Fatma Ç. KABADAYI

Fatma Ç. KABADAYI

MEHMET GÜL İLE SÖYLEŞİ

 

Bu hafta söyleşimizin konuğu Iğdır'ın çalışkan, karizmatik müdürü Sayın Mehmet Gül…

Kendisiyle iki yıl önce Iğdır Milli Eğitim Şube Müdürü görevinde bulunduğu zamanlarda tanışmak nasip oldu ve birlikte büyük organizasyonlara imza attık. Iğdır'da ilk olan Altın Kalemler şiir dinletisine Türkiye'nin dört bir yanından şair davet ettik. Iğdır FM’de program yaptığım zamanlarda haftanın konuğu olarak ağırlayıp hoş sohbetler ettik, şiirler paylaştık ve buğulu sesinden "Monaliza" şiirini de dinledik. Bu arada bir süre tiyatro yönetmenliğimizi de yaptığını da söylemeden geçemeyeceğim. Cumhuriyet Ortaokulu Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, Sanat ve Sosyal Faaliyetlere Gönüllü Eğitimciler Derneği Başkanlıklarını yürüten Mehmet Gül, bir yılı aşkın bir süredir Iğdır Halk Eğitim Müdürü olan görev yapmakta. Güler yüzlü müdürüme öncelikle beni kırmadığı için teşekkür ediyor ve “Hoş geldiniz” diyorum.  

 

Kıymetli Müdürüm, Iğdır Halk Eğitim'in sesinin sizinle duyulduğuna inanıyorum. Gerçekten halkı eğittiğiniz kanısındayım. Halk Eğitim'in amaçlarını okurlarımız için kısaca özetler misiniz?

Hoş bulduk Fatma Hanım… Elbette… Bir toplumda ekonomik, kültürel, bilimsel, teknolojik ve siyasal değişmelere bağlı olarak bireylere, yeni bilgi ve beceri kazandırma amacına dayanmaktadır.

1. Bireylere, mesleki bilgi ve beceri kazandırmak,

2. Bireylerde toplumsallaşmayı ve üretkenliği sağlayıcı davranış değişiklikleri oluşturmak,

3. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına yardımcı olmak,

4. Toplumda okur-yazarlık oranını artırmak,

5. Toplumsal değişmeye bağlı olarak bireylerin karşılaştıkları sorunları çözmelerinde gerekli ortamı sağlamak olarak özetlemek mümkün.

 

Birçok alanda kurs açtınız. Ben de ikisine katıldım ve övünmek gibi olmasın başarıyla tamamladım. Iğdır Halk Eğitim merkezinde bu yıl hangi kurslar açılacak bilgi verir misiniz?

Müdürlüğümüz 2014-2015 Eğitim Öğretim yılında 131 mesleki kurs açmış ve bu kurslara 1675’i bayan 983 erkek olmak üzere toplamda ise 2658 kursiyere hizmet vererek halkımızın öğrenme ve meslek edinme yolculuğuna katkı sağlamıştır. Ayrıca çeşitli kurumlarla işbirliği çerçevesinde 425 Sosyo-Kültürel kurs açılmak sureti ile toplamda 6732 kursiyere Kültürümüzü öğrenme ve yayma imkânı sağlanmıştır. Tabi bunun yanı sıra müdürlük olarak ilk defa açtığımız kurslar oldu. Bunlar Rusça seviye A1, fotoğrafçılık, direksiyon usta öğreticiliği, buz pateni ve işaret dili kursları açıldı. Yine önümüzdeki yıl bunlara ek olarak yüzme, modern dans ve mesleki olarak doğal gaz tesisatçısı kursu açmayı planlıyoruz.

 

(Halk Eğitim Yıl Sonu Sergi açılışını İl Valisi Davur Haner açarken...)

Her kurumda olduğu gibi sizde birçok kurumla işbirliği içindesiniz. İşbirliği içinde olduğunuz kurumlardan bahseder misiniz?

 

Tabi ki de… Biz Halk Eğitim Merkezi müdürlüğü olarak okullarımızın hemen hemen hepsi ile iş birliği içerisinde kurs açmış bulunmaktayız. Ayrıca İŞKUR, Aile Sosyal Politikalar, Gençlik Spor, Kredi Yurtlar Kurumu, Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlükleri, Üniversite, Dernekler, Spor Kulüpleri ile işbirliği içerisinde sosyal kültürel ve mesleki kurslar açtık.

