TRT'de bugüne kadar program yapmayan gazeteci var mıdır acaba? Şimdilerde CHP lideri Deniz Baykal'ın basın müşavirliği görevini yürüten Baki Özilhan da TRT'de uzun yıllar çalıştı, programlar yaptı. Programına sıkça çağırdığı gazetecilerden biri olduğum için bunu biliyorum.

Sessiz-sedasız bir 'devlet' kanalıyken şimdi 12 kanallı kamu yayıncısı bir kuruma dönüşen TRT'nin çeşitli kanallarında siyasi programlar da var ve burada gazeteci-ağırlıklı bir kadroya görev düşüyor. CHP'liler buna takmışlar. "Niye bu yazarlar?" diye sorsalar herhangi bir sorun olmayacak; "Bu yazarlara devlet kesesinden program başına 30-50 milyar TL ödeniyor" demeyi tercih ediyorlar...

Ayıptır söylemesi, ama gerçek şu: Telâffuz ettikleri rakamların en azının onda birini bile ödemiyor TRT program yaptırdığı gazetecilere... Ben de onlardan biriyim de öyle biliyorum... Gerçek bu olduğu halde, nasıl olsa böyle masallara inananlar var diye, birileri rakam şişirme sporunu sürdürüyor.

Geçende sevdiğim bir dost, "Arkadaşlar arasında konuşuluyor" tasrihiyle bir ayda elime geçtiğine dair iddiaya girilen son rakamı yüzüme karşı söyledi. Güldüm. Çeşitli işlere yaptığım telif katkılarımın tümünü göz önünde bulundurduğum taktirde, ağızlarda aylık gelirim dolaşan rakamı bir yılda zar-zor kazanıyorum ben...

Bazıları başkaları inansın diye şişirilmiş rakamları ortaya atıyor, inanması beklenenler inanıyor, sonra o rakam biraz daha şişiriliyor...

Hepsine helâl olsun...

Şu yakınlarda özel kanallardan birinde gösterilmiş olan popüler bir dönem dizisine 'danışman' olarak katkıda bulundum; birkaç önemli isimle birlikte... Dizinin senaristlerinin her hafta gönderdikleri 40 sayfalık tretman ile 80 sayfalık diyaloglu senaryoyu sektirmeden okudum, yapılması gerektiğini düşündüğüm değişiklik önerilerimi gönderdim, toplantılarına katıldım. Saatlerimi, bazen günlerimi verdim bu çalışmaya...

Hayatı yalan üretmek üzerine oturan biri, "Dizi danışmanlığından her ay onbinlerce dolar aldığımızı" yazıp durdu; kimbilir kaç kez... Danışmanların o diziden ayda ne kadar aldıklarını yazayım da dudağınız uçuklasın: Ayda sadece 500 TL...

500 TL'lik sözü bile edilmeyecek bir geliri 'onbinlerce dolarlık' bir efsaneye çevirmek herhalde yalnızca bizim medyanın marifetidir. Paranın her şey olmadığı artık öğretilmiyor galiba.

İnternet arama motorlarından 'Google' size bir başlangıç noktası teşkil edebilir. Girin oraya ve benim adımı yazın; hemen altta benimle ilgili birkaç başlık belirecek. Bunlardan biri benim bir yalım olduğunu belirtiyor... Google adlı arama motorunda tam 20.600 madde başlığı olarak yer alan haberlere göre benim bir yalım var...

Önce bir internet sitesinde çıkmış, oradan gazete köşelerine taşınmış haberler bunlar...

'Yalı', herkesin bileceği üzere, deniz kenarında olur; Boğaz'ın iki yakasında sıralanan denize sıfır mekânlara verilen addır 'yalı'... Bu tanıma uyan bir evde oturmuyorum ben. Evim Beykoz'da, mütevazı bir mahalle arasında. Denizle tek irtibatım, mahalledeki pek çok evle birlikte, evimin Beykoz koyuna bakıyor olması...

Google'da uğrayacağınız her maddede yer alan oturduğum evle ilgili bilgilerin tamamı yalan... Yazanlarda utanma duygusu olmadığı için her geçen gün yalanlarına yenilerini ekleyip duruyorlar...

Nedense hep 'para' üzerinde yoğunlaşıyorlar. "Trilyonluk yalıda oturuyor" diye yazıyorlar. Neredeyse yıllık gelirim olan rakamı aylık gelir olarak sunuyorlar... Bir diziden aldığım aylık 500 TL'yi 'onbinlerce dolar' haline getiriyorlar... TRT herkese ne veriyorsa bana da onu veriyor, o rakamı 10 ile çarpıyorlar...

Çirkinlik diz boyu... Yakınlarım, iyi tanıyanlar, "Nasıl tahammül ediyorsun?" diye soruyorlar...

İşi 'para' tezviratı boyutunda tuttukları taktirde bana vız gelir, tırıs gider... Meslek hayatımın her döneminde onların hafsalasının almayacağı büyük imkânlarla tanışmamı sağlayacak tekliflere yüz vermedim ben. Hayatımda kimseyle yaptığım işten ne alacağım konusunda pazarlık etmedim. Hakkım olmayan tek kuruşa tenezzül etmedim.

Atacakları iftira "Diziden onbinlerce dolar kaldırıyor" veya "TRT'den ayda 30-50 milyar TL alıyor" türü yalanlar cinsinden olsun; benim üzerimde kalmaz o tür iftiralar... Halkın içerisinde oturuyor, hitap ettiğim kişilerle aynı türden bir hayatı paylaşıyorum.

Bazen sağda-solda okudukları tezvirata inanan saf tiplerin "Zor durumdayım, para gönder" türü teklifleriyle de karşılaştığım oluyor elbette; o tür tekliflerin sıklık oranı ülkenin ekonomik durumuna ışık tutuyor, o işe yarıyor hiç olmazsa...