Aslan DEĞİRMENCİ

Aslan DEĞİRMENCİ

Jakoben laikçi zihniyet ve alkol

Kamuoyunda tartışılan içki satışına sınırlama konusuyla ilgili tartışmalar sürüyor.

Her kafadan bir ses çıkıyor!

Kimisi hükümeti suçluyor,

Hükümet ise anında gardını alıyor.

“İrtica” hatırlatmalarında bulunanlar da var,

Özgürlüklerden söz edenlerde…

Satın alma yaşının yükseltilmesinin doğru olduğunu savunanlarda var,

Çağdaşlık adına yaş sınırlamasına karşı çıkanlarda…

Birde biz bakalım konuya;

Gelişmiş ülkelerde alkol ve sigara reklamı tamamıyla yasak,

Aynı ülkelerin birçoğunda alkol satın alma yaşı 20 ve üzeri…

Alkol karşıtı programlar ve diziler gündemde,

Birçok ülke ve bölgede 24.00’dan sonra alkol satışı yasak.

Alkol kullanan kişilerin ehliyetine ömür boyu el koyan ülkeler var.

Topluma açık yerlerde alkollü içkileri yasaklayan gelişmiş ülkeler de mevcut…

Hatta Rusya gerçeği var.

İçkinin en çok tüketildiği ülke Rusya…

Hükümet içki tüketimini 2020’ye kadar yarı yarıya düşürmek için düğmeye bastı.

Bu konuda Putin kararlı olduğunu vurguladı.

Alınacak önlemler de gündeme geldi.

İlk sıradaki önlem ise, satın alma yaşının yükseltilmesi oldu.

Bir diğer önemli önlem ise, 23:00’dan sabah 08.00'e kadar alkol tüketimini yasaklamak.

Alkolü özendirici, teşvik edici her türlü uygulamanın önlenmesi içinde gerekli çalışmalar yapılacak.

Birazda alkolün zararlarından söz edelim;

Yapılan araştırmalara göre,

Cinayetlerin yüzde 85’i,

Tecavüz ve şiddet olaylarının yüzde 50’si,

Trafik Kazalarının yüzde 65’i,

Eşlerini Dövenlerin yüzde 70’i

Ve Akıl Hastalıklarının yüzde 60’ının sebebi alkol…

Ayrıca, evliliklerin huzursuz oluşunun ve boşanmaların ilk sebebi de alkol.

Sağlık açısından da ele almak gerekirse;

Tat alma sinirlerini uyuşturuyor,

Midenin fazla asit sal­gılamasına neden oluyor.

Bununla sınırlı değil tabi…

Bunlar sadece başlangıç…

Alkol, uyku bozukluklarına yol açıyor,

Beyin ve sinir sistemini bozuyor,

Karaciğer yağlanması ve büyümesine neden oluyor,

Kalp yetmezliğine ve kansere kapı aralıyor,

Ve alkol alan kadınların yüzde 50’si düşük yapıyor.

Bir de Tüketiciler Birliği’nin raporu var…

Türkiye’deki Alkol Tüketimini yıllara göre masaya yatıran rapor…

Türkiye’deki Alkol Tüketimi 2003 yılında 505.474.070 litreiken,

2008 yılında 943.819.952 litreye çıktığı görülüyor.

Yine raporda,15 yaş üzeri kişi başı saf alkol tüketiminin 1-1,29 litre olduğu, ilköğretim öğrencileri arasında alkol kullananların oranının yüzde 15,4 olduğu belirtiliyor. Ortaöğretimde yaşamı boyunca en az bir kez alkol kullananların oranının yüzde 48, Üniversite öğrencilerinde alkol kullanım yaygınlığının yüzde 50’lerde olduğunun altı çiziliyor. Arkadaş baskısı, sosyal ve psikolojik sebeplerle gençlerimizde ilk alkol alma yaşının maalesef 11'e kadar düştüğü de vurgulanıyor. Uzmanlar tarafından hazırlanan raporda, tüm toplumu etkileyen olayların başrol oyuncusunun alkol olduğu belirtilirken, alkolün 60 değişik hastalık ve rahatsızlığa neden olduğu ifade ediliyor.

Ama halen birileri ‘irtica’ diyor.

İrtica diye yaygara kopartanlar, bira festivali yaparak bedava içki dağıtarak gençleri zehirliyor.

Çağdaşlık ve medeniyet adına toplum uyuşturuluyor.

Jakoben laikçi zihniyet karşımıza çıkıp “Anadolu alkolsüz bir yarımada oluyor” diyecek kadar ileri gidiyor.

Utanmadan laikliği alkol ile savunuyorlar.

Yazık bu ülke gençliğine ve geleceklerine!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.