Normalleşme Mazbatası

Akdeniz Üniversitesi'nin eski Rektörü Mustafa Akaydın Antalya'nın "çiçeği burnunda" CHP'li belediye başkanı…

29 Mart'ta AKP yönetimini en fazla üzen seçim sonucuna imza attı, Mustafa Akaydın; en çok da -dün Antalya'nın "altın anahtarı"nı takdim ettiği- Deniz Baykal'ı sevindirdi.

Akaydın -ÜAK Başkanı iken- AKP'nin yüzde 47'lik oy oranı hakkında "Adolf Hitler de yüzde 40 küsur oyla gelmişti" diye konuşmuştu.

Eski rektör-yeni belediye başkanı "Antalya Zaferi" için demiş ki:

"-Çok güzel bir sonuç. Üniversitenin iradesini hiçe sayanlara halkın iradesi yanıt verdi!"

.........

Mustafa Akaydın'ın sonunda "halkın iradesi"ni hatırlamış olması fevkalade güzel bir gelişme…

Yani?

Yüzde 40.7'lik parlak seçim galibiyetinin Mustafa Bey'i "normalleştirdiği" anlaşılıyor.

Antalya'da Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı Akaydın'a kaptıran AK Parti'li Menderes Türel seçimin muhasebesini yaparken "Demokrasiye sonuna kadar saygılıyım. Biz halka 'göbeğini kaşıyan adam' olarak bakamayız" diyor.

Mustafa Akaydın'ın yüzde 40'ı için -mesela- Hitler benzetmesi yapmayı aklının ucundan bile geçirmiyor.

*

Akaydın, ÜAK Başkanı iken siyasetçi gibiydi; "militanca" çıkışları hafızalarımızda tazeliğini koruyor.

Dahası, bir yıl önce Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan "Zülfikar Dövmeli Provokasyon" esnasında "gerçekte olup biteni hasıraltı edici" tavırları ciddi kuşkular meydana getirmişti. Rektör Akaydın, öğrencilerin üzerine ateş açma hadisesinin "kız meselesinden çıktığını" iddia etmişti…

"Zülfikarlı Provokatör" savunmasında "JİTEM elemanı" olduğunu söylediğinde ise Akdeniz Üniversitesi'ndeki olay çoktan unutulup gitmişti.

*

Mustafa Akaydın, mazbatasını aldıktan sonra yaptığı açıklamada başarısında Adalet Bakanı ve Antalya Milletvekili Mehmet Ali Şahin'in katkısı olduğunu söylemiş:

Ziyadesiyle haklı…

Seçmeni tehdit etme anlamına gelen beyanlar her zaman ters tepmiştir. Bundan sonra da ters tepecektir.

*

Başbakan, seçim gecesi "Antalya'ya 28 defa gittim ancak yine de kaybettik" demişti…

Akaydın, seçim zaferinin ardından "Erdoğan benim de Başbakanımdır. Bundan böyle Antalya'ya daha çok gelmelidir" diyerek aklı başında, çok doğru bir çıkış yaptı.

Mustafa Akaydın'ın rektörlüğü esnasında ve ÜAK Başkanı iken çizdiği sorunlu portreyi göz önünde bulundurduğumuzda böyle bir açıklamayı da "normalleşme" hesabına kaydetmemiz gerekiyor.

*

Final: Akaydın'ın yüzde 40 oy aldıktan sonra dahi olsa "halkın iradesi"ni keşfetmesi çok önemli bir gelişmedir.

Birkaç yıl önce, ÜAK çatısı altında AK Parti hükümetine birlikte posta koydukları kimi rektör arkadaşlarının "Ordu Göreve" pankartlarının gölgesinde yürüdüklerini hatırlıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar