Mihman Kelimeler

Mihman Kelimeler

GÜLGEŞT-İ MUSALLÂ

 

Bir bayram günü , köyde - kadim  zaman adamlarından-  bir komşumuz Hakkın rahmetine kavuştu. Yıkadılar koydular cami musallasına. O'nun yattığı bizim ise yatacak olduğumuz o musallaya baktım. Derin derin iç geçirmekten alamıyor insan kendini. Ömür dedikleri bir göz açıp yummuş gibi imiş hesabı bir sal üzerinde götürdük. Bir karanlık mezâra koyduk. Bu dünyaya verilen ve  bu dünyadan alınan ne varsa hepsi  için bir ömür defteri daha kapandı.

 

 

GÜLGEŞT-İ MUSALL 

Târumâr bârgehimin  feryâdına  tahammülsüz muhît                                                        Hey hât! Seferî rûhlar, solacak güller…Ne çare lahît!                    

                           *****
Felekül   eflâkın   serrinde  mâtemli nesîm-i   hazân
Rû-yı arzın mekânı derûn bir akvâm, bî-karar nâdân

                             *****
Bir  halvetgâh ki  inkişâfı  ne  mümkün  laht-i  türâbın
Şu ‘ledir gönül zannetme ki, görmez mevti mevcûdâdın

                             *****
Sathında vird-i kanla yanmakta târ u mâr olmakta ser
Ne    rehber   ne de   elifi   tanır    esfelîdir   engüşter

                             *****
Eyledim serkeş gerdûnu, türâbı durmaksızın rençber
Yanar döner bir vücûda âşinadır hem çekmekte ser

                             *****
Girdâb sarmış bedeni çevgândır  gîce-i pinhâni ter
Yıkılmış,  zîr ü zeber  olmuş ölmekte akvâmı beşer

                             *****
Arş   u   zemîn  meyletmekte  -hasrettir birbirine lâkin-
Ölüm meyhânesi el-an mey-su saçmakta sanma sakin

                             *****
Ne Leylâ gör hayalde, ne de Mecnûn’a meyl et çöllerde
Ne  de   karanlık,   zifir lahitte  yapayalnız   bir  mürde

                             *****
Boyun büküp bakmak ardı sıra, ne yalân boş bir saray
İçi    dolu    gerdûnun   emanetçi   misafirleri   hay!


Hıyâle sâfir, bâziçen zâhir beyhûde-i sürûrun
Sanma uçmaz ebedî kafesten emanet-i mevcûdun.

                             *****
Firkât değildir;  vuslât vaktidir, bekleme ey dilrübâ
Güle tâliptin lâkin, sana nasip gülgeşt-i musallâ.

Önceki ve Sonraki Yazılar