Umman-ı Tarih


 

Evim Güngören’de, işim Fatih’te.
Sabah yalancı İstanbul’dan kalkıp işime giderken gerçek İstanbul’a vardığımı anlıyorum.
Cevizlibağ’dan sonra Topkapı’ya ulaşıp surlardan içeri girince “işte İstanbul bu” diyorum.
Artık gerçek İstanbul’un kokusunu içime çekebiliyorum.
Her yerde tarihten kalma izler var.
Camileri olsun, surları olsun, binaları olsun, türbeleri olsun, her ne olursa olsun, her şeyiyle belli oluyor gerçek İstanbul.
Umman-ı Tarih adeta gerçek İstanbul.
Adlar bile farklılaşıyor surdan içeri girince.
Hem binaların hem de sokakların adları.
Canbaziye Mektep Sokak, Cebecibaşı Mescidi Sokak, Dilbekçi Ali Sokak, Etyemez Tekke Sokak vs. bu sokak adlarına birer örnek.
Sağ olsun Fatih Belediyesi yetkilileri önemli sokaklar ve tarihi camiler hakkında halkın göreceği yerlere, bilgilendirici levhalar asmışlar .
Acaba kaç kişi bu levhalara bakıyor?
sogukcesme.20130223232452.jpgBen geçenlerde bir sokaktan geçerken sokağın başında bir levha vardı ve bu sokağın ismi ve tarihi hakkında güzel bilgiler sunulmuştu.
Bu önemli bir kültür hizmeti.
Geçmişimizi bilmemiz gerekir. Bilmiyorsak o bizim ayıbımızdır.
Aslında bakmayın ben gerçek İstanbul diyorum suriçine ama burası da zamana karşı yenildi ve farklılaştı.
Belki eski binalar yerinde duruyor amma ya o eski anlayış ve kültür nerede?
İyice yozlaştık biz.
Kültürümüzden gitgide uzaklaşıyoruz bunun hiç farkında değiliz.
Suçu kimde buluyoruz?
Teknolojide mi?
Hayır, teknolojiyi de kullanan biziz.
İstersek teknolojiyi de kültürümüze adapte edebiliriz.
Ama gelin görün ki, körü körüne bir bağlılık var bizde.
Teknolojik kültürümüz bile bize yabancı.
Cep telefonlarında çalan müzikler ne kadar da rahatsız edici geliyor bana?
Neden kendi geçmişimize ait bir melodi yok cep telefonlarında?
Ya konuşmalarımız?
Kelimeleri yuvarlayarak konuşmak sanki büyük bir marifetmiş gibi geliyor çoğumuza.
Gittikçe yozlaşıyoruz ve birbirimize yabancılaşıyoruz.
Tarihin içine gömülmüşüz ama tarihimize yabancıyız, kendimize yabancıyız, inançlarımıza yabancıyız.
Asıl suç bizlerde ve bizleri temsil eden siyasetçilerde.
Bizler ve bilhassa gençler tarihimizi sevmeliyiz.
Umman-ı Tarihimizde gezintiler yapmalıyız.
Tarihi yerlerimizi ziyaret etmeli, usta kalemlerin kitaplarını bol bol okumalıyız.
Bunun için devlet de ücretsiz tarihi kitaplar dağıtmalı ve tarihi yerlerin gezintisi için bilet fiyatlarını ucuzlatmalı ve teşvik etmeli.
Belediyeler rehberler eşliğinde kendi bölgelerindeki önemli tarihi yerlere toplu geziler düzenlemeli.
Ayrıca kültür merkezlerinde önemli tarihçilere programlar yaptırmalı.
Ben bu konuda Fatih Belediyesini takdir ve tebrik etmek istiyorum.
Doyurucu programları var Fatih Belediyesi’nin.
Bu programlara katılım iyi ama çok iyi değil.
Gelenler de çoğunlukla gençler ve bilinçli kişiler.
Pür dikkat konuşmacıyı dinliyorlar.
542753_10150275970084964_59872710_n.jpgBen Fatih Belediyesinin düzenlemiş olduğu bu programlardan İskender Pala Hocamızın ve Talha Uğurluel Hocanın programlarını kaçırmamaya çalışıyorum.
Eğer siz de Fatih’te oturuyor veya uzak olup da gelmeye müsaitseniz bu programları kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Mutlaka bu programlardan kendinize katacak bir şeyler bulabilirsiniz.
Ya da bazı yanlış bilgilerin doğrusunu oradan öğrenebilirsiniz.
Giderken yanınızda bir dostunuz da mutlaka bulunsun.
Böylece bir kişinin, öğreneceği yeni bilgilerle hayırlı işler yapmasına vesile olmaktan ayrıca mutluluk duyarsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum