Maden ihracatı 3.6 milyar $ kömür ithalatı 3.2 milyar $

Bizim topraklarımızın altı maden dolu sanırız. Kromumuz var, borumuz var, kömürümüz var diye seviniriz.
Geliniz görünüz ki rezerv bakımından zengin, değer bakımından fakir madenlere sahibiz. Madenlerimiz (1) Para etmiyor. (2) Biz madenlerimizi iyi işletemiyoruz. (3) Toprak altından çıkardıklarımızı da işleyemeden ihraç ediyoruz.
2010’da 3.6 milyar dolarlık maden ihraç ettik. Bunun 1.5 milyar dolarlık bölümü bloklar halinde sattığımız mermer.
Tüm maden ihracatından sağlanan döviz geliri 3.6 milyar dolar. 2010’da sadece kömür ithal etmek için ödediğimiz döviz 3.2 milyar dolar. Türkiye’de 7 bin maden işletmesi mevcut. Yabancı sermayeli 25 işletme var. Yabancı sermayeli işletmelerin toplam üretimdeki payları yüzde 5 dolayında.
Türkiye Madenciler Derneği’nin yayınladığı bilgilere göre Türkiye’de üretilen madenlerin üretim değeri 2010’da 10 milyar dolayında. Demek ki üretimin üçte birini ihraç ediyoruz.

Üretim yetersiz
Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı bilgilere göre 2009’da (2010 rakamları yayınlanmadı) 470 milyon ton madeni yer altından yer üstüne çıkardık. Bunlar içinde kömür 89 milyon ton ile başta geliyor. Sonra 243 milyon ton (3.8 milyon m3) mermer üretimi var. Toprağın altından yılda 3.9 milyon ton bor, 4.2 milyon ton feldespat, 4.4 milyon ton kuvarz kumu, 6.2 milyon ton kalsit, 6.4 milyon ton bakır, 3.8 milyon ton demir, 6.2 milyon ton krom cevheri çıkardık.
Altın madenciliği yeni bir uğraşı alanı. 2000’den sonra 20 şirket altın arama ve çıkarma ruhsatı aldı. Geçen yıl 800 milyon dolar değerinde 17 ton altın üretimi (cevher değil, nihai ürün) gerçekleştirildi.
İhracatçı Birliği’nden aldığım 2010 bilgilerine göre, toplam 3.6 milyar dolarlık maden ürünleri ihracatında mermer ve doğaltaş ürünü 1 milyar 568 milyon dolar. Bakır 492 milyon dolar, krom 476 milyon dolar, borat 168 milyon dolar, çinko 194 milyon dolar, feldesat 106 milyon dolar, ferrokrom 93 milyon dolar gelir sağlamış.
Madenciliğimizin durumu nedir diye meraklanarak bilgi toplamaya çalıştım. Türkiye Madenciler Derneği, Maden Mühendisleri Odası ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden derleyebildiğim bilgiler bunlar.

Madenciliğin payı yüzde 1.5
Türkiye’de madencilik sektörünün durumu, arz ve talep dengesi konusunda toplu bir çalışma yeterli istatistik yok.
Bizim MTA (Maden Tetkik Arama Kurumu) adında 75 yıllık bir kamu kuruluşumuz var. 1935’te kuruldu.
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, kalkınma çabaları içerisinde madencilik konusu da ele alındı. Yeraltı kaynaklarımızın çıkarılması ve değerlendirilmesi amacıyla, 1933 yılında Ekonomi Bakanlığı’na bağlı “Petrol Arama ve İşletme” ile “Altın Arama ve İşletme İdaresi” adıyla iki bağımsız kurum kuruldu.
Daha sonra bunlar birleştirildi ve de madenlerimizin gerekli jeoloji ve madencilik yöntemleriyle sistemli olarak araştırılması ve işletilmesi amacıyla 1935 tarihinde Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü faaliyete geçti.
Enstitü, kuruluş kanununa göre; yurdumuzun maden ve taş ocakları kaynaklarını aramak, bulmak ve işletmeye uygun olup olmadığını tespit amacıyla gerekli etütleri, kimyasal ve teknolojik analizleri yapmak ve sektöre mühendis, yardımcı personel ve kalifiye işçi yetiştirmekle görevli.
Derleyebildiğim, bulabildiğim bilgilere ve rakamlara göre MTA’nın görevini yerine getiremediği anlaşılıyor. İlgili kamu ve meslek kuruluşları sektöre sahip çıkamıyor. Sektörün adı var ama, ekonomiye katkısı yok. GSYH (Milli Gelir) içindeki payı sadece yüzde 1.5 dolayında.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar