Japonya'da düzenlenen G-20 Liderler Zirvesi esasta ;

 G20 ülkelerini Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonu oluşturuyor.

1976'da San Juan, Porto Riko’da Kanada’nın da katılımıyla G-7 ortaya çıkmıştır.

1977-1991 yılları arasında bu üye sayısı sabit kalmış, 1991’den sonra SSCB'nin yerine kurulan Rusya, G-7 üyeleriyle, Zirve Sonrası Diyalog adı altında bir araya gelmiş, 1994 yılındaki Napoli Zirvesi'nden sonra ise, Siyasi 8 adı altında toplantılar düzenlemişlerdir.

Denver Zirvesi’nde Rusya ilk kez, mali-ekonomik konular dışındaki görüşmelere katılmış ve 1998’deki Birmingham Zirvesi’nde G-8 tam anlamıyla oluşmuştur.

Önceleri, makroekonomi yönetimi, uluslararası ticaret ve gelişmekte olan ülkelerle iş birliği, daha sonraları ise Doğu-Batı ekonomik ilişkileri, enerji ve terör konuları gündemde yerini almıştır.

İstihdam, çevre, suç ve uyusturucu, insan hakları, bölgesel güvenlik ve silahsızlanma, vb siyasal ve güvenlik içerikli alanlar devreye sokulmuştur.

Öte yandan, 1993’te Rusya'ya Yardım, 1994'te Ukrayna, 1995’te Küresel Bilgi Toplumu, 1997'de Suç ve 1998'de Enerji konulu toplantılar, bazı bakanlardan oluşan Destek Forumları’nda ele alınmıştır.

Benzer biçimde, Kara Para Aklama, Nükleer Güvenlik, Uluslararası Organize Suçlar gibi konularda çalışma grupları oluşturulmuştur.

Doğu Asya, Rusya ve Brezilya'da beliren ekonomik ve mali bunalımlardan sonra, kendilerini yakından ilgilendiren sorunlara çözüm yollarının, yükselmekte olan Pazar ekonomisi ülkeleriyle iş birliğinden geçtiğini, G7/8’ler anlamakta gecikmemişlerdir. Danışma amaçlı ve daha geniş kapsamlı olmak üzere, G-22, G-26 ve G-33 olusturulmuş, ancak sayı arttıkça, etkinlik azalmıştır.

Bretton Woods kurumsal anlayışı bağlamında, 1999 yılındaki Köln Zirvesi’nde, sistem açısından önemli ülkelerle yeni bir danışma grubunun oluşturulmasına karar verilmiş ve G-8 Maliye Bakanlarının 25 Eylül 1999’daki Washington Toplantısı’nda, küresel sistem için önemli ülkelerden olusan 20’ler Grubu (G-20) resmen ilan edilmiştir.

G-20 ilk başta çeşitli bakanlıklar düzeyinde toplantı düzenlemiştir. Kasım 2008 tarihinden itibaren aynı G-8'de olduğu gibi yılın belirli zamanlarında Devlet Başkanlığı düzeyinde toplanmaya başlamıştır.

G20 ülkelerini Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonu oluşturuyor.

Kısaca açıklama  yaparak yazımızın girizgahını oluşturmuş oldugumu duşunuyorum.

Türkiye’nin bu zirve toplantılarındaki rolü hem ülkenin bulunduğu coğrafyanın özelliği hem de tampon bölge konumunda olmasından dolayıdır.

20 ülkenin tamamı da NATO ve AB ülkeleridirler.

Türkiye’nin 2019 yılında yapılan G-20 de zirvesindeki misyonu nedir peki? Tamamen bu 20 ülkenin 20 ayrı devlet kurma hayallerinin orta noktasıdır. BOP kapsamında oluşturulan düşüncenin atılan ilk temellerinin sadece nabız yoklama ve ABD nin kontrolün benım elimde mesajının deklarasyonu durumundadır. Maalesef ki Rusya ve ABD arasında kalan Türkiye tehdit altına girmiştir. NATO ülkelerine dahil olduğu halde Türkiye nin silahlanmasının önüne geçilmeye başlandığı bu sürecin başlangıcında artık fitil tabir caizse ateşlenmiştir. Türkiye nin savunma gücünün sayısının düşürülmeye yönelik verilen kararların o 20 ülkenin kararı oluştuğu artık zımni değildir. Zira Savunma Sanayi inin patronu olan ABD ve yardımcıları; İngiltere, Almanya ve Fransa arasında tehlikeli bir konumda ve kararlarının verilme aşamasında olan Türkiye Güney Kıbrıs yönetimine iyi gözle bakılmaya başlanan bu savunma sanayi devlerinin arasında Suriye gerginliği ile de iç ve dış güvenliğini süreç içinde yok etme aşamasına dogru yol almaktadır. Suriye devlet başkanı Esad ın eşinin babası İngiliz Senatosunda hayli sözü gecen bir yetkili iken neden Türkiye yi krize  girdirip ülkesindeki vatandaşlarını tampon ülke olan Türkiye ye yönlendirmiş ve Türkiye nin geleceğini yok etmesi uğruna ülke vatandaşlarını korumamakta ve destek cıkmamaktadırlar. Diyeceksiniz ki Türkiye de ki Suriye liler Esad rejiminden kacanlar zaten. E kardeşim rejimden kaçan adam bayramda seyranda nasıl gidiyor o zaman Esad ın rejimi yok mu oluyor o da mı tatile çıkıyor. Ya da şöyle söyleyim Esad rejimine karşı tek çare kaçmak mı neden karşı çıkamıyorlar bizim mehmetcıkler orada silah altındalar. Suriyeli ler ise Türkiye de tatildeler hatta hatta Türkiye halkının yaşam şartlarından daha iyi yaşıyorlar.

Gelelim S400 lere ; tabiî ki Amerika vermez çünkü Türkiye Rusya ve ABD arsında tam bir piyon durumunda. Hani derler ya filler çarpışır çimler ezilir. Türkiye çim durumunda. İçerde ekonomisi karışık, kendi üretimini yapamayan durumda artı kendi askerini dahi azaltmaya giden bir ülke, kendi yiyeceğini üretemeyen zavallı bir ülke durumunda.  

Haberiniz var mı! Kahramanmaraş ilimize 1 hafta önce 2. ci Amerikan üssü açıldı. Kendi içimizde kendimize karşı üs açtırıyoruz.

Hiç düşündünüz mü Türkiye de ABD Büyükelçisi ne zamandır yok. Kısa bir süre sonra gelecek Büyükelçinin ilk .icraatı ne olacaktır?

G-20 de ne mi oldu?

Kocaman bir hiç ?

ABD ve Rusya Türkiye yi inceledi ….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.