(Fotograf; Iğdır Halk Eğitim Müdürü Mehmet Gül-Iğdır İl Emniyet Müdürü Yüksel Babal)

Biz halk eğitim de yaşanan değişikliklerin halk olarak farkındayız. Okurlarımız için bugüne kadar neler yaptınız ve projeleriniz nelerdir anlatır mısınız?

Halk Eğitim merkezi olarak 2014-2015 Eğitim-öğretim yılında mesleki ve sosyal kültürel kurslarla açtık. İhtiyaç olan kursları ya biz kendi yönlendirmelerimizle ya da vatandaşlarımızın talepleri doğrultusun da açtık. Ayrıca yıl sonu sergimizi açık alanda -şehrimizin en işlek caddesi olan vali yolu caddesinde- yaptık. Sergimiz 3 gün gün sürdü. Yine Vali yolu caddesinde Ramazan etkinlikleri çerçevesinde vatandaşlara yönelik olarak şiir ve semazen gösterisi yaptırdık. Farklı bir günde aynı yerde çocuklarımıza yönelik Karagöz Hacivat orta oyunu gösterisi yaptık.

 

Evet, gerçekten etkinliklerin hepsi birbirinden harikaydı gerçekten… Peki müdürüm, kurs için size sürekli öğretici olmak amacıyla başvuruyorlar. Kurs öğretmeni olmak için hangi özellikleri arıyorsunuz?

Ağustos ve eylül ayları içerisinde Müdürlüğümüz bünyesinde açılacak kurslarda görev almak isteyen usta öğreticilerin başvurularınız alırız. Daha sonra bu başvuruları halk eğitim faaliyetlerinin yürütülmesine dair yönergede belirtilen kriterlere göre sıralama yapar ve talep oldukça kurs öğretmenlerimize görevler veririz.

(Fotograf: Halk Eğitim Müdürümüzün odası- kilimler Öğreticiliğini Sakine Cangel Turan'ın yaptığı dokuma kursu öğrencileri tarafından dokunmuştur.)

 

 

Yoğun bir çalışma içerisindesiniz. Ayrıntılara düşkünlüğünüz başarılarınızı artırıyor ve aldığınız olumlu sonuç ve takdirlerle faaliyetler de günbegün artıyor. Nasıl yetişiyorsunuz? Plan ve program istediğiniz gibi işliyor mu?

Evet, gerçekten Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün işleri çok yoğun. Yoğun olunca da fazla gayret sergilemek gerekiyor. Ayrıca başarı bireysel olarak tek başına gerçekleştirilemez. Başarı bir ekip işi ve ekibim sağlam kişilerden oluşuyor. Kendini geliştirmiş genç, dinamik kişiler. Planlamalarımızı yapar ve bunları gerçekleştiririz. Tabi işler her zaman planlandığı gibi yürümez. Plan bozulunca ya da aksayınca ekip olarak her zaman bir B planımız vardır ve o plan devreye girer işlerimiz gerçekten istediğimiz şekilde devam eder.

 

Müdürüm, hayalinizdeki meslek neydi ve bulunduğunuz konumdan memnun musunuz?

Hayalimde ki meslek avukat olmaktı -ki abimin etkisinde çok kaldım- ya da o avukat olduğu için kıskandım mı ne?

Bilmem ama avukat olmak istediğim için 1998 ÖYS sınavında tercih yapmadım ve bir yıl bekledim. 1999 yılında tekrar hazırlanıp iyi bir hukuk fakültesini kazanmak istemiştim. Fakat o yıl üniversite sınavı giriş koşullarında değişiklik yapılmış; sitem değiştirilmişti. Ve ben fen bilimleri çıkışlı olduğum için hukuk tercih edemiyordum. Hukuk eşit ağırlık bölümündekilere açıktı.

Siz de yalan söyleme kabiliyeti yok, yapamazdınız müdürüm. Peki, bir müdür olarak değil de insan olarak Mehmet Gül nasıl biridir, neleri sever nelerden hoşlanmaz, neyi değiştirmek ister?

İnsan olarak Mehmet Gül, müdür olarak Mehmet Gül’den pek farklı değildir. Yine insanlarla iletişim halinde olmayı, aile ile vakit geçirmeyi farklı sosyal kültürel etkinlikler gerçekleştirmeyi ve bu etkinliklere katılmayı sever. Bundan dolayı mesai saatleri dışında hareketli olmayı, oturmayı sevmeyen bir yaşam sürdürmekteyim. Ayrıca 2008 yılından beri Cumhuriyet Ortaokulu Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, 2010’dan beri Sanat ve Sosyal Faaliyetlere Gönüllü Eğitimciler Derneği Başkanlıklarını yürütmekteyim.

