VEDA HUTBESİNDEN BU GÜNE

Peygamberimiz (s.a.v) ‘in, (9 Zilhicce l0 H./8 Mart 632 M. Cuma)  günü yaptığı ilk ve son haccında Arfat’ta 100.000’i aşkın insana irad ettiği hutbedir. Veda Hutbesi İslam’ın özeti mahiyetindedir ve temel hak ve hürriyetler açısından büyük önem taşır. Peygamberimiz hutbesinde ırk, renk ve sınıf üstünlüğünü reddetmiş, zina ve aile hayatına zarar verecek şeyleri yasaklamıştır. ( Ne büyük tevafuktur ki bu gün aynı zamanda dünya kadınlar günüdür) Ailede erkek ve kadının birbirine karşı hak ve vazifelerinin olduğunu belirten Allah Resulü, kadınlara iyilik ve şefkatle muamele edilmesini, faizin haram kılındığını, her türlü kan davasının kaldırıldığını, vasiyet, borç ve kefaletle nesebin öz babadan başkasına nispet edilemeyeceğini, insanların can, mal ve haysiyetinin her türlü tecavüzden korunduğunu ilan etmiştir.

Modern dünyanın bunlara ne kadar da ihtiyacı var. Aradığımız kişi hak ve hürriyetleri, kadına şiddetten gına geldiğimiz bu günlerde azıcık insaf ve merhametin kadınlardan esirgendiği dünyamızda ne kadar muhtacız bu mesaja. İnsanların canlarına kıyıldığı, oluk gibi kan aktığı bu günlerde; duyun ey insanlık İslam Peygamberi ne diyor.

Yeni Anayasamızın başlangıç maddesi olsa ne güzel olur.

Ey insanlar !

Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemeyeceğim.
Ashabım!
Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir; her türlü tecavüzden korunmuştur.

Ey Ashabım !
Yarin Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden
muhakkak sorulacaksınız. Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönüp de
birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar,
bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup ta işitenden daha iyi anlayarak, muhafaza etmiş olur.
Ashabım !
Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Rebia'nın kan davasıdır.
Ey Ashabım!
Bugün şeytan sizin su topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz islerde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakininiz!
Ey insanlar !
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkiniz, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkiniz, onların aile yuvasını, sizin hoşlanmadığınız
hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp, sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları meşru bir şekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.
Ey Müminler !
Size iki emanet bırakıyorum ki, ona sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah kitabi Kur'an'ı Kerim ve Peygamber'in (a.s.m) Sünnetidir. .
Ey Müminler!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanın kardeşidir;
böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz başkasına helal değildir. Meğer ki, gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.
Ey Ashabım !
Kendinize de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakki vardır.
Ey İnsanlar !
Cenab-ı Hak her hak sahibine, hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeğe lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün Müslümanların ilencine uğrasın. Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tövbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.
Ey Ashabım !
Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Allah yanında en kıymetli olanınız, ona en çok saygı göstereninizdir. Arabın Arap olmayana takva ölçüsünden başka bir üstünlüğü yoktur.
Ey Ashabım!
Yarin beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? "Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz!" (bunun üzerine Resul-i Ekrem, mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak, sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek söyle buyurdu:)

Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab!

 

Ahmet TÜRKAN – HABERNAME

ahmetturkan@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.