Ülkeyi Hortumlamak hortladı mı?

Ülkeyi Hortumlamak hortladı mı?

Bu yazım umarım siyasi olarak algılanmaz, zira tamamen iş dünyası ile alakalı. Eskilerin aklında hemen ülke kaynaklarına hesapsız uzanan eller gelir hortumlamak denilince. Aslında günümüzde de çok sayıda hortumlama gerçekleşiyor, fakat bu sefer bunu hemen hemen tüm işletmelerimiz yapıyor maalesef. Dolayısıyla siyasi değil, ahlaki bir problem. Bir güruha ait değil, neredeyse tüm işletmelerimize ait bir problem.

Detaylandırmak için önce hortumlamayı daha net tanımlayalım; ülke kaynaklarının ve milletin vergilerinin hesapsızca ve Ali cengiz oyunlarıyla ele geçirilmesi veya pervasızca kullanılması. Devletimizin liderleri elinden geleni yaparak ülke kalkınması için türlü anlaşmalarla, uluslararası iş birlikleriyle, iyi ilişkiler sonucunda oluşturulan ticaret anlaşmalarıyla ülke tüccarlarına iş fırsatları sunmaya çalıştılar ve çalışıyorlar. Fakat ne yazık ki, bu ulvi amaçlarla oluşturulan fırsatlar, görünen o ki yıllarca hesapsızca harcanmış, ya da diğer tabirle hortumlanmış.

Bir örnek ile açıklayalım durumu. Geçtiğimiz yıllarda dünyanın en büyük mobilya fuarlarından birine gittim Amerika’da. Türk mobilyalarını temsilen gelmiş olan firmalar da vardı. Öğrendiğim kadarıyla hosteslerine kadar hemen her harcama kaleminde devlet teşviki almışlar. 2 gün kadar onlar ile beraberdim, gördüğüm manzara genel itibariyle kendi calip kendi oynayan bir takım ruhuydu. Bizler ülkemizin vergileri ile buralara kadar geldik, her günümüz diğer günden verimli geçsin, biz civar şehirleri vs dolaşalım firma arayalım, öncesinden firmalar ile görüşüp büyük bağlantılar yapalım yaklaşımı kesinlikle sergilenmiyordu. Aksine, gelen geçenlerden bir müşteri kaparsak o bize yeter anlayışı hakimdi.

Şimdi gelelim o fuara katilimin tamamen şirket sermayesinden olduğu duruma. Oraya en az 2 kişi giderdi her firma. 1 kişi tüm fuarı dolaşıp bağlantı yapar, diğer günlerde civar şehirleri dolaşır ve oraya gelmeden öncesinde de telefonlaştığı firmaları ziyaret ederdi. Diğer ikinci kişi ise oradan uçan sineğin bile ev adresini telefonunu alır, sonrasında da iletişime geçerdi. Fakat bu neden olmadı? Çünkü problem teşvikte ya da fırsatta değil, problem devletten alınan paranın hakkinin son kuruşuna kadar verilmesi gerektiğinin bilincinde olmamakta.

Bu durumun hemen her devlet teşviki ya da AB projesi desteği olan durumda geçerli olduğunu düşünüyorum. Devlet insanları ya da kurumları bir yere kadar denetleyebiliyor, ahlaki problemi olan kişiler ya da kurumlar kesinlikle bir yolunu bulup pervasızca devlet kaynaklarını sömürmeye devam ediyorlar. Birçok AB hibesi ya da desteği ile yapılan projelerden nesilden nesile aktarılacak hemen hiçbirisi kalmıyor. Projeler tamamlandığında sonuçlar 1-2 sene hayata katkı sağlıyor, sonrasında ne olduğu belli değil, yok olup gidiyor.

Peki şimdi sormak lazım, sen bu hibeyi almayıp başka duyarlı bir vatandaş alsaydı, vatana millete daha fazla hizmet etmeyecek miydi? Sen aldın, kaynağı tükettin başka ihtiyacı olan alamadı. Peki bu da bir çeşit hortumlama değil mi? Madem hakkini vermeyeceksin, madem hesabını yapmayacaksın neden alıyorsun? Sana hortumcu desek kızmaz mısın? Peki sen hortumcu değilsin de nesin?

Benim vicdani tanımıma göre, devletin, milletin vergisine, kazancına el uzatan, sonrasında da hakkini vermeyen, birey, özel şirket, devlet şirketi ya da devlet memuru, kısaca herkes hortumcudur. Bizler şahsi misafiri geldiğinde devletin mumunu söndüren Hz. Ömer’in yoluna geri dönmedikçe cihan devleti değil, bölge devleti bile olamayız!

İnşallah ben akademisyenlik hayatim boyunca öğrencilerime ve danışmanlık yaptığım firmalara doğru olanın yapılması gerektiğini, kaliteli hizmet ve iş üreterek karlılığın arttırılacağını, devlet sektörünün elini günün birinde özel sektörden çekeceğini ve etkili ve karlı yönetilen firmaların ayakta kalacağını devamlı olarak anlatacağım. İnşallah günün birinde her şeyi devletten beklemeyen işletmelerimiz ve halkımız olacaktır. O gün gelene kadar, sabırla anlatmaya devam.

Dr. Ömer Yazici

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.