Biliyorum başka faaliyetlerde de bulundunuz ve bulunmaktasınız. Bunlar nelerdir?

Türkiye Yeşilay Cemiyetinin Iğdır şubesi kurucu başkanlığı görevini yürüttüm. Eğitim Bir-Sen il Yönetimi Başkan yardımcılığı görevini sürdürmekteyim. Ayrıca 8 yıldır tiyatro ile ilgilenmekte ve dernek bünyesinde kurduğumuz amatör tiyatro ekipleri ile sekiz tiyatro oyunun da rol aldım ve bir oyunu da hem yönettim hem oynadım.

 

Evet, “Dokuz Canlı” oyununuzu izlemiştim, harikaydı. Hatta şunu söyleyebilirim ki Iğdır’a gelen birçok tiyatrocuya ve oyununa taş çıkarır nitelikteydi. Çok eğlenmiştim. Müdürüm, takdir edersiniz ki hepimizin hayatta mutlulukları, hüzünleri, acıları, pişmanlıkları oldu. Sizin iyi ki de ve keşke dediğiniz iki olayı bizimle paylaşır mısınız?

Aslına bakarsanız şimdiye kadar “keşke yapmasaydım” dediğim ya da pişmanlık duyduğum ciddi bir durumu çok şükür yaşamadım. Ama iyi ki dediğim şeylerden bir tanesi eşim olan insanla evlenmiş olmam. Çünkü bu kadar çalışma içerisinde sosyal etkinliklerde hep destek olmuştur. Başka bir iyi ki yaptığım şeylerden birisi de ot biçerken tıpan kırmak...

Tırpan kırmak mı?

Evet, evet tırpan kırmak… Hikâyesi şöyle. Hayatımın dönüm noktası da diyebiliriz. Lise bitmiş ve yaz tatilinde Iğdır’ın Aralık ilçesi yukarı çiftlik köyündeydik. O zamanlar hukuk okuyan abim ve biraderim ile tarlada çalışıyorduk. Ben tırpanla ot biçer, abim ve biraderim biçilen otu toplarlardı. O esnada abime fark ettirmeden bilerek tırpanı kırdım. :) tırpanı kırdıktan sonra abimlerle oturduk. Sonra abimle sohbete başladık. “Ben Ne yapacağım, hazırlanamayacağım, benim eğitim hayatı bitti” derken abim “dur bakam belki seni İstanbul’a götürebilirim” dedi. Abim, İstanbul’a gittikten sonra bir burs ayarlamış ve beni de yanına almıştı. Kendisi İstanbul’da üniversiteye hazırlanmamı sağlamıştır.

 

Gerçekten güzel ve etkileyiciydi. Her işte bir hayır vardır. Zaten zorlukları görmeden büyük başarılara imza atmak imkânsız… O yüzdendir ki Anadolu’nun birçok kesiminde çocuklar –para kazansın diye değil- hayat şartlarını görsün diye ya köyde ya da sanayi de çalıştırılır. “Eti senin kemiği benim” diyerek okumaya teşvik etmesi için ustaya göz kırpılır. Müdürüm, sizin için Iğdır ne ifade ediyor? Iğdır'ın en sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikleri nelerdir?

Benim için Iğdır bülbülün altın kafeste iken bile gitmek istediği yerdir. Çünkü öğretmenliğe ilk atanırken ve tercih yaparken tek tercih yaptım o da Iğdır idi.  Her şeyini severim Iğdır’ın. Sevmediğim şeyi ise bazı kişisel ve siyasi hesaplarla yapılan ayrımcılıklar ve yaz aylarında sinekleridir.

 

Herkesin kendi memleketi elbette… Sayın müdürüm son olarak okurlarımıza iletmek istediğiniz herhangi bir konu var mı?

Okurlarımıza şunu ifade edebilirim. “Yaratılanı sevmek gerek yaratandan ötürü” düşüncesi ile hareketle yaşadığımız süre içerisinde her canlıya faydalı şeyler yapmak. Ayrıca hayata hep pozitif bakarak bardağın boş kısmını görmemeleri… Hayat kısa…

 

Çok haklısınız, inşallah yapabiliriz diyelim, sizi tanımaktan yeniden onur duydum müdürüm, -bu arada hakkınızı da helal edin bana çok emeğiniz geçti etkinliklerde- ve vakit ayırdığınız için çok teşekkür eder, saygılar sunarım.

Ben teşekkür ederim, helal olsun, ben de size yayın hayatınızda ve çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.