş birçok diğer sözcük gibi zaman zaman orijinal İngilizce söyleniş şekliyle yani “mobbing” olarak da kullanılmaktadır.

Kavram, ilk olarak Alman bilim adamı Heinz Leymann tarafından 1980‘li yılların başında işyerleri için kullanılmıştır.Leymann, psikolojik tacizi; bir veya birkaç kişi tarafından diğer bir kişiye yönelik, düşmanca ve ahlak dışı yöntemlerle, sistematik bir  biçimde uygulanan psikolojik terör şeklinde tanımlamıştır.Araştırmacıya göre psikolojik tacize maruz kalan kişi savunmasız ve çaresiz hale gelir. Leymann, bu duruma yol açan psikolojik taciz davranışlarının sıklığının en az haftada bir ve süresinin en az altı ay olduğunu ve bu süreç sonunda ruhsal, psikosomatik ve sosyal açıdan kötü sonuçlar ortaya çıktığını belirtmiştir. Leymann bu tanıma geçici çatışmaları dâhil etmemiştir.[1]

Aslında bu “insanın içinde taşıdığı kötü karakteri dışa vurması”, hedef seçtiği kişinin kişilik haklarını, öz güvenini, öz saygısını yok ederek yıldırmak ve istediği sonuca ulaşıncaya kadar devam ettirmek olarak da açıklamak mümkün.

Başlığı neden Mpbbing ve Kürtaj olarak seçtim.

İşyerlerinde en sık rastlanan mobbing türü cinsel saldırıdır. Bizzat araştırmalarım ve izlenimlerimle konuya vakıfım. Hele hele adı İslami şirketler olarak lanse edilen firmalarda bu tür olayların yaşanmasına tahammül edemiyorum. Olayı İslami fetvalara dayandırmaya çalışan adi heriflerden de nefret ediyorum.

Özellikle özel şirketlerde üst yönetimin gözlerine kestirdikleri bayanlara yönelttikleri son derecece adice ve yıldırıcı metotlar kullandıklarını duymayan varmıdır? diye sorsam eminim pek çok kişi evet diye cevap verecektir. Gereksiz mesailere bırakma, kullandığı bilgisayarı casus yazılımlarla sürekli izleme, gerekli gereksiz azarlama veya gerekli gereksiz aşırı ödüllendirme. Yaptığı en basit işi bile başkaları önünde riyakarca överek kişiyi utandırma ve sonra koz olarak kullanma. Pek çok bayan bundan rahatsız olmasına rağmen işinin kaybetmek korkusu ile maalesef tuzağa düşmektedir. Bazılarına ise hak etmediği halde verilen mevki makam ve yüksek maaşlar kişiyi baştan çıkartmakta ve farkında olmadan mobbing kurbanı yapmaktadır. Çünkü mobbing uygulayan zalim, kurbanın hassas olduğu konuları uzun süre takip etmekte ve sonra harekete geçmektedir.

Nasıl önlenebilir.

1.    Mobbing uygulayanlara ciddi yaptırımlar getirilmelidir.

2.    Zina tekrar suç olarak tanımlanmalı ve ciddi cezalar getirilmelidir. Eğer zina suç olarak tanımlanmaz ve uygun kanunlar hazırlanmaz ise bu zulüm devam eder gider. Kadınlar mağdur olurlar.

Bu zulme uğrayan kadınlar kürtaj yaptırmak zorunda kalırlar. Bu zulmün engellenmesi gereklidir.

Evli kadınların kendi eşinden olan evlatlarına kıyabileceklerine pek ihtimal veremiyorum. Çünkü sevgi tohumları ile oluşan tomurcuğa sanıyorum kimse kıyamaz. Problem gayrı meşru yaşantıdan kaynaklanan istenmeyen hamileliklerdir ki sonucu kürtaj ile kapatılarak saklanmak yoluna gidilmektedir.

Bu manzara bir şekilde ortaya çıktığında aileler dağılmakta, çocuklar ve sadık eşler ciddi yara almaktadırlar.

Kürtaj konusunu gündeme taşıyan Sayın Başbakanımıza ve ilgili bakanlara sesleniyorum.

Lütfen “ZİNA SUÇ SAYILSIN”. Azgın patronların ve genel müdürlerin tasallutu altında çalışmak zorunda kalan bayanların mağduriyetleri giderilsin. Asıl suçun önü alınırsa kürtaj sorunu zaten kendiliğinden çözülecektir. Parası bol, nefsi azgın patronlar zaten bu işi bir şekilde çözüyor.

Olan zaten mağdur durumdaki gariplere oluyor. Her zaman olduğu gibi.

 

Ahmet TÜRKAN - HABERNAME

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum