Fatma Ç. KABADAYI

Fatma Ç. KABADAYI

GÜZELLİK ÖNEMLİ Mİ?

Temel'e sormuşlar; “Güzellik mi istersin, aptallık mı?” “Tabi ki aptalluk da, cüzellik geçiçidur,” demiş.

Siz temele bakmayın, güzellik gerçekten önemli, ‘Değil’ diyen varsa yalan söylüyor demektir.

Önemli olmasaydı bu kadar krem, bakım ürünleri, peruklar, estetisyenler olur muydu? Güzel kalmak için daima çaba sarf edilir miydi?

Bir Hadis-i Şerifte buyruluyor ki; “Aynaya baktığınızda şu duayı yapın. “Allah’ım, yüzümü güzel yarattığın gibi ahlâkımı da güzelleştir.” Yunus Emre’nin dediği gibi “Yaratılanı severiz, Yaratandan ötürü…”

Evet, güzellik göreceli bir kavram derler, doğru fakat biraz da bakma ve görmeyle de ilgilidir. “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır,” bu sözün kime ait olduğunu eminim biliyorsunuzdur.

Şu hikâyeyi duymuşsunuzdur;
Bir kız çocuğunu annesi doğumundan ilkokula başlayana kadar “güzeller güzelim, prensesim,” diye severmiş, kız ilkokula başladığında hiç iltifat almadığı gibi bir de -çirkin- diye damga yemiş. Zavallı kız çok sinirlenmiş annesine; “Sen bana yalan söyledin, güzelsin dedin, ben güzel değilmişim…”diyerek annesine kin beslemeye başlamış. Bir genç kız olduğunda da evi terk edip gitmiş.

Annesi onu hep uzaktan izlemiş, ta ki bir gün kaza geçirip gözlerini kaybedene kadar. Doktorlar, kızın artık göremeyeceğini, görebilmesi için kendisine göz bağışlanması gerektiğini anlatmış. Annesi bunları duyunca kahrolmuş. Bir süre sonra ameliyat için bir çift göz bulunmuş ve kız derhal ameliyata alınmış.

Kızcağız ameliyat sonrası gözleri açılır açılmaz hemen bir ayna istemiş. Aynaya bakınca gülümsemiş ve sevinç çığlıkları atmış. Doktoruna: “Siz bana sadece göz ameliyatı yapmamış, aynı zamanda da estetik yapmışsınız, ben bu kadar güzel değildim,” deyince doktor şu cevabı vermiş;

“Hayır biz sana sadece göz ameliyatı yaptık, belki artık hayata annenin gözleriyle baktığın için kendini farklı görüyorsundur.”

Sevdiğimiz insanları diğerlerinden daha güzel görebiliriz. Ama her insanın illaki güzelliği var, herkes kendini beğenmese zaten çatlar ölür, derler. Belki, güzelliği; güzel, daha güzel, çok daha güzel diye kategorilere ayırabiliriz sadece.


Bazı insanlar güzel olmalarına rağmen kötü huylu olabilirler. Onlar da kaideyi bozmaz.

Güzellik aynı zamanda bir bütündür, güzel olup konuşurken mahfeden, davranışlarıyla kendinden soğutan, bildiklerini kullanmayarak insanı çileden çıkaranlar da var. Güzellik çok şeyi kapsar; beden güzelliğinin yanı sıra giyim, konuşma, davranışlar, temiz koku ve bakım birleşmeli. Aldığınız eğitim ve iyi yetiştirilmiş olmanız da elbette.

Güzellerle ilgili ne şiirler, ne laflar icat edilmiş… Bakın şair Erdoğan Ünver’in "önce" şiirinin ilk kıtası şöyle;

Tırmanıp dururdum dik yamaçlara,
Yolların düzünü görmeden önce,
Ben nicelerine ‘güzelsin,’ dedim,
Kız senin yüzünü görmeden önce.

Benim çevremde hiç çirkin diyebileceğim biri olmadı, -hatta bana sende herkesi güzel buluyorsun bir doktora git falan diye kızarlar, aldırmam- bir kez televizyonda görmüştüm öyle birini. Eşi, onu çirkin olduğu için boşayınca doktorlar gönüllü olarak bir dizi operasyon yapmışlar ve kadını güzelleştirmişlerdi. Evet, estetik işte böyle şeyler için önemli. Yoksa hem kadın hem erkek kendine gerekli özeni göstererek güzelliğine güzellik katabilir.

Öğrencinin biri, beslenme çantasını almayı unutup okuluna gitmiş. Durumu fark eden annesi hemen kapıcıyı çağırıp çocuğunun beslenme çantasını okula götürüp teneffüste kendisine vermesini rica etmiş. Kapıcı çocuğu tanımadığını, nasıl bulacağını sorunca da “Tanımana ne hacet, sen okula git, en güzel çocuğa bu beslenme çantasını ver,” demiş kadın.

Akşam olunca çocuk eve girer girmez çok aç olduğunu söylemiş annesine. Kapıcı çocuğa emaneti vermemiş. Kadın hemen kapıcıyı çağırıp sormuş, kapıcı şöyle demiş;

“Hanımefendi siz bana okuldaki en güzel çocuğa ver dediniz, ben de kendi kızıma verdim.” Kadın kapıcının bu sözlerini duyunca çok mahcup olmuş ve anlamış ki herkesin kendi çocuğu kendine güzel.

Haa… Bu arada hani “Güzellik önemlik değil, insanın huyu güzel olsun,” derler ya -bence- bu söz çok güzel olmayanlara moral vermek için uydurulmuştur.

Temele sorulan soruyu bana sorsalardı cevap olarak ‘Eğitim’ derdim, çünkü her şeyin eğitim ile farklılaşacağına çok inanıyorum.

Şu maniyi daha önce duymuş muydunuz?

Deh demeden yürüyen at,
Buyurmadan yapan evlat,
Bir de güzel oldu mu avrat,
Gir oyna çık oyna… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum