Fatma Ç. KABADAYI

Fatma Ç. KABADAYI

KYBELENİN VARİSLERİ İLE ÜÇ GÜN

Öykü yazmak her yiğidin harcı değildir… Hele de etkili, akılda kalıcı, gelecekte de var olacak türden öyküler yazmak, yazabilmek…

 

 

     Kybele’nin Varisleri isimli eser ilk çıktığı günden itibaren isim olarak ilgimi çekmişti. Ne anlattığını merak ediyordum. İsim eserde en önemli unsurdur. Öyle ki bazen eser yazılır, basım aşamasına gelir; isim bulmak daha uzun zaman alır. Ahmet Günbay Yıldız’ın Günahın Rengi isimli eserini okuduktan sonra değerli üstada demiştim ki “Bir kitap ismi bu kadar doğru seçilir…” Kybele’nin Varisleri için de aynı fikirdeyim.

 

    Gelelim içeriğine…

 

    Kitabı okudukça dönüp dönüp kapağına bakma gibi garip bir huyum vardır. Ki doğru seçim mi, daha farklı olabilir miydi düşüncesiyle istemsizce yaparım. Değilse kendimi yer bitiririm. Bu eserde kapak da beni hiç yanıltmadı, bence tam olması gerektiği gibi…

 

    Mizanpajı, puntosu, baskısı mükemmel…

 

    Öyküler mi?

 

    On yedi öykünün ilki “Çıkmaz Sokaklar” idi ve başlar başlamaz kitap beni içine çekti. “Olmaz böyle bir şey!” dediğim eserlerden biriyle karşı karşıyaydım. Her cümle özenilerek çıkmış okurun karşısına. Yazarın marifeti, bilgisi, kültürü, hayal gücü, gayreti, yeteneği ve eğitimci olmasından kaynaklanan bilgi aktarma isteği ile kavrulan, bu kadar güzel bir şekilde kaleme alınan eserin, yıllar sonra da aynı heyecan ile okunacağından hiç şüphem yok.

 

Tasviri, betimlemesi, anlatımı harika…  Çoğu zaman uzun soluklu cümleler, kimi zaman yeni kelimeler ile eser kendini heyecanla okutturuyor. İmla hatası hiç yok; okurken takılıp kalmıyorsunuz, dikkatiniz dağılmıyor. Kısacası bu hususta da usta elinden çıktığı belli. Ara ara devrik cümleler olsa da öykülere o da renk katmış. Diyaloglar yerinde, anlaşılır ve sürükleyici...

 

Eserdeki on yedi öykünün hepsi birbirinden ibretlik, farklı ve etkileyiciyken en sevdiğim öykü ise –çok zorlandım bu konuda inanın- Düşten Öte Bir Vakit- isimli öykü oldu. O öyküden bir cümle yazsam kıymetli yazarımız kızmaz sanırım;

 

    “Aile doktorumuz Mösyö Albert, çeşitli bitki tohumlarını belli miktarlarda karıştırıp döverek içine eklediği mayi ile sulandırıp macun kıvamına getirdiği merhemi; hasara uğramış uzuvlarına masaj yaparken kullanacağımız bitki yağlarını adaya hareket etmeden önce getirmişti.”

 

    Özet olarak, Yazar Fatma Türkdoğan hocamın Kybele’nin Varisleri kitabı harika bir eser olmuş. Üç gün içinde farklı dünyalarda gezindim, karakterler kimi zaman ağlattı, kimi zaman Gül Hanım Güllü öyküsündeki gibi güldürdü. Dolu dolu 136 sayfa Ferfir Yayınlarından çıkan, 1. YAZAK öykü yarışmasında birincilik ödülü alan "Kesişen Yollar" isimli öyküsünün de yer aldığı, her kesime hitap eden bu eseri özellikle öykü okumayı seven, yazıp çizen, insanların iç dünyalarını merak eden, baktığının ardındakini görmeye istekli her bireyin okuması gerektiği kanısındayım. Ne mutlu bana ki imzalı bir Kybele’nin Varisleri’ne kavuşmak nasip oldu.

 

 

    Söylemiş miydim bilmiyorum; öykü yazmak her yiğidin harcı değildir…  Kybele’nin Varisleri, okunası bir eser, yazarı karşısında saygıyla eğiliyor ve yeni eserlerini dört gözle beklediğimi ifade etmek istiyorum. Allah yolunu bahtını açık etsin.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.