Ölçü kaçınca!

İktidar ile muhalefet arasındaki kapışma bu sefer " Erdoğan bizim için ikinci peygamber gibidir" tanımlamasına odaklandı!

Muhalefet sözcüsünün iktidar liderinin yandaşları tarafından "İkinci Peygamber" olarak tanımlandığına vurgu yapması iktidar sözcülerini çileden çıkardı!

Ve "Bizim partimizde böyle düşünen ya da söyleyen biri barınamaz" sözünün gereği yerine getirildi!

Sözün sahibi AKP'den istifa ettirildi!

Sözün sahibi bir de açıklama yapma ihtiyacını duydu!

Sözlerinin maksadını aştığını, partisini çok sevdiğini ama Başbakanını üzmemek için istifa kararı aldığını açıkladı!

Açıkça belli ki adamcağız ağzını ne zaman açsa ölçüyü kaçırıyor!

İstifa ederken bile partisinin genel başkanına düzdüğü methiyeler ölçü kaçırma konusunda bayağı maharetli olduğunu gösteriyor!

Söz konusu konuşma yıllar önce yapılmış! Üstelik bu konuşma yapılırken orada Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış bir ilahiyat profesörü de varmış!

Fotoğraflar bizi yanıltmıyorsa il başkanı genel başkanına ikinci peygamber yakıştırmasında bulunurken yanı başında AKP'nin İlahiyat kökenli milletvekillerinden Yazıcıoğlu'da bulunuyor!

Yazıcıoğlu bu konuşmanın akabinde konuşmayı yapan il başkanını itikadi açıdan uyarmış mıdır bilemiyoruz!

Uyarmışsa görevini yapmış demektir!

Ama böyle bir uyarı yapılmış olsaydı AKP Genel Merkezi'nin de harekete geçip bugün istediği istifayı o gün istemesi gerekmez miydi diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz!

Muhtemelen o gün hiç ses çıkarılmamış! Belki de "Kol kırılır yen içinde kalır" diye düşünülmüş! Ama konu gündeme daha sonra muhtelif vesilelerle gelmiş ve yine ses çıkarılmamış!

Şimdi TBMM çatısı altında konu tekrar hatırlatılınca ise kıyamet koparılıyor! Bunu AKP'nin bir iç meselesi olarak görmek mümkün mü?

Ve "Kendi aralarında birbirlerine nasıl hitap ederlerse etsinler" demek mümkün mü?

İnanan bir insan olarak bu sorulara "Evet mümkündür" deme şansımızın olmadığını biliyoruz!

Hem bugüne kadar bu tür bir söyleme karşı gereken hassasiyeti göstermeyen AKP yönetimini kınıyor hem de bu çirkin ifadenin sahibi olan AKP'liyi uyarmak istiyoruz!

Sadece istifanın itikadi açıdan kendisini kurtarmayacağını hatırlatmak istiyoruz!

Söz sahibinin bu laflar ağzından çıktıktan sonra tövbe edip etmediğini bilemiyoruz! Tövbe etmişse ne ala!

Ama henüz etmemiş ise "Sözlerimin sonunu dinleseler ne demek istediğimi anlayacaklardı" gibi mazeretlerle paçayı kurtaramayacağını bilmesini isteriz!

Zira bu sözler ölçüyü çok aşmış ve mutlak tövbe gerektiren sözler!

Önceki ve Sonraki Yazılar