Pek siyasi yazı yazmıyorum ama bazen de dolup taşıyorum.

7 Haziran 2015 seçimleri oldu bitti. Anayasaya göre Ak parti  tek başına hükümet kuracak salt çoğunluğu elde edemedi. Yüzde kırkı aşan  oyu ile Ak parti, birinci parti olarak çıkmış olsa da önceki seçimlere göre bir gerileme kaydetmiş durumda.

Eşim ve çocuklarımla birlikte oy kullandığımız binadan çıkarken mahalleliyle de hasbihal ettiğimiz oldu. Komşumuz Alaaddin hocayla merdiven başında karşılaştık. Eşimle selamlaşıp konuşurlarken oylarımızı kullanıp kullanmadığımızı sordu. Hangi partiyi tutarsa tutsun, komşumuzdur, vatandaşımızdır, insanımızdır diye herkesin düşüncesine saygı duyuyorum. Gerçek insanlık, gerçek medeniyet, iyi müslümanlık budur zaten. Alaaddin hoca inşallah oyunuzu Ak partiye verdiniz, der gibi bakınca ''Vatana, millete hayırlı olsun'' dedim.  Dilimizin söylediğini kalbimiz inkar etmez. Vatanımızın, milletimizin felahını istiyoruz. İsterken de bu felahı sağlayacak siyasi iktidarı tercih edeceğiz.

Ak parti bu güne kadar bir çok hayırlı işler başardı. Fakat henüz bunlar yeterli değil. Daha yapılacak çok iş var.

Aslında seçimin kazananı da var mı, bilmiyorum. Öyle bir oy dağılması yaşandı ki. Milletin iradesi sandığa bu şekilde yansıdı. Ben  sonuçların  hayırlı ve uğurlu olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; Seçmen hükümete bir ders verdi. Muhalefete bir fırsat verdi. HDP'yi meclise taşıyarak onu da arenada iyice bir seyretmek istedi. Şimdi hodri meydan, bir kez daha sergileyin kendinizi ki size bir daha konuşacak dilimiz kalmasın, dedi.

Bence hükümetin de de bu sonuçtan çıkaracak dersleri var. Şöyle bir silkelenip kendine gelmeli. Nerde hata yaptık diye iyice düşünmeli, diyorum.

İnternet sayfalarından, televizyon haberlerinden ve çevremden gözlemlediğime göre Ak parti seçmeninde bir suskunluk var. Bir karamsarlık çökmüş sanki üzerlerine. Haksız da sayılmazlar; daha kaç günlükki başörtüsü zulümleri. Yirmi sekiz Şubatın izleri hiç silinmedi. Bu millet kamusal alanda Allah demekten korktu yıllarca.  Allah cellel ve ala'nın ismini bile andırmadılar. Çok iyi hatırlıyorum; Televizyon ve radyo spikerleri programlarını kapatırken Allahaısmarladık, Allaha emanet olun gibi lafızları hiç kullanmazlardı. Esen kalın, hoşça kalın gibi cümlelerle programlarını kapatırlardı. Bu sadece küçücük bir örnek. Oralarda neler yaşandı neler onu mağdurları biliyor.

İskenderpaşa cemaati lideri seçim öncesi bir basın açıklaması yapmıştı. O açıklamayı okuduğumda  ''Sağduyu'' ifadesi dikkatimi çekmişti. Ortada vehamet verici bir durum yokken Sağduyu çağrısı bana ilginç gelmişti.

Aklı selim ne kadar din alimi varsa hiçbirinin cumhurbaşkanı Erdoğan'a cephe aldığını işitmedim. Aksine bir kısmı hayır dua ile yadediyorlar. Din ve diyanet adına yapılanlara teşekkür ediyorlar. Bu da demek oluyorki müslüman kardeşim Ak parti teşkilatına karşı hüsni zannını muhafaza et!

Bahsetmişken İskenderpaşa'nın seçim açıklamasını buraya alıyorum. Belki okurlarımdan daha kavrayışlı olanlar vardır. Ola ki sürçi lisan etmeyelim.

''07 Haziran 2015 tarihli seçim için geçerli basın açıklaması: