Fatih KAPLANDERE

Fatih KAPLANDERE

GAZZE KATLİAMI GÖLGESİNDE ‘’TIPIŞ TIPIŞ’’ SİYASETİ

GAZZE KATLİAMI GÖLGESİNDE ‘’TIPIŞ TIPIŞ’’ SİYASETİ

Literatürümüze geçmiş bazı deyimler vardır. Onlar o anki bir olayı, bir durumu veya meydana gelmiş bir olguyu anlatır.

Mesela baltayı taşa vurmak, o anda bir söylenen sözden dolayı pot kırıldığını ve yanlış bir laf edildiğini anlatır.

Olmayacak duaya amin denmez gibi mesela imkansız bir şeyi anlatmak istendiği zaman söylenen kalıplaşmış deyimler dilimize yerleşmiştir.

Sayın kılıçdaroğlunun en son kullandığı, oy kullanmak ile alakalı kelimelerde siyasi literatürümüze geçecek gibi sanki. Partililere hitaben yaptığı konuşmasında tıpış tıpış gidip oy atacaksınız, demesi gibi. Ben bile tıpış tıpış gidip oy atacağım demişti bizzat kendisini kastederek.

Tıpış tıpış oy atmak deyimini literatürümüze kazandırdığı için Sayın CEHAPE genel başkanına teşekkür etmek lazım zira siyasi literatüre bir Sayın Demirel deyimler kazandırmıştı, şimdilerde ise sayın kılıçdaroğlu onun yerini dolduramasa da izinden gidiyor hayırlısı bakalım.

Eskilerin etkileri hala siyasetimizde hem etkisel hem de tepkisel hissedilmeye devam etmektedir. Daha da devam edeceğe benziyor zira son çatı adayı tespitinde eski siyasilerinde etkisi olduğu kulislerde dolaşan fısıltılar arasında.

Ancak en çarpıcı olan da yeniden yer değiştirmiş olan bir köşe yazarından geldi. Son yazılarında sürekli, gelişecek bir yeni durumla cumhurbaşkanlığı seçiminde sürpriz yaşanabileceğini birkaç yazısında yazdı.

Nasıl bir sürpriz yaşanabilir bilemiyorum ancak halkın teveccühünü değiştirecek kadar büyük bir sürpriz hem ekonomik dengeleri hem de siyasi dengeleri altüst edeceğinden ülkemizin böyle bir sürprizi kaldıracak bir durumu hiç yok.

İşler böyle yoluna girmişken, ekonomik istikrar yakalanmış iken, gelişim dengeleri artmış iken ülkeyi yeni maceralara sokmanın hiçbir anlamı olmadığı kanaatindeyim.

Hükümet bu konuda daha itidalli ve oyunun bitmediğini bilerek, kazanılmış bir seçimin olmadığını her an dengelerin değişebileceğini varsayarak hareket etmelidir. Başkan Reagan’ ın nasıl bir süreçte seçildiğini hatırlatmak isterim kendilerine.

Gazze Türkiye’nin yumuşak karnıdır.

Gazze’ye yapılan saldırıların ve IŞİD örgütünün rehin aldığı elçilik personelinin Türkiye’de gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı ve ondan sonraki genel seçimlerin dışında düşünmemek gerektiği kanaatindeyim.

Ayrıca şu an IŞİD’ in elinde bulunan diplomat ve elçilik personelinin bu meyanda kullanılacağını düşünmemek olaylara sağır bakmak anlamı taşıdığı görüşündeyim.

Oynanan Gazze oyunu ve IŞİD örgütü ile Türkiye’nin elinin dış platformda güçsüz bırakılması, iktisadi, siyasi ve uluslar arası arenada yalnızlaştırılması gayesi taşıdığı görülmektedir.

İNSANLIK SUÇU

Gazze son zamanların en ağır savaşını, katliamını, söyleyecek başka bir kelime bulamıyorum, bir halkın yok edilişini yaşıyor.

Orantısız güç kullanan Ben-i İsrail devleti dünyanın gözü önünde masum bir halkı yok ediyor ve Müslüman âleminin, devletlerinin yöneticileri BİZ HARİÇ, Hıristiyan dünyasının devletlerinin yöneticileri hiçbir şekilde ne bir kınama ne bir tepki vermiş değil.

Tam aksine bazı batı ülkeleri Ben-i İsrail terör devletinin yanında olduklarını açık ve alenen deklare etmişlerdir. Tabi Birleşmiş Milletlerin işlevini ve İslam İşbirliği veya İslam Konferansı örgütünün ne işe yaradığını insanlar anlamış değiller.

Burada Ben-i İsrail terör devletinin işlevi ortaya çıkmış bulunmaktadır. Dünyadaki mevcut ekonomik dengeleri nasıl elinde tuttuğu ve istediği her şeyi istediği zamanda yasa, hukuk, hak demeden kendi menfaatleri üzerine yaptığını iyi sorgulamak gerektiği kanaatindeyim.

Merak ettiğim bir şeyde şu, acaba batı hangi ülke olursa olsun kendi menfaatleri ile Yahudi devleti menfaatleri çatışırsa ne yapacak?

Bence biraz da bunun üzerinde yoğunlaşılması lazım diye düşünmesi gerekiyor, bu meseleyi çözmek isteyenler. Çünkü mal ve dünya hırsı Yahudilere kendi dinlerini tahrif ettirmiş, kendi peygamberlerini katlettirmiştir.

Paralarını kaybetmektense dünyayı satmaya hatta dünyayı yakmaya hazır olduklarını tarih biliyor. Meseleye bu açıdan bakmakta fayda var diye umuyorum.

Ülkemizin acilen her türlü diplomasiyi kullanarak Gazze’ye karadan, havadan ve denizden yardım koridorları açarak masum halka ulaşmalıdır.

Yahudi devletinin elçisi sınır dışı edilmeli, her türlü siyasi, ekonomik ve iktisadi, askeri işbirliği durdurulmalıdır.

Ne olursa olsun dünyaya haklı olduğumuzu her platform kullanılarak anlatılmalı masum kişilerin hakları Gazze’deki, Doğu Türkistan’daki, Myanmar’daki kardeşlerimize el uzatılmalıdır.

Tüm İslam ülkeleri gerekirse tüm dünya ülkeleri tek tek gezilmeli ve destekleri en üst düzeyde alınarak işbirliğinin gerçekleşmesi sağlanmalıdır.

Açılan yardım koridorlarının her türlü güvenliği desteği alınmış tüm ülkelerin oluşturacağı ortak komisyonlarca sağlanmalı ve bir an önce yardımlar ulaştırılmalıdır.

İslam’ın izzetini ayağa kaldırmak yine bize düşüyor. Ne yapalım bu kutlu görevi Allah cc. bu halka vermiş şükürler olsun. 

Vesselam. Kalın sağlıcakla…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.