“Boykot” deyince…

Başbakan Erdoğan'ın medyanın belli bir kısmı için “boykot” çağrısı yapması fevkalade yanlıştır; son derece talihsiz bir beyan olarak 'siyaset-medya ilişkileri' tarihine geçmiştir.

Demokratik kurallara, teamüllere aykırı bir taleptir.

Siyasi iktidar “çok sesliliğe” tahammül etmek mecburiyetindedir. Demokrasinin temel ölçütü hiçbir surette aşındırılamaz.

*

Başbakan, keşke tersini yapabilseydi…

Başta Doğan Medyası olmak üzere yayınlarından rahatsızlık duyduğu “bir kısım medya”nın özellikle şu son dönemde daha fazla okunması istikametinde bir çağrıda bulunsaydı hayli etkili ve manidar bir çıkış yapmış olurdu!

Düşünsenize, Erdoğan'ın bir süredir çatır çatır kavga ettiği Doğan Medyası'nın Amiral Gemisi Ergenekon örgütüne toz kondurmuyor, dolaylı olarak darbeci örgütü savunuyor.

Doğan Grubu, AKP'nin kapatılması için canla başla çalıştı, ancak sonuç alamadı; depresyon geçiriyor.

Grubun, bütün çabalarına rağmen 22 Temmuz seçiminin sonucunu etkileyemediğini; ayrıca Gül'ün Çankaya'ya çıkmasını bütün menfi yayınlarına rağmen engelleyemediğini hep birlikte gördük.

Boykot edilmesi istenen “büyük medya”nın geldiği nokta budur. Son dönemde duvara dayanmış olanlar, Başbakan'ın 'boykot' çağrısından dolayı ziyadesiyle mutlu oldular!

*

Statüko'nun Amiral Gemisi Hürriyet'in 1994 yerel seçimleri öncesinde “Vay Tayyip Vay!” manşetlerini hatırlıyorum: Söz konusu aleyhte kampanyanın Erdoğan'ın İstanbul'a başkan seçilmesindeki katkısı asla inkar edilemez.

Erdoğan, o dönemde çıkıp “Hürriyet'i okumayın” çağrısı yapmamıştı!

Aydın Doğan'ın Hürriyet'inin vaktiyle Erdoğan için “Muhtar bile olamaz” manşeti (24 Eylül 1998) atmış olması da “ters tepmiş”ti. O günkü Milliyet'in manşeti ise “Erdoğan'ın Sonu: Siyasi yaşamı bitti” şeklindeydi.

Erdoğan “boykot” çağrısı yapmak şöyle dursun; Doğan Grubu gazetelerinin sözünü ettiğim manşetlerinden yola çıkıp “Özellikle Hürriyet ve Milliyet okuyun” kampanyası başlatmalıydı!

28 Şubat sürecinde Statüko “Yeşil Sermayeye Boykot” kampanyasını örgütlemiş, “psikolojik harekat merkezi” olarak yayın yapan Doğan Grubu da bu boykotu desteklemişti.

*

Dahası var…

Başbakan'ın, boykot ne kelime mesela “İlle de Cumhuriyet gazetesini okuyun” demesi lazımdı!

Bakınız, Erdoğan'ın basına boykot çağrısının iki gündür eleştirildiği Cumhuriyet gazetesinin patronu İlhan Selçuk bu boykot işini herkesten iyi bilir.

1991'in sonbaharında, İlhan Bey'in başını çektiği statükocu grup Cumhuriyet'i terk etmiş ve Hasan Cemal'in yönettiği “gazete”ye “boykot bayrağı” açmıştı.

İlhan Selçuk, o günlerde Hürriyet'e yazdığı “Cumhuriyet okumuyorum, çünkü Cumhuriyet okuruyum!” başlıklı yazıda boykot çağrısı yapmış; ardından Cumhuriyet'in tirajı yarıya yarıya düşmüştü. Altı ay sonra, Hasan Cemal ve kadrosu gitmiş, İlhan Selçuk ve Adamları geri dönmüştü.

Sonsöz: Cumhuriyet'i okumadan Gizli Washington Portakalı İlhan Selçuk'u ve Ergenekon destekçisi gazetesini gerçek manada tanıyabilmek mümkün müdür?

Önceki ve Sonraki Yazılar