Teslime Gülsen NURDOĞAN

Teslime Gülsen NURDOĞAN

NOT DEFTERİMDEN

Kitaplığımda yıllardır dokunmadığım defterlerden birini elime aldığımda güzel şeylerle karşılaştım. Ne güzel şeyler not etmişim ben. Fakat bunlar bu defterlerin arasında kaybolup giderler. Bunlardan bir kaçını siz değerli okuyucularımla paylaşmak beni son derece mutlu eder. İstifade edileceği dileğiyle...

 

''Bismillah...

Dört yıl oldu... belki biraz daha fazla... Artık her gün vuslat bana.

Ohh dünya! Burda en tatlı en güzel en nezih en iyi en hoş şeyi bile dozundan fazla alırsanız zarar veriyor. Çok tatlı yiyenin içi bayar... çok soğuk içenin içi donar, tuzlu yiyenin yüreği yanar. Sıcakta çok durursanız güneş çarpar. İyileştikten sonra ilaç zarar verir. Doyduktan sonra yemek karın ağrısı yapar.

Hasretse, vuslat olursa biter.

 

Yaşım kırkı aşıyor. Geriye dönüp bir göz attım. Ah ne yıllardan geçtim ben. Yorulduğum saatleri hatırladım. Boğucu yollar tozlu topraklı. Sarp kayalar geldi önüme düşüp parçalanacağım diye korktum. Ohh şükür yolun ortasına geldim galiba. Biraz nefeslenebiliyorum. İlerde ne var bilmiyorum.

 

Konakladığım yerlerde bir şeyler bulup aldım. Bazısı bundan sonraki yolculuğumda çok işime yaradı. Bu bir pusula gibi. Çelik yelek gibi veya yol arkadaşları... Artık her şey daha kolay görünüyor ya da yolda daha neler var bilemiyorum.''

 

İkinci Not:

 

İbrahim Hakkı Erzurumi (Marifetnameden)

 

Onlar yani Nakşibendiler zahirde halk ile ihtilat edip hizmette olurlar. Ve batında ancak Hazreti Hakkı bilirler ve bulurlar.

 

Kendilerini kesret içinde gizlerler, gönüllerinden vahdet yolunu izlerler; bedenlerini halka, gönüllerini Hakka teslim ederler. Bu resmi râh ile (bu usul ile) mahfice (gizlice) Hakka doğru giderler. Taşradan bigane görüünür içerden hem hane olurlar.

 

Beden ağyar ile gönül yar ile kulak sada ile gönül Hüda ile göz rakîbte gönül habibte dil güftar ile gönül dildar ile. El sanatta gönül hasrette ayak gitmekte gönül zikretmekte beden post ile raim gönül dost ile kaim. Beden rahatla mekanda gönül seyehatla cevlanda beden esbab ile gavgada gönül mutlak ünsi Mevlada bulunur.

 

Beyt:

Suretleri kesrette manaları vahdette

Suretleri firkatta siretleri vuslatta

 

Onlar bu tarik ile hatırlarını mesrur ederler. Her ne ederlerse gönülde mestur (gizli) ederler. Muhabbetlerinin esrarı halka faş olmaz ve gönüllerinin zevkine hiç halel gelmez. Pes şöhret afetinden cüda ve hassül hâssı Hüda olur.

 

Üçüncü not:

 

Bismillah

Az önce tefsir okudum. Şi'ra yıldızını, ülker yıldıızını, Necm suresini, Kamer suresini...

Şi'ra gökyüzünün en parlak yıldızıymış. Ülker doğduğunda çoban üşür, çobana örtü gerek dermiş Araplar.

Ağustos gecelerinde çok parlak iri bir yıldız doğar. Şi'ra mıdır, ülker midir? Öyle güzeldir ki nurdan bir fanus gibi. O yıldıza bakar dururum.

Sonra Es'ad hocamın yıldızlarla ilgili söylemini hatırlarım.

Yıldızların şu an ki hali milyarlarca yıl önceki haliymiş. Belki o yıldız şimdi yoktur demişti hocam.

 

Yıldız... Şi'ranın Rabbi. 

Onların sahibini düşünürüm. Ne kadar güzeller yaratıyorsun derim. Ne kadar güzelsin derim. Dakikalarca seyrederim gökyüzündeki o koca yıldızı. Uyuyup uyandığımda tekrar gökyüzüne bakarım. Bakarım ki ilerlemiş; ya tam tepeye gelmiş, sabaha karşıysa batıya doğru iyice kaymış... Dünya dönmüş derim.

 

Sonra aya çok yakın bir yıldız vardır. Türk bayrağındaki kadar yakın değildir. Birbirinin tamamlayıcısı gibidir bu ikisi. Sanki yıldız ayın zinet eşyasıdır. Belki pırlanta yüzüğüdür. Edep insanın zerafetiymiş ya. Küçük yıldız da ayın zerafetidir.

 

Çoban yıldıızı tabiri vardır ülkemizde. Seher yıldızı da derler. Türkülere söz olmuştur; Yıldız akşamdan doğarsın... Seher yıldızı ayırdı bizi gibi...

 

Şu an seher vakti. Fecr doğmak üzere. Gökyüzü bulutlu yıldız da yok. Dupdurgun bir hava. Az önce dışarı çıkmıştım kediinin bağırtısına. Bu arada balkondan çamaşırları aldım. Zeytin ağacının yaprakları top top büzülmüş. Kainat vecd içinde dedikleri hal. Hiç bir esinti yok. Horozlar hep bir ağızdan ötüşüyorlar. Saat 3.20. Gerçi bizim saatlerin biri de 3.30 u gösteriyor. Hangisi doğru bilmiyorum.

 

Ve son bir not:

''O yarattığı her şeyi güzel yapan, insanı yaratmaya topraktan başlayandır.'' 

Ellezi ahsene külli şey in halakahü...

secde 7

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.