Hüseyin DERVİŞOĞLU

Hüseyin DERVİŞOĞLU

WHIPLASH

Bu filmi tek cümle ile anlat deseniz söyleyeceğim söz: “Olmaz böyle bir şey; seyrettiğim en çarpıcı filmlerden bir tanesi” olur.

Filmde Miles Teller’in oynadığı Andrew Neyman adlı karakteri izliyoruz. Manhattan’daki Shaffer Müzik Konservatuarı’nda eğitim alan Neyman, gelmiş geçmiş en iyi davulculardan birisi olmak için canla başla çalışmaktadır. Sıradan bir orkestrada çalarken bir gün J.K. Simmons tarafından canlandırılan, okuldaki herkesin saygı duyduğu, aynı zamanda da önünde korkuyla titrediği öğretmenin ekibine seçilir. Terrence Fletcher, öğrencilerini hem duygusal, hem de bazen fiziksel olarak zorlamasıyla bilinen bir öğretmendir.

5 dalda Oscar’a aday gösterilen Whiplash’in ülkemizde yeterli ilgiyi görmemesinin sebebi, dağıtımcıların filme üvey evlat muamelesi yapması. En iyi film Oscar’ını kazanırsa,  Türk izleyici filmi seyretmek için yeniden gösterime girmesini bekler artık. Yetkili olsam, Whiplash gibi filmleri oynatacak salon ayarlarım. Filmi seyretmek isteyen sinemaseverler bu hizmeti hak ediyor diye düşünüyorum. Başarıya ulaşmak için çalışmanın sınırlarının ne olması gerektiği hakkında bir fikir istense bu filmi izlettirmek yeterli olur herhalde.  Bir mesleği tutku ile icra etmek hakkındaki fikirlerinizi, filmi izledikten sonra çöpe atmaya hazır olun.

Benim gibi, dinlemekten başka müziğe kabiliyeti olmayan birisi bile filmdeki ritimden bu kadar etkileniyorsa, biraz müzik becerisi olan izleyici sanki bir gerilim veya aksiyon filmi seyrediyormuş gibi, filmi tüyleri diken diken olarak izler. Filmin açılış ve kapanış sahnelerindeki müzik, kelimenin tam anlamı ile sizi bulunduğunuz yerden alıp, bambaşka diyarlara götürüyor. Açılışta davula düşen tere, ilerleyen sahnelerde kan ve filmin finalinde gözyaşı eşlik ediyor. Film kısaca; çalışma, fedakârlık ve nihayetinde kendinden geçecek kadar özgüven ve meydan okumanın bir manifestosu adeta.

Oldum olası, izlediğim filmlerde ana hikâyenin yanında akıp giden yan öykülere çok takılırım. Çünkü filmi izlenir kılan ana hikâyenin gücü olsa bile, o filme değer katan en önemli unsur yan hikâyeciklerdir.

Faşist diye nitelendirilebilecek bir öğretmen, potansiyel gördüğü öğrencilerini, insanın tahammül sınırlarını zorlayarak eğitmeye çalışır. Öğretmen Fletcher’a göre, başarı için çalışmak, sıradan insanların işidir. Büyük sanatçı olmak için kişinin yaptığı işe kendisini tamamıyla adaması tek kuraldır. Başka türlü içinizdeki büyük sanatçıyı ortaya çıkaramazsınız.

Film bu ana temada devam ederken, öğrenci Andrew ile babasının arasındaki ilişki çok dokunaklı ilerler. Oğlunu korumak için baba olan herkes gibi davranan adam, aslında bu davranışı ile oğlunu kendisinden uzaklaştırdığının farkına varamaz. “Benim yaşıma geldiğinde, başka bir bakış açısı kazanacaksın?” sözlerini oğlunuza söylerseniz dünyanın neresinde olursanız olun alacağınız cevap üç aşağı beş yukarı aynı olacaktır: “Bakış açısı kazanmak istemiyorum.” Cevabın şiddeti ve önemini kavrayamayan babanın dilinden şu cümle dökülür: “Seni anlayamıyorum.” Babalarımızdan en çok duyduğumuz ve oğullarımıza en çok söylediğimiz cümleyi işittiğinizde boğazınızda bir şeylerin düğümlenmesi kaçınılmaz olacaktır.

Soruyorum: 34 yaşında beş parasız şekilde ölüp, insanların yemek masasında sizden bahsetmesini mi, 90 yaşında zengin bir şekilde ölüp kimse tarafından hatırlanmamayı mı tercih eder siniz? Film bu noktada size bambaşka bir bakış açısı kazandırıyor.

Filmin yönetmeni Darnien Chazelle’nin 1985 doğumlu olduğunu öğrenmem, yeni nesil sinemacılar içerisinde müthiş yönetmenlerin çıkacağına dair olan inancımı pekiştirdi. Bir basamak ilerisini de söyleyeyim hadi. Whiplash, deha bir yönetmenin ilk filmi olarak ileriki yıllarda da adından çok söz ettirecek.

Oyunculuklara gelince söylenecek söz bulamıyorum. Fletcher rolünde, J. K. Simmons, oynamamış, rolünü adeta yaşamış. Seyirciyi bu kadar etkileyen bir oyunculuk çok nadir gördüm. Yetenekli genç oyuncu Miles Teller, özellikle fiziksel açıdan çok zorlayıcı olan rolünde, dublör kullanmadan baştan sona kendisi oynamış. Son derece başarılı olduğunu söylemeye gerek bile yok.

Mükemmelliğin dayanılmaz faşizmi diyebileceğim Whiplash’i seyretmediyseniz bu sene iyi, değişik ve kült bir film izlememiş sayın kendinizi.

Künye

Senaryo: Darnien Chazelle

Yapım: Blumehouse Pruduction ve Bold Films

Uluslar arası Dağıtımcı: Sony Pictures Classics

Türk Dağıtımcı: M3

Yapımcı: Jason Blum, Helen Estabrook, David Lancester ve Michel Litvak

Görüntü Yönetmeni: Sharone Meir

Müzik: Andy Ross

Kurgu: Tom Cross

Süre: 107 dk.

Oyuncular: J.K. Simmons (Terrence Flecther), Miles Teller (Andrew Neyman), Paul Reiser (Jim), Melisse Benoist (Nicole), Jayson Blair (Travis), Austin Stowell (Ryan)

Yönetmen: Darnien Chazelle

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.