Fatih KAPLANDERE

Fatih KAPLANDERE

İNSANI DÜZELTİRSEN DÜNYA DA DÜZELİR

İNSANI DÜZELTİRSEN DÜNYA DA DÜZELİR

‘’Bir baba akşam yorgun argın işten eve dönerken, hayalinde pijamalarını çekip şöyle bir koltuğa geçip uzanmak ve televizyonda haberleri seyrederken hafif kestirmek geçiyor.

Eve gelen babayı kapıda evladı karşılıyor ve ona seslenerek hoş geldin babacığım diyor.

Çocuğun hayali de babası eve dönünce onunla şöyle parka kadar gidip biraz eğlenmek belki de yanında hediye olarak bir dondurma yemek var.

-Çocuk; babacığım beni parka götürür müsün? Orada biraz seninle oynayalım mı? Diye sorar.

-Baba da; evladım çok yorgunum başka bir zaman gitsek olmaz mı der?

Ancak çocuğun yüz ifadesini gören baba içi burkulur ve dayanamaz, o anda gözüne büyük bir kâğıda basılı bir dünya haritası takılır.

Aklına bir fikir gelir. Dünya haritasını alır böler, böler, böler bunu üç beş kez tekrarlar. Daha sonra evladına uzatarak, şöyle der.

-Evladım der, bunu içerde birleştirdiğin zaman gel seninle parka gidip istediğin kadar oyun oynayacağım, belki bir de sürpriz bile olabilir senin için, der.

Çocuk içeri geçer, baba gayet rahat pijamalarını giyer koltuğa uzanmışken tam o sırada çocuk çıka gelir.

-Babacığım buyur birleştirdim der.

Baba afallamış bir vaziyette evladına sorar.

-Evladım ben bile bunu üç beş saatte anca yapacakken sen nasıl oldu da hemen yaptın.

Çocuğun cevabı manidardır.

-Babacığım dünya haritasının arkasında bir insan resmi vardı onu düzeltince dünya da düzelmiş oldu, buyur.’’

Bu insanoğlunun düzelmesi için ne lazım gelir acaba?

Yaşadığımız şu dünya da süregelen zulümler, bu işkenceler, savaşlar, ölümler, kanlar nasıl duracak?

 İnsanoğlunun gözünü toprak doyurur boşuna dememişler. Dünyayı versen bir dünya daha yok mu diye sorar.

Peki, insanlık toplum olarak, aile küçük birlik olarak ve birey, fert ne derseniz deyin bu işin en ortasında ki kişi olarak insan yani biz nasıl düzelicez, eğitilicez, medenileşicez bilen var mı?

Toplumların hayatıda aynı insan gibi doğar büyür ve ölür tarzında bir süreç vardır. O toplum veya halk belli bir süre dünya sahnesinde kaldı mı yıkılır gider veya değişime uğrar.

Eğitim insanın ilk dünya ile tanışmasından itibaren kendisine sürekli verilen bir olgudur. Ancak kişi, şahıs veya birey kapasitesi, yeterliliği ne kadar ise bundan nasibini alır.

İnsanı bir kap olarak düşünürseniz taşırmadan doldurmayı bilmek lazım. O kaba alabileceği kendisiyle özdeş şeyler yüklemek lazım. Plastik kaba asit doldurursanız belli bir müddet sonra eriyip gider.

İnsan da böyle neye yatkın ise onu vermek, o şekilde eğitmek gerekir.

Ama maalesef günümüz de vahşi bir kapitalizm hüküm sürdüğü için gemisini yürüten kaptan misali nasıl ve ne şekilde kazanıldığı önemli olmayan gelsin de nasıl gelirse gelsin misali bir yarışa sokulmuş insanlık.

Nerede duracağını bilmeden koşuyor. Bu dünyanın geçici olduğu, konaklama yeri olduğu kendisine unutturulmuş, hayatı gayesi olmuş, asıl hedefinden saptırılmış.

Peki,

İnsanlığı nasıl düzelticez?

İnsanlığımızı nasıl düzelticez?

Salih, iyi insanları nasıl çoğaltıp topluma yayıcaz?

Kendimiz nasıl Salih, iyi bir insan iyi bir kul olucaz?

İyi insanları nasıl yetiştiricez?

Nasıl iyi bir insan olarak kendimizi yetiştiricez?

Aslında hepimiz bir dünya haritasının arkasına çizilmiş figür değilmiyiz?

Sorun kendimiz değilmiyiz?

Bunu görmek için birisinin gelip bizi birleştirmesini mi beklemek lazım?

Ya O, gelen bununla uğraşılmaz deyip o haritayı çöpe atarsa bizde onunla birlikte yok olup gitmez miyiz?

Silkinip yeniden kendimize gelip elimizde ailemiz ve evlatlarımız, önümüzde arkadaş, eş dost, akraba ve sosyal çevremiz ve daha önemlisi sahip olduğumuz bir kişi var o da kendimiz.

Kendimizden başlayarak, ayakucumuzdan başımızdaki saçımızın en tepesine kadar her zerremizi iyilik denen o manevi duyguyla doldurup, ucunu da ilahi âleme bağlıcaz ki şarj devam etsin.

Kendimiz iyi olursak, huylar sirayet edicidir, herkes iyi olur, olacak, olması gerekir.

Mahzun olmak yok çürükleri ayıklayan bağın sahibi var siz yeter ki sağlam durun.

Vesselam. Kalın sağlıcakla.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.