Aslan DEĞİRMENCİ

Aslan DEĞİRMENCİ

Organize sistemin ittihatçı zihniyeti

Başbakan Menderes ve iki bakanı idama götüren mahkeme heyetini unutmadık…

Yaşananlar tam bir skandal ve hukuk cinayetiydi.

Hukuk katliamı sergilenirken,

Savcıların ağır ithamları,

Hâkimlerin azarlamaları,

Ve tanıkların aleyhte ifadeye zorlanmaları tarihe kara leke olarak geçti.

Savunma yapmaya hak tanınmaması,

Hakaretler,

Aşağılamalar,

Ve salonun ortasında oturan komutanlar…

 

Suçları neydi;

Millet iradesini sağlamaya kalkmak,

Gelişime öncülük etmek,

Köylüyü jandarma dipçiğinden kurtarmak

Ve sahte halkçıların maskelerini düşürmek…

Bugün durum ne?

Bittimi bu zulüm?

Jakobenlerin beyinleri resetlendi mi?

Hayır…

 

Şimdi o anlayışın savunucularının bir kısmı mahkemelerde yargılanıyor.

Dün yargılayan konumunda hakaretler yağdıranlar,

Bugün sanık koltuğunda tehditler savuruyorlar.

Durum tersine dönse de o zihniyetin temsilcileri alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar.

İşte Cihaner…

Erzincan Ergenekon davasının iki numaralı tutuklu sanığı Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı…

Yargıtay'daki duruşmasında, mahkemeyi 'terör' uygulamakla itham ederek "Görevsiz bir mahkemenin terörüyle karşı karşıyayım” diyerek hakaretlerde bulunuyor.

Ergenekon sanıklarından Avukat Yusuf Erikel ise savunma yaparken;

“Burası mahkeme mi morg mu? Yoksa siz ölü yıkayıcısı mısınız?" sözleri ile mahkeme heyetine saldırıyor…

Bir başka Ergenekon sanığı Doğu Perinçek, “Perişan olacaksınız. Sizler yargılanacaksınız” şeklinde hâkim ve savcıları açıktan tehdit ediyor.

Yine Ergenekon sanıklarından Tuncay Özkan mahkeme heyetine “size sadece acıyorum” derken Osman Yıldırım, “Devleti başınıza yıkacağım” diyor…

Tabi birde yargılamalar devam ederken yaşanan gelişmeler var…

Gökten uçaklarla, karadan tanklarla yapılanlar…

Bunların dışında özel yetkili savcılara zarflar içinde gönderilen mermiler,

Atılan mesajlar,

Basın yoluyla savrulan tehditler…

Görevlerini yaparken, yetkilerine koyulan ambargolar,

Davayı derinleştirdiklerinde görevden alınmalar…

Hâkim ve savcıların bağımsızlığını tehdit eden kurumlar…

 

Ne değişmiş?

Sadece sanık sandalyelerinde oturanlar…

Elbette iyi oldu.

Halka karşı karanlık planlar içinde olanlardan hesap sorulması kötü olur mu?

Ancak değişmeyen tek şey zihniyet…

Kalpleri zulüm ile körlenmiş,

Zihinleri ırkçılıkla bulanmış,

Organize sistemin ittihatçı zihniyeti ne olacak?

Şimdilerde bu soruya cevap aransa hiçte fena olmaz.

Darbe tümörünü tedavi etmeye yönelik özel bir laboratuar,

Tümör yüzünden kıvranan hastalara özel psikologlar lazım.

Statükolarını kaybedenlere şefkat evleri,

Kaostan beslenenlere yeni diyet programları şart…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum