Aslan DEĞİRMENCİ

Aslan DEĞİRMENCİ

İşte Yeni Plan

Samsun'da, kapatılan DTP'nin Başkanı Ahmet Türk'e yapılan saldırı ile başlayan, Kayseri’de Bakan Taner Yıldız’ın burnunun kırılması ile devam eden provokasyonlara yenilerinin eklenmesi ve terör olaylarının ansızın tırmanması tesadüf olamaz.  Korku, endişe, gerilim ve kaos ortamı için harekete geçilen zamanın darbe anayasasının değişikliğine denk gelmesi tesadüf iddialarını çürütüyor. Peki ne oluyor? Dün aslında ne oluyorsa bugün de aynı senaryo sahneye koyuluyor. Maalesef birileri de olayların derinliğini fark edemeden sahneye koyulan oyunda figüran olarak görev alıyor.  Ergenekon davası derinleştiğinde, karanlık planlar deşifre olduğunda, 367 referanduma götürüldüğünde, demokratik açılım gündeme geldiğinde ve anayasa değişiklik paketi görüşüldüğünde eş zamanlı terörün tırmanmasını ‘tesadüf’ olarak değerlendirmek en büyük yanılgı olur.

 

Önce derin örgütlerin örtüşen amaçlarına bakmak lazım. Bunu anlamadan değerlendirme yapmak yanlış olur. Bunu anlamanın en güzel yolu da Ergenekon iddianamesi… Örgütlerin karanlık ilişkilerine mercek tutan yol kılavuzu! Ergenekon yöneticilerinin taşeron örgütleri kontrol altında tutmaya çalıştıkları ve gerektiğinde de amaç ve hedefleri doğrultusunda kullandıkları, bu çerçevede tetikçilere vatandaşlara yönelik eylemler yaptırmayı planlayarak ülkede Türk-Kürt çatışması meydana getirmeyi ve böylelikle örgütün amaçları doğrultusunda ülkede kaos ve çatışma ortamı oluşturmayı hedefledikleri iddianame ile ortaya konulmuştu.

 

ETÖ sanıklarında ele geçirilen ‘Analiz’ isimli belgede örgütün gelecekle ilgili karanlık planları, “Türkiye’nin ticaret ortaklarına yönelik terör, de-stabilizasyon (istikrarsızlaştırma faaliyetleri) yaratılacak, böylece Türkiye’nin dış ticaretine büyük darbe vurularak, ticari platformda ticaret hacminin önünün kesilmesi sağlanmaya çalışılacaktır. Bu nedenle terör grupları mutlaka kontrol altında tutulmalı, gereğinde ‘naylon terör örgütleri’ oluşturularak terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınmalıdır” şeklinde anlatılıyordu. Burada ETÖ ile PKK arasındaki derin ilişkiyi gördük. Şimdi açalım ve emniyet raporlarına göz atalım.


Emniyet ait bir raporda ise, Ocak 2008’de başlayan ve bugüne kadar devam eden Ergenekon Terör Örgütü’ne yönelik operasyonlar sonrasında, PKK terör örgütünün ülkede kaos çıkarmak ve bir Türk-Kürt kavgası çıkarmak yönünde yapmış olduğu provokatif eylemlerine devam ettiği vurgulanıyor. Aynı raporun devamında, “1980’den 2009’a gelindiğinde; AB’ye girme sürecinde demokratikleşme reformlarıyla bireylerin hak ve özgürlük alanının genişletilmesi, ekonomik büyümeyle refah düzeyinin yükselmesi için çalışmaların devam ettiği, ayrıca terör örgütünün yıllarca savunmuş olduğu ve propaganda malzemesi yaptığı birçok konuda anayasal çerçevede özellikle Kürtçe kursların açılması, yasaların düzenlenmesi ve TRT 6’nın kurulması gibi açılımların sağlandığı bu dönemlerde PKK terör örgütünün sanki bir yerlerden direktif alırcasına 1980 sonrasından bugüne kadar yaptığı eylemler, örgütün ideolojik temelinde halka vaat ettikleri ‘Kürt kimliğinin tanınması-Kürtçe diline ve her türlü kültürel haklara izin verilmesi-bağımsızlık-demokrasi-eşitlik-adalet-özgürlük’ gibi kavramları kendilerine perde yaptıkları ve kaos, kargaşa ortamı yaratmak suretiyle Ergenekon terör örgütünün taşeronluğunu yaptıkları açık bir şekilde görülmüştür” tespitine yer veriliyor.

 

Hiç kafanız karışmasın. Olay açık. Hem de o kadar açık ki tartışmalara bile kapalı. Önemli olan bu ülkede iyi şeyler olduğu vakit kimlerin düğmeye bastığını anlamak. Anlamak için de hiç derin derin düşünmeye gerek yok. Şöyle yaşadığımız süreçlerle birlikte, Ergenekon iddianamesine yeniden göz atmak yeterli. Gerçekleri gördükten sonra yapılması gereken ise her zamankinden daha fazla birbirimize kenetlenmek ve farklılıklarımızı zenginliğe dönüştürmektir. Karanlık oyunları bozabilmek için önce sağduyulu hareket etmek ardından da ortak noktalarımızı hatırlamak ve ısrarla farklı yönlerimizi ortaya dökenlere ‘kaşımayın’ cevabını verebilmek gerekiyor.  Yeni plan belli… Sanal irtica ile elde edemediklerini etnik milliyetçiliği maşa olarak kullanarak ülkeyi küçük adacıklara bölmek. Bölerken komple ayırmaktan söz etmiyorum.  Türk-Kürt çatışması sağlayarak, derin kutuplaşmayı sağladıktan sonra harekete geçmek. Alt yapıyı oluşturduktan sonra da el birliği ile darbe çığırtkanlığı yaparak orduyu göreve davet etmek.  İşte asıl büyük tehdit ve karanlık plan bu.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum