"Güneş çıktığında..."

"Varlıklarını" kana, kaosa ve krize borçlularsa, neden istesinler!...

İstemezler!...

*

İstemezler!...

Suyun başında “saltanat” sürüyorlardı, çünkü!...

“Suyumu bulandırdın” diyerek, “martlarda, mayıslarda, eylüllerde, şubatlarda, nisanlarda” sofra kuruyorlardı!...

Sofraya konuluyorlar!...

*

Neden istesinler!...

“Oyun kurucuydular!...”

“Oyun dışı kalıyorlar!...”

*

İstemezler!...

Kalelere sahiptiler!...

Tek tek düşüyorlar!...

*

Sindiriyorlardı!...

Bir bir siliniyorlar!..

"Halk" oluyorlar!..

Sindiremezler!..

*

İktidardılar!...

İktidarsızlaştılar!..

*

Sızlanıyorlar!..

*

Hükümettiler!...

Hükümsüzleşiyorlar!..

*

Sorguluyorlardı!..

Sorgulanıyorlar!..

Yargılıyorlardı!..

Yargılanıyorlar!..

Fişliyorlardı!..

Fişleniyorlar!..

*

İstemiyorlardı!..

İstenmiyorlar!..

*

Ellerinde kalan son koz, “terör”!..

“Yer demir, gök bakır”, her yer karanlık!..

*

Tıpkı eskisi gibi “kan dökülsün, kriz çıksın, kaos olsun!..”

“Tekrar kazanalım gücümüzü”, diyorlar!..

“Dünden bugüne Albayrağa sarılı şehitler, bu bakışın eseridir !...”

*

İstemezler!..

“Çünkü, Vampirler, derinlerde yaşar, gün ışığını sevmezler”!...

*

Eğip bükmeden söyleyelim;

Gücü kaybetme..

Günü okuyamama..

“Yok olmakla” karşı karşıya kalma “histerisidir” bu!..

*

Elbet, Türkiye bunu da aşacaktır..

“Kervan yürüyecektir”!.. 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.