Cemil Meriç Paris yıllarında Madam Pouche diye evli bir hatunla düşüp kalkmış bir süre. Madam Pouche Mr. Pouche'nin hanımıymıs. Yani kadıncağız evliymis. Buna İslami hukuka göre zina deniyor. Bu hadiseyi Cemil Meriç'in aşkları diye Ducane Cundioğlu yazdı Yeni Şafak'taki köşesinde. Edebi bir aşk hikayesiymiş gibi bir zinayı ballandıra ballandıra anlatıyordu dervis kibirli Cundıoğlu yazısında. Hani İmamı Azam her fetvasında İmamı Azam olmadığı gibi Cundioğlu da her yazısında Cundioğlu olamıyor ne yapacaksın.

Hani her insanın bir cahiliye dönemi vardır. Bir şairin cahiliye döneminde yaptıklarını edebi aşklar diye sonraki hayatında gündeme getirmek bence tam bir günahın deşifre edilmesinden başka bir şey değildir. Tam otuz yıl saatim çalışmış ben durmuşum/ Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum dediği gibi şairin bence o dönem Meriç'in gök yüzünden habersiz uçurtma uçurduğu dönemler.

Birisi Paris'te birisi Malatya'da birisi İstanbulda aşkları varmış Cemil Meriç'in. Bunları gündeme getirerek Cemil Meriç üzerinden okuyuca nasıl bir mesaj verilmek isteniyor acaba?

Buradaki mesaj ne? Ne denmek isteniyor?

Ben bu mesaj işine kafa yorarken, aşk üzerine de düşündüm. Acaba aşk nedir? Cemil Meriç, Kısakürek, Mehmet Akif gibi Cumhuriyet döneminin şairleri hiç aşık olmuşlar mı? Eserlerinde hiç aşklarından bahsetmişler mi acaba? Bediüzzaman, İmamı Rabbaniler, Abdul Kadir Geylaniler hiç aşık olmuşlar mı acaba? Acaba hiç eserlerinde aşklarından bahsetmişler mi?

Müsadenizle biraz daha ileri gidip sunu da sormak istiyorum: Peygamberler hiç aşık olmuşlarmıdır acaba? Hiç aşklarından bahsetmişlermidir havarilerine-sahabelerine? Saltanatıyla, terziliğiyle, demirciliğiyle, sesiyle, doktorluğuyla ünlü peygamberler var da acaba hiç leyla ile mecnun gibi aşklarıyla ünlü bir paygember var mı? Mesela Süleyman aleyhisselam Sebe melikesi Belkıs ile evlenmis. Yusuf Aleyhisselam Aziz vefat ettikten sonra Züleyha ile evlenmis. Peygamber Efendimiz gençliğinin en hararetli dönemlerinde Hatice validemizle evliymis. Hazreti Aişe validemiz de dahil son dönemindeki evilikleri İslamin politikasının bir gereğiymis. (Biz onu sana nikahladık. (Ahzab:37).

Hasılı hiç aşklarıyla ünlü bir peygamber var mı? Yok. Acaba Yusuf Aleyhisselam Züleyha'ya karşı böyle bir ilgisi varmıydı başlangıçta. Yoktu… Daha sonra da yoktu. O zaman bu aşk meselesi ne? Cemil Meriç'in aşklarıyla ne mesajı verilmek isteniyor?

Keşke Yeni Şafak yazarlarının börek yeme hikayelerine devam etseydi sayın Cundioğlu.

Hasılı bu aşk üzerinden verilmeye çalışılan mesaj ne anlamadım? Magazin mi acaba?

Öte yandan adam 70'ine merdiven dayamış 50 sene önce Harvard'dan aldığı doktora derslerinin çakasını satıyor. Başka bir Yeni Şafak yazarı usta gazeteci Fehmi Koru'dan bahsediyorum. Akşam yazarı master'ı yok demiş ama varmış Koru'nun öyle söylüyor.

Bir sonraki yazısında da ben Harvard'ta doktora dersleri alırken… diye çaka satıyor. Demek ki, masterda aldığı derslerin bir kısmı doktora dersleriymiş ki, ben doktora dersleri alırken diyor Koru. Bir insan tam yarım yüz yıl önce aldığı doktora derslerinin çakasını niye satar? Fesubhannallah… Dahası bu adamın kızının nikah şahitleri cumhurbaşkanı ile başbakan. Bayburt milletvekilinin düğünündeki resmi anladık da, bu resmin anlamı ne? Entelijensiyemizin şu haline bakın. Siz hiç bunlarda yukarıdan aşağıya doğru gelen entellektüellerin izlerini görebiliyor musunuz? Bu işlerde bir hikmet, bir nur görebiliyor musunuz? Sanal alemde değerlerimize karşı açılan savaşta kılıçlarımız bu kalemler.

Sami dedi ki, sevkat, aşk ve muhabbetten çok keskin ve parlak ve ulvi ve nezihtır ve makamı nubuvvete layıktır. Fakat muhabbet ve aşk, mecazı mahbuplara ve mahluklara karşı şiddetli derecede olsa, nubuvvette layık düşmüyor. Yakup aleyhisselamin Yusuf aleyhisselama düşkünlüğü ismi Rahim'in vusulüne vesile olan yüksek bir dereceyi şefkat olduğu halde ismi Veduda vesile olan aşk işe, Züleyha'nin, Yusuf aleyhisselama karşı olan muhabbetidir.