Dr. İbrahim ALTAN

Dr. İbrahim ALTAN

YETİM, BİZİ ONA NASIL YAKLAŞTIRIR?

 



Seni yetim bulup da barındırmadı mı? (Duhâ- 6)

Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz. (Fecr- 17)

İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları, geçen yıl 9-11 Aralık 2013 tarihlerinde Gine-Konakri’de gerçekleştirdikleri 40. dönem toplantısında, her Ramazan ayının 15. gününü İslam Dünyası Yetim Günü olarak ilan ettiler. Alınan bu kararla birlikte her Ramazan, yetimler için daha umutlu bir ay olacak.

Sözlük yetimi tarif ederken  “yalnız olmak, tek başına kalmak” diye ifade etmiş. Ayetlerde, yetim konusu üzerinde titizlik ve hassasiyetle durulduğunu aşağıda verilen örneklerden anlamaktayız. Aynı şekilde, kendisi de güzide bir yetim olan Hz. Peygamber’in hadislerinde de yetimlere gösterilmesi gereken ihtimamı en derin şekilde görmemiz mümkün. Yine araştırmak isteyen her okuyucu bütün ayet ve hadisleri çok az bir gayretle bir araya getirebilir. Konuya dikkat çekmek için bazı ayet ve hadisleri dikkatinize sunuyorum;

Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir.” (Bakara- 215)

Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşit olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter. (Nisâ- 6)

Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. (Nisâ- 10)
Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır. (Beled- 16)

Efendimiz, Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:  “Ben ve yetime bakan kimse cennette şöyleyiz.” (İşaret parmağı ile orta parmağını yan yana getirip aralarını açıp kapayarak işaret etti.) (Buhari, Talak 14) Yine Resul-ü Ekrem EfendimizAllahım! Ben yetimin ve kadının, bu iki zayıf insanın hakkını ihlâl etmekten insanları şiddetle sakındırıyorum” dediği rivayet edilmiştir. (İbn Mâce, “Edeb”, 6)

Ayet ve hadisler, yetimler konusunda ciddi emek ortaya koymamızı, hakları hususunda titiz davranmamızı, toplum hayatına kazandırmak için iyi ölçüp tartmamızı, mallarının bizleri yanlışa sevk etmemesini, yetime ikramın faziletiyle beraber pek çok ihtimam gösterilmesi gereken konuyu dikkatimize sunmakta, yetime özen göstermenin kazancını kalbimizin en derin yerlerinden hissedilmesini sağlamaktadır.

İslâm toplumlarında uygulamada yetim mallarının korunmasına özel bir önem verilmiş, insanlar yetimlerle kendi çocukları gibi ilgilenmeye teşvik edilmiş, idarî açıdan kadılar eliyle, malî açıdan vakıflar yoluyla çözümler getirilmiştir. Bilhassa Selçuklular’dan itibaren eytamhâne ve ıslahhâneler kurularak yetimlerin bakımı sağlanmaya çalışılmıştır. Eyyûbîler ve Memlükler döneminde yetimler için özel mekteplerin açıldığı, vakıfların tahsis edildiği bilinmektedir. Osmanlılar’da yetimlerin himayesine yönelik uygulamalar daha da geliştirilmiş, avârız vakıfları fakir yetimler için bir tür sosyal güvence olmuş, dârüleytamlarda yetimlerin ihtiyaçları karşılanmıştır. Yeniçeri birliklerindeki orta sandıkları şehidlerin yetimlerine, esnaf birliklerince kurulan esnaf sandıkları da kendi mensuplarından ölenlerin çocuklarına maddî destek sağlamış, XIX. yüzyılın ortalarından itibaren eytam sandıkları oluşturulmuştur.

Bugüne baktığımızda üzerinde durmamız gereken esas konu ise yetim müessesesinin içinde bulunduğu çıkmazdır. Maalesef, İslam dünyası olarak yetim konusunda parmakla gösterilen, dudak ısırtan, aferini bol, yetimleri sevinçten uçuran, onları mahcup etmeyen, kuralları belirlenmiş, sınırları çizilmiş, haklarına riayeti önceleyen, dünyaya örnek diyeceğimiz bir yetim müessesesine sahip değiliz.

Yetimler için Sivil Toplum Kuruluşları tarafından gerçekleştirilen yardım kampanyaları, etkinlikler, program ve projeler, sevgi evleri, yurtlar gibi hizmet alanlarımız ile ilgili değerli çalışmalarımız oldukça fazla, başlık olarak belki ihtiyacı da aşacak düzeyde. Hatta yetim konusundaki kişisel hassasiyetimiz bazen, varlıklı yetime dahi yardım etmeyi hoş görecek bir mertebeye kadar çıkabilmekte. Bu yanlış tutum bile aslında yetim konusunda ne kadar hassas olduğumuzu ortaya koyması bakımından önemlidir.

Amma ve fakat, bütün bu makbul, gönül okşayan ve mübarek gayretler İslam Dünyası’nın yetim ile ilgili tavrını, felsefesini, vizyon ve misyonunu ifade edememekte, müesseseleşme noktasında yeterli bir adım olarak görülememektedir. Ayet ve hadislerde geçen emir, tavsiye ve tehditler ile tarihi ve güncel tecrübeyi harmanlayacak bir anlayışa olan ihtiyaç, gayet açık ve net olarak karşımızda durmaktadır. Sivil Toplum Kuruluşları, kanaat önderleri, bilim adamları doğru yetim müessesesini oluşturmak için, başta yetimler olmak üzere pek çok tarafı bir araya getirerek Müslüman dünyaya yön verecek bilimsel çalışmalar ve toplantılar yapmalıdır. Ancak bu şekilde ayet ve hadislerin istediği bir yaklaşım ortaya çıkarılabilir.

İslam Dünyası, maalesef, günümüzde bir yetim menbaıdır; Gazze, Afganistan, Irak, Somali, Arakan, Keşmir, Moro, Bosna, Yemen, Doğu Türkistan ve Suriye… Bu coğrafyalarda yaşayan milyonlarca yetim, canhıraş bir mücadele vererek hayata tutunmaya çalışırken, kendilerine uzanacak elleri beklemekteler.

Artık, bugünden itibaren, milyonlarca acıklı hikâye, kırgın yürek, titrek bakış, pırpır kalp, derin iç çekiş, ipil ipil gözyaşı, mahcup bakış sana, bana, sizlere, bizlere yani hepimize, O’nun şehadet parmağına en yakın olmak için harekete geçmemiz gerektiğini emrediyor.

Haydi, gelin bireysel olarak 15 Ramazan 1435/ 12 Temmuz 2014 tarihini ajandamıza kaydedelim, telefonunumuzun günlük hatırlatmasını ayarlayıp her gün düşünüp taşınalım, hepimizin yıllara sâri bireysel bir yetim projesi olsun, o gün geldiğinde de vazifemizi yerine getirelim. Her yıl, yeni yeni işler yaparak toplumuzda sıcak ve sempatik bir havanın esmesine vesile olalım.

Sivil Toplum Kuruluşlarımız da, bu mutlu günü taçlandırmak için, yetimler hatırına ortak eylem planı hazırlayıp, proje ve etkinliklerle yetimleri sevindirsinler. Toplumun bütün taraflarını yanlarına alarak birlik, kardeşlik, hatırşinaslık, diğerkâmlık ortaya koysunlar.

 

Not: Ansiklopedik bilgi için bkz. http://www.islamansiklopedisi.info/madde.php?klme=yetim&secim=mdd&-find=+ARA+

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.