SİYASİ EHLİYET NEREDEN KİMDEN ALINIR?

               Siyaset ve liyakat...Önce bu iki kelimenin lügatlerdeki karşılıklarına bakalım, Liyakat: Layık olma, yaraşırlık, uygunluk, bir kimsenin, kendisine verilecek işe uygun olması, onu hak edip bilmesi…Ehliyet: salahiyet, elverişlilik, kişinin borçlanmaya ve borçlandırmaya layık olması, akıllı olmak, iyiyi kötüden ayırabilme, iktidar, layık olma, hak etme…

           Allah Kuranında buyurdu:  “ Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” Nisa 58

           Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) ferman etti: İş, ehil olmayana verilince kıyameti bekleyin…” Bu iki sözcüğün hem kitabımız Kuranda, hem Peygamberimizin hadislerinde yer alması kıymetlerini katbekat artırıyor.

               CHP başkanı ve sözcüleri bilhassa meşum 15 Temmuz darbesinden sonra (haklı olarak) ehliyet ve liyakat kelimelerini çok sık kullanır oldular. Burası demokratik bir ülke ve fikir özgürlüğü var. Elbette herkes her konuda görüş bildirme hakkına sahiptir. CHP nin sayın lideri de iktidarı yanlış yaptığı  her mevzuda eleştirme görevini yerine getiriyor, böyle yapması sadece bir hak değil aynı zamanda bir vazife. Çünkü Demokrasi yönetimlerinin olmazsa olmazı muhalefettir. Çünkü hiç bir yönetim, halkın tümünü aynı anda mutlu ve memnun edemez. Demokrasilerde gayri memnunların bir ümidi vardır, oda muhalefet. Onlar, (gayri memnunlar)  kendi görüşlerinin iktidara gelmesi, kendi çıkarlarının öne alınması için muhalefetin etrafında toplanıp kümelenirler. Eğer demokratik bir ülkede  bu ümit kaybolursa kaos olur. Halkın bir bölümünün demokrasiden ümidini kesmesi, demokrasi adına  büyük hastalık belirtisidir. Demokrasiyi böyle virüslerden koruma vazifesi ise muhalefetindir. Bu nedenle iyi, çalışkan, becerikli bir muhalefet hepimiz için olmazsa olmazdır.

      Bir parti başkanının, hele de ana muhalefet partisi genel başkanının en büyük vazifesi partisini iktidar yapmaktır. İlk seçimde olmazsa ikinci, olmazsa üçüncü...Ya sonra?  Yapamıyorsa… Demek ki liderin  ehliyetinde ve liyakatinde eksiklikler var. Sayın Kılıçdaroğlu iktidarı (haklı olarak) eksiklikleri,yanlışları sebebi ile eleştirirken bir de kendi durumuna bakmalı değil mi? Sayın Kılıçdaroğlu iktidarı, bilhassa 15 Temmuzdan sonra, bu darbeyi yapanların (fetöcülerin) zamanında iktidarla olan işbirliklerini, Suriye politikası ile ilgili yapılan yanlışları, Açılım süreci ile ilgili çelişkileri dile getirirken söylediği “ehliyet ve liyakat” söylemleri çok haklı, pek yerinde, lakin sayın liderin bu söylemleri kamuoyunda gerekli aksülameli bulamıyor. Neden? Çünkü kendisinin siyasi hal ve gidişi  bu sözleri söylemesine engel. İktidarın çelişkilerinden daha çok çelişki yaşayan bir parti ve lideri var karşımızda.( en azından halkın büyük çoğunluğu böyle algılıyor) Sayın liderin en büyük çelişkisi daha lider olduğu gün başladı. Bir gün önce ; “aday değilim!” Demişti bir gün sonra aday oldu. “Kaybedersem giderim” demişti. Elan sapasağlam yerinde.

                                      İktidar Bunca  Yıpranmışlığına Rağmen...

        Demokrasi ile idare olunan her ülkede Normalde 15 yıldır iktidarda olan bir parti yıpranır. Çünkü iktidar çürütücü bir özelliğe sahiptir. Ak Parti iktidarı da bu uzun dönemde içte ve dışta pek çok başarılarının yanında bazı önemli hatalar da yapmıştır. Bu da çok normaldir. Çünkü insanoğlu hataları ile birlikte insandır. ( açılım süreci, fetöyle olan ilişkiler, Suriye siyaseti, eğitimin ilim ve ahlak bölümündeki başarısızlıklar …) Normal demokratik bir ülkede siyasette gidişat nasıl olur? Şöyle olur: Ana muhalefet iktidara namzet partidir. O, iktidarın eksik ve yanlışlarını dile getirip halka anlatır. Bu eksiklerin ve yanlışların alternatifini halka sunar Halkta bu eleştirileri haklı, alternatiflerini de uygun görürse iktidarı indirir muhalefeti iktidar yapar. Pekâlâ, CHP ve onun başındaki sayın lider bunu başarabiliyor mu? Sonuçlar ortada. Suçu halka atmak “eldeki kumaş bu kadar demek”  vazifeden kaçmanın bir başka adıdır. Çankaya’da, Kadıköy’de, İzmir’de, Edirne’de... CHP ye iktidarı veren halk değil mi? Girdiği her seçimi kaybeden bir parti ve lideri var karşımızda. (gerçi bu başarısızlık sadece Sayın Kılıçdaroğluna da has değil. 1950 den beri Ecevit’in kısa süreli iktidarı hariç hep kaybeden bir parti normalde kapanır. Lakin CHP de öyle bir cazibe! varki kapanmıyor.) İş böyle olunca halkın önemli bir kısmında Sayın liderin haklı olarak iki de bir dile getirdiği “EHLİYET VE LİYAKAT “ söylemleri karşılık bulmuyor. Halk önce CHP’Lİ  lider/lerden ehliyet ve liyakat bekliyor. Çünkü güçlü ve  başarılı olan, yerli yerince eleştiriler yapan, meselelere akılcı ve bilimsel çözümler sunan bir muhalefet, en az iktidar kadar lazım ülkemize.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.