Aradan geçen onbir yıl

17 Auğustos 1999 saat 03.04, bir  gece  yarısı yerle bir olan binlerce ev ve son bulan hayatlar. Feryat ve acılar semayı kapladı. Ateş düştüğü yeri yakar ya hani, düştüğü yürekleri yaktı. Kimisi evladını, kimisi anne-babasını ve kimide eşini enkazlar altında bıraktı, bırakmak zorunda kaldı.

Saniyeler süren sallantıdan sonra binlerce insan hayatlarını kaybetti. Bazı uyurken, bazısı dışarda gezerken ve kimileri ise namaz kılarken yakalandı. Aradan tam onbir sene geçti. Ve her 17 Auğustos´ta gelir aklıma Marmara depremi. İster istemez gözler önünde canlanır o taş yığınları. İnsanların akıttığı gözyaşları gelir aklıma.

Türkiye´de Marmara depremi, Çin´de kasırga, bir başka yerde sel, nedir bu Allah aşkına? Herşey de bir hayır vardır düstûru burda da mı geçerli?

Amenna…

Cereyan eden her olay da; deprem, kasırga ve sel felaketlerinde vardır bir hayır demek zorundayız. Çünkü, bizler olayın perde arkasını göremediğimizden, neyin hayır ve neyin şerr olduğunu idrak etmekte zorluk çekiyoruz.

Şimdi bunun nesi hayır diyenleriniz olacaktır elbette. Bu duruma ben el atmakta acizim, bu açıklamayı Üstad Bediüzzaman Hz.lerine bırakıyorum:

Bediüzzaman Hazretleri´nin İzmir ve Erzincan depremleriyle alâkalı olarak şöyle dediği anlatılır; "Ya oralarda hiç hizmet eden yoktu veya onlar yenik durumda idiler ki, bu bela başlarına geldi."

İçlerin de mutlaka er kişiler, yardım severler, hizmet ehli insalar vardır. AMA bu afeti def etmeye yetmedi belki de. Sebebler dünyasında yaşadığımızdan olacak ki, suçu evlerin sağlam olmayışında aradık. Suçu mimarlarda aradık. Altyapı çürüktü dedik. Çimento azdı dedik. Doğrudur. Lakin bizler Mümin´ler olduğumuz için maruz kaldığımız olayın bir de „kader“ cilvesi olduğunu akıllardan çıkardık çoğu zaman, öyle değil mi?  

Yüce Yaratıcı bir âyetin de: “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın” buyuruyor.

Davranışlarımızın, Allah´a olan bağlılığımızın böylesi felaketlere karşı siper olduğunu unutmayıp, Kûrân ahlakına sımsıkı sarılıp butür şerrlerden Allah´a sığınmalıyız.

Duamız  şu olsun: „Ya Rabb, bizleri gelmiş ve gelecek şerrlerden muhafaza eyle. Seni gazaplandıracak işlerden bizleri fersah fersah uzak eyle.“ 

Amin

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.