Komşumuz Yunanistan'ın son zamanlarda başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Son beş yıldır dışarıdan (AB) gelen yardımlarla (borçlar demek istiyorum) ayakta kalmaya çalışan ülke, 28 Şubat 2015 tarihi itibarıyla ya iflasını ilan edecek, yada yeniden denize düşenin kurtuluş çaresi olarak gördüğü adımı atacak.

Birinci pakette 53 milyar, ikincisinde de 141 milyar avroyla desteklenen devlet, şartları gereği borçlarını ödeyecek durumda olmadığını, dolayısıyla ödeme takvimi ve buna bağlı meseleleri konuşabilmek maksatlı bir altı aylık süreye daha ihtiyaç duyduğunu apaçık haykırmaktadır.

Yeni seçilen Tsipras hükumetine sosyal adaletsizliği kaldırsın, memleketi borç batağından kurtarıp düze çıkarsın diye oy veren ve iktidar yapan Yunan halkı, şimdilik idarecilerinin arkasında durmaya devam ediyor.

Avrupa'ya kafa tutma anlayışlı siyaset, doğu insanının damarlarında mevcut sanki. (Anlayış olarak Yunanlılar da bizden farklı değiller gibi)

Hollywood tarzı tavırlarıyla Troika'yı, Yunan Marşı eşliğinde geri gönderip, bir anda Avrupa siysetinin en popüler adamı haline gelen Yunan Maliye Bakanı, 19 Şubat'ta AB'li meslektaşları'na gönderdiği yazılıp yazılmayacağı konusu bile tartışma konusu olan mektupla ortalığı bir anda allak bulak ederek, Almanlar'ı bire birbirine düşürmeyi başarabildiğine göre, sanki arzu edilen süreyi koparacak gibi görünüyor.

Bekleyip göreceğiz.

Hamiş:

İki şey komşuda da bizdeki gibi tarihe geçecek sanırım.

1- Borç verenler kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Bu münasebetle üretime yönelik adımlar atılmalı ve 'borca dayalı para sistemi'nden kurtulmalı.

2- 28 Şubat Yunan halkı için de batıp batmayacağıyla alakalı olarak unutulmayacak bir takvim ifade edecek.