Hayatın baharı: "Gençlik“

Biz gençler şunu iyi bilmeliyiz ki, gençlik bir fırsat mevsimidir. "İki şeyin elden gitmeden değerini anlamak zordur: Biri sağlık, ötekide gençliktir“ sözünü, boşuna şöylememiştir Allah´ın arslanı Hz. Ali (r.a).

Elden gidenin arkasından ahlanmak, vahlanmak yerine, elde olani iyi değerlendirmek, en akıllıca bir iştir. Şu an gençsin, o zaman hiç durma, fırsatları sakın kaçırma.

Asr-ı saadet´i bir düşünelim. İslâmı tebliğ eden sahabeleri. Peygamber efendimizin islâmı tebliğ etmeye başladığı dönemi. Kim ile teblig etmeye başlamıştı? Birde onu düşünelim. İlk küçük islâm cemaatinin fertleri hep gençler idi. Kimlermiydi? Hz. Ali (r.a), Abdullah b. Mes´ud, Abdurrahman bin Avf, Erkam bin Ebil Erkam, Said bin Zeyd, Mus´ab bin Umeyr, Ammar bin Yasir ve onlarcası hep genç idiler.

Bu gençler, hep birlikte bu yüce davetin yükünü omuzladılar. Hiç yılmadan yıkılmadan dini uğruna mücahadele ettiler. Akıl almaz işkencelere maruz kaldılar. Gece-gündüz demeden, islâmı tüm dünyaya yayabilme uğruna, canlarını dahi feda ettiler.

Bu uğraşlar, bu çabalar boşuna çıkmamıştı. Kısa bir süre sonra islâm, tüm Arabistan'a hakim olmuştu. Onların gölgesi heryeri kuşatmıştı.

Ya şimdi?

Gençler!

Bizde onlardan birisi olmak istemez miyiz? Gençliğimizi heva ve heveslere kurban etmekle ne elde edeceğiz? Herşey gelip geçici değil mi? Bir hiç uğruna feda edilen gençlik, yazık değil mi?

Ne demiştik, gençlik dönemi insan hayatının en önemli, en değerli zaman dilimidir. Gençlik dönemi, hayatın en dinamik ve en verimli dönemidir. Herşey gençlik döneminde güzeldir. Tüm zevkler gençlikte tadılır. Hz. Ali (r.a); „En hayırlı genç o'dur ki, ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak, gençlik hevasâtına esir olmayıp gaflete boğulmayandır“ buyurmuştur.

Bu güzel olan baharı, Allah´ın rızası doğrultusunda yaşayabilmek ise, her kişinin işi değildir, er kişinin işidir. Er kişi olmaya, hepimiz potansiyel olarak  yaratılmışızdır. Fakat toplum, arkadaş, aile vs insanı bu potansiyelden uzaklaştırmıştır.

İmam-ı Rabbani (k.s), konunun önemini idrak etmiş ve oğluna ne güzel öğütler vermiş: „Ey oğul! İbadete yönelme vakti gençliktir Akıllı olan bu vakti kaçırmaz, fırsatı ganimet bilir Zira iş önemlidir İnsan yaşlılık zamanına kalmayabilir Kaldığını farz edelim, derlenip toparlanmak nasip olmaz Böyle bir derlenip toparlanmanın mümkün olduğunu farz edelim, bir amel işlemeye güç yetiremez Zira o zaman, zaafın ve aczin bastırdığı zamandır Halbuki şu anda derlenip toparlanma durumu vardır, elde edilmesi kolaydır Anne-babanın hayatta olmaları Yüce Hakk’ın nimetlerinden biridir Senin geçimini onlar üzerine almıştır İşte bu mevsim fırsat mevsimidir Güç ve kuvvetinin yettiği mevsimdir. Bugünün işini yarına bırakmak için şu andaki durum nasıl bir özür olabilir? Resûlallah (sas) bu manada şöyle buyurmuştur: “İşi erteleyen helak olur ” Evet, bugün ahirete ait işlerle bir meşguliyet varsa, bu düşük dünyanın işini yarına bırakmak cidden güzel olur, tam bunun aksi ise pek çirkin bir şey olur Şu zaman gençlik zamanıdır Bu zamanda yapılan az amele biçilen itibar, bu vakitlerden başka zamanlarda yapılan amellere biçilmez

 

Gençler! Bu öğütler aynı zamanda bizler içindir. Kulaklarımızı tıkamayalım. Gerçeklere açık olalım, gençliğimizin değeri bilip, gençliğimizi heba etmeyelim. Rabb'im Teala bizleri, gençliğinin değerini bilenlerden eylesin. Amin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum