Gafillere hatırlatmalar

Biz ne diyoruz, neyi araştırıyoruz, neyi uyguluyoruz, neyi öneriyoruz?

Araştırmalarımız sonucunda müsbet ilmin bize verdiği verileri insanlığa ulaştırmaya çalışıyoruz. Hatalar bizim, doğrular müsbet ilmin ve Kitab'ın. Biz Kitab'ın söylediklerini müsbet ilimle değerlendiriyoruz, yorumluyoruz. Gerçekten anlamak isteyenler için basit, sade, akla hitap eden, anlaşılır şeyler söylüyoruz. Anlamak istemeyenler; hele hele açıkça inkâr eden münkirlere ve gafillere bir şey yok!

Örnek olarak diyoruz ki: Bugün "para" denen şey nedir?

Merkez Bankası'nın bastığı bir kâğıttır, kâğıt parçasıdır. Devlet olarak maliyeti sıfır gibidir. Ama milletin, halkın oluşturduğu "devlet" gücünü ve otoritesini değerlendirerek bastığınızdan dolayı o kâğıt parçası "para" olarak değer kazanