Ergenekon Operasyonu'na mı ateş edildi?

ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu önündeki polis noktasına düzenlenen saldırıda üç polisimiz şehit oldu:

Acımız büyük, canımız yanıyor…

* * *

Olay esnasında üç terörist öldürüldü; dördüncü saldırgan ise kaçtı.

Yine bir provokasyonla karşı karşıyayız…

İstinye'deki saldırının Ergenekon gündeminin tam ortasına isabet etmiş olması tesadüf değildir.

Darbeci Ergenekon örgütünün üzerine kararlı bir biçimde gidildiği bir dönemdeyiz.

Tam da bu esnada, bir terörist saldırı gerçekleşiyor…

Zamanlamasıyla, hedefleri itibarıyla ve gizlemeye çalıştığı fotoğraf bakımından son derece dikkat çekici bir saldırıdır, dünkü hadise…

Son kanlı saldırıyla "Ergenekon örgütünün üzerine gitmeyin!" mesajı mı verilmek isteniyor, acaba?

Temeldeki çarpıcı soru budur…

* * *

Ekranlarda terörist eylemden bahsedilirken (özellikle ilk saatlerde) çoğunlukla "ABD Konsolosluğu'na Saldırı" tanımlaması yapıldı…

Hal böyle iken, saldırıda hedef alınan ve hayatını kaybeden bizim polislerimizdi…

Konsolosluk görevlileri veya binasına yönelik bir saldırı söz konusu değildi.

İstanbul Valisi'nin de vurguladığı gibi "teröristler konsolosluğa giremeyeceklerini bile bile" oraya geldiler…

Konsolosluk binasından "uzaktaki" polis noktasına silahlı saldırıda bulundular.

Saldırı resminde asıl hedef polisti de; hedef tahtasındaki "Amerikan Konsolosluğu'ndaki" polis noktasıydı…

Bu iki unsuru birlikte düşündüğümüzde hadisenin provokasyon olduğu açıktır.

Hedef olarak polislerimizin seçilmesi, terörist saldırının Ergenekon soruşturmasında göz altıları gerçekleştiren Emniyet mensuplarına yönelik bir mesajı bulunduğunu kaçınılmaz olarak akla getiriyor.

Provokasyonların temelinde kamuoyunu "ters köşe"ye yatırma gayesi vardır.

Provokasyonun arka planını gizlemek, kaynağının üzerini örtebilmek için "görünen genel hedef" üzerinden bir yanılsamaya yol açılır.

Evet, özelde hedef polislerimizdi; ancak neredeki polisler?

"Amerikan Konsolosluğu"ndaki görevli polisler…

Hal böyle iken…

"Asıl hedef ABD idi" algılaması ve bu algılamayla eş zamanlı bir "illüzyon" mu oluşturulmak isteniyordu, sorusu akla geliyor.

Provokasyonu imal edenler, böylelikle saldırıyı düzenleyenlerin "Amerikan Karşıtı" kimseler olduğu yolunda bir kanaat inşa etmek istemiş olabilirler.

Bu "yanıltıcı kanaat"le de, saldırının kaynağını merak edenleri "ters köşeye yatırmak" elbette zor olmayacaktır!

* * *

Yazıyı tamamlarken "Saldırıyı gerçekleştirenlerin El Kaide üyesi olduğu belirtiliyor" alt yazıları geçiyordu, ekranlarda…

Haber doğruysa; "Amerikan İmalatı" El Kaide'nin böyle bir provokasyonda kullanılması -çoktan öğrenmiş olmamız gerekir- hiç de zor bir iş değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar