Demirtaş’ın Hanımı Yasin Börü’nün Annesi Ve Sayın İnce

Baştan şunu söyleyeyim Kılıçdaroğlu’na göre Sayın İnce daha pozitif, daha gerçekçi. Davranışları, konuşmaları daha etkileyici ve normal. Sayın İnce, heyecanlı, zaaflarını gizlemeyi başaramayacak kadar da amatör. Kılıçdaroğlu gibi büyük tezatları normal karşılayacak bir ruh yapısına sahip değil. Kemal Kılıçdaroğlu’nun,  Baykal’la görüşmesinden çıkarken “aday değilim” deyip, sabahtan “adayım” demesi ve bunu söylerken yüz ifadesinden hangi duygular içinde olduğunu gizleyebilmesi milleti bilmem ama beni cidden korkutmuştu. Sayın İnce’nin yukarıda yazdığım pozitif hallerine inat  dezavantajlı yönleri de pek çok. Bunların başında da  şunlar geliyor:  

a- Olaylara hala CHP gözüyle bakar olması. CHP lilik ruhunun ana karakteri ne? CHP lilik, ne batılı olabilen, ne kendine ait Doğu/islam/ Anadolu kültürünü benimseyebilen,  kekliğin yürüyüşüne özenip öz yürüyüşünü unutan saksağanlık vaziyeti. Bu nedenle Sayın İnce,   İstediği kadar muhafazakârlar gibi düşünmeye çalışsın bunu başaramaz, Çünkü düşünce kökenleri, ruh yapısı buna müsaade etmez.
b- Sayın ince Batıyı ve batılı düşünceyi her zaman doğudan, Türk’ten üstün gören bir zihniyetten geliyor. Bundan dolayı ABD den arandığını iddia ederken aslında içindeki kompleksin, ruhundaki esaretin izlerini  gösteriyor bizlere.
c-Kendisi HDP Başkanını hapiste, eşi de Demirtaş’ın hanımını Diyarbakır’da ziyaret ederken, Demirtaş’ın çağrısıyla ölen 53 vatandaşın yakınları, hele de Yasin Börü’ nün annesini ziyaret hiç akıllarına  gelmiyor gelmezde. Çünkü ,hangi fraksiyondan olursa olsun her sol düşünce temellerini  marksizme dayandırır. Marksizm’e göre ise, solcu olmayan insanların pek bir değeri yoktur bu dünyada. Bu tezime örnek olarak şunu verebilirim. Sol ( CHP)  “Maraş” der, “Sivas” der “Çorum” der. Lakin  “Başbağlar” demez pkk nın yaptığı yüzlerce katliamdan hiç bahsetmez. Milan, Pınarcık, Kovancılar, Çevrimli, Savur, Derince, Dürümlü, 6-7 Ekim... Demez. Sayın ince, " dindarla, muhafazakarla hiç bir sorunum yok, benim gözümde herkes birdir..."  derken bu ayrımcı davranışı onun görüşlerini  yüzde yüz çürütmüyor mu? 

                                     TOY MUHAFAZARLAR! TUZAĞA DİKKAT
Sayın ince diyor ki “başörtüsü ile, sakalla, kıyafetle işimiz olmaz bizim!” İnanalım mı? Muhafazakâr kesimi buna inandırmanın yolu laf değil icraattır. Sayın İnce, “iktidara gelmedim ki nasıl icraat yapayım?”  diyecek haklı olarak; O zaman  CHP li belediyelerden işe başla sayın İnce. İzmir, Beşiktaş, Kadıköy… Belediyelerinde başörtülü çalışan var mı mesela? Buna müsaade ederimsiniz?
Kindar nesil derken kimi kast ediyor anlamdım. Gezide, 1 Mayıslarda, 6-7 Ekim olaylarında, pkk eylemlerinde devlet binalarını okulları, camileri,  harabeye çeviren, devletin arabalarını, kamu binalarını yakan Yasin Börüleri paramparça eden, bebek katliamlarına imza atanları mı? Bunlar AKP li, milliyetçi, milli görüşçü gençlik değil,  “Kindar Nesil” kimler?   Açıklaması lazım Sayın İnce’nin. IŞİD diyorsa bu katiller Batının ürünü. Çünkü bu katiller hep Müslüman öldürür gâvura dokunmaz…

                           YAŞLI KEDİ FARELERLE HELALLEŞMEK İSTEMİŞ 
Sayın ince, yaşlandığı için fare avlayamayan yaşlı kediye benziyor. Hikâye şöyle:   Köyün kedisi yaşlanmış. Artık eskisi gibi, fareleri yakalayamaz olmuş. Bir çare düşünen yaşlı kedi fareler haber salmış; “yaşlandım çok günah işledim size zulmettim. Hacca gideceğim, gelin helalleşelim” demiş Genç fareler, sevinç çığlıkları atarak  kıdemli  fareye haber vermişler: “Müjde baba !” demişler, “Bizim yaşlı kedi hacca gidecekmiş artık bizimle uğraşmayacakmış Zaten uğraşacak ne hali kaldı ne gücü. Bu yüzden bizimle helalleşmek istiyormuş.  Kemal Dayının samanlığında buluşup helalleşeceğiz. Sende gel. Artık bu beladan kurtulmanın zamanı geldi.”

Yaşlı fare acı acı bakmış toy farelerin yüzüne. “Evladım o pisin huyu değişmez. Geçen yine yolda gördüm. Bıyıkları, gülüşleri, yürüyüşü hala aynı. İnanmayın ona. Ve sakın gitmeyin onun davetine” demiş . Bu tecrübeden faydalanmak istemeyen, yaşlı farenin konuşmalarını rutin ve banal bulan  toy fareler gitmişler davete. Hepsi içeri girince kilitlemiş kapıyı yaşlı fare Ve, “Ulan parazitler! Niye buğday çuvalının ağzı açık olduğu halde çuvalın altını delip oradan buğdayları döküyorsunuz” diyerek atmış pençelerini ve parçalamış onları.

      Sayın İnce’yi dinlerken," irtica, laiklik ilericilik gericilik cumhuriyetin kazanımları faşistler modernlik türban …" Kelimelerini değil de ; “benim başörtüsü ile sorunum yok. Herkese  özgürlük, tüm ülkede kardeşlik, ezan, namaz, din, Allah, peygamber…” sözlerini sık sık duymam,  aklıma yaşlı kedi ile  toy fareler hikayesini getiriyor niyeyse. Bizim TOY MUHAFAZAKARLAR bu hikâyeyi mutlaka okumalılar.    

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.