Hüseyin DERVİŞOĞLU

Hüseyin DERVİŞOĞLU

KÜÇÜK GÜN IŞIĞIM

Sinemaseverlerin yıllardır beklediği, Star Wars ve sinemamızın özgün yönetmeni Çağan Irmak’ın Nadide Hayat filmlerinin vizyona girdiği bu hafta sizlere harika bir yol filmi anlatmak nereden çıktı diyebilirsiniz? Önce bu merakı gidermeliyim.

Genellikle vizyon filmlerini anlatmaya çalıştığım bu köşeyi takip eden okuyucularımın gayet iyi bildiği gibi, haftada bir sinemaya gidip, gittiğim filmi de yazmaya gayret ediyorum. Geçen hafta, canımdan aziz bildiğim arkadaşımın, birden ortaya çıkan yurt dışı seyahatine yardımcı olabilmek için yazımı yazamadım. Bu hafta da onun geride bıraktığı işleri halledebilmek uğruna yeni film izleyemedim. Bir hafta daha bu köşeyi boş bırakmaktansa, yapılan yolculuk yüzünden izleyemediğim vizyon filmleri yerine bir yol filmi anlatmayı tercih ettim. Nasip olursa, sinemaseverlerin zaten kaçırmayacağını bildiğim bu haftaki vizyon filmlerini de başka bir zaman anlatırız.

79. Akademi Ödülleri’nde En İyi Film dâhil 4 dalda adaylık elde edip, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Alan Arkin) ve En İyi Özgün Senaryo Oscar’ını kazanma başarısını gösteren bu bağımsız sinema örneği oldukça kaliteli bir aile komedisi.

Adını, ailenin küçük kızı Olive’in katılmaya hak kazandığı güzellik yarışmasından alan filmde, her biri çeşitli sorunlarla uğraşan eskilerin deyimi ile nev-i şahsına münhasır kişilerin oluşturduğu aile bireylerinin, Olive’i yarışmaya götürmek için sevimli, sıcak ve aile bireyleri gibi çeşitli sorunları olan sarı minibüsleriyle yaptıkları yolculuk işleniyor.

Amerikan bağımsız sineması, tipik aile filmlerinden geçilmez. Ana karakterin etrafında, aile içi iletişimsizlik, hayata tutunmaya çalışan banliyö yaşayan insanların ve olmazsa olmaz şekilde yollarda geçen hikâyeler konu edilir. Bu da bize birbirine çok benzeyen filmleri görmemizi sağlar. Bu bağlamda Küçük Gün Işığım, bağımsız sinemanın formüllerini kullanarak, kendisine orijinal farklar oluşturmuş sıcak bir film.

Küçük Gün Işığım’ın iki tane çok güçlü yanı var: Kurgusu ve anlatımının oldukça basit olması. Renkli karakterlerin her birini içtenlikle takip edebiliyorsunuz. İlk bakışta sıradan gibi gözüken insanların hikâye ilerledikçe ne kadar sıra dışı, samimi ve naif olduğunun farkına varıyoruz.

Aileyi yakından tanıyalım: İnsanları “kaybedenler ve kazananlar” olarak ikiye ayıran bir baba, eroinman ve kadın düşkünü bir büyükbaba, insanlarla defterine yazdığı kısa notlarla iletişim kuran ergenlik çağında bir delikanlı, güzellik yarışmasını kazanırsa başarıya tapan babasının kendisini seveceğini sanan bir kız çocuğu, karşılıksız aşkı nedeniyle intihara teşebbüs edip başarısız olan eşcinsel bir Proust uzmanı dayı ve tüm bu karakterleri sanki tutkal vazifesi görerek bir arada tutmaya çalışan fedakâr anneyi izliyoruz.

Filmin bana göre en orijinal yönü, kolay kolay hiçbir filmde göremeyeceğiniz bir işi tersten anlatımla başarmış olması. Bagajda taşınan ölüsüyle, ortalıkta dolaşan porno dergilerle, sahnede striptiz yapan kız çocuğuyla, eşcinsel dayı karakteriyle geleneksel aile değerleri ile çatışan ve hatta bu değerleri alt üst eden yapısına rağmen film, aileyi yücelten, bir adım ötesi kutsayan bir yapıyı gözümüzün içine de sokmayı başarıyor. Yönetmenlere bu konuda bravo diyorum.  

Son olarak bir hususu daha belirtmeliyim: Filmi izlerken son dönemde bizde de iyice çığırından çıkan popüler yarışma programlarını bu kadar aşağılayan, hayatı kazanmak veya kaybetmek olarak lanse eden düzeysiz yarışmalara çok sert cevap verdiğini hissediyorsunuz. Bence de doğru bir perspektiften, hiç gocunmadan ağır eleştirileri yöneltmeyi başarmış bayağı yarışma programlarına. Film, finalde kaybederken kazanmayı göstererek ilginç bir yaklaşımı da değinmiş aslında.

Küçük Gün Işığım’ı bir şekilde izlemenizi öneririm. Sıradan gibi duran, ama verdikleriyle sıra dışı olan bir film.

kucuk-gun-isigim-afis.jpg

Künye

Orijinal Adı: Little Miss Sunshine

Senaryo: Michael Arndt

Tür: Komedi, Dram 

Süre: 100 dak.

Ülke: ABD

Yapım: Big Beach Films, Bona Fide Productions  

Uluslararası Dağıtım/Satış: Fox

Yapımcı: Albert Berger, Ron Yerxa 

Bütçe Sorumlusu: Jeb Brody

Besteci: Mychael Danna, Devotchka

Görüntü Yönetmeni: Tim Suhrestedt 

Cast Direktörü: Justine Baddeley

Set Dekoratörü: Kalina Ivanov

Kurgu: Pamela Martin 

Animasyon ve Görsel Efekt Süpervizörü: Adam Avitabile 

Basın Sorumlusu: Sophie Bataille

Oyuncular: Abigail Breslin (Olive), Greg Kinnear (Richard), Paul Dano (Dwayne), Alan Arkin (Grandpa), Toni Collette (Sheryl), Steve Carell (Frank Ginsberg), Beth Grant (Nancy Jenkins), Julio Oscar Mechoso (Mechanic)

Yönetmen: Jonathan Dayton, Valerie Faris 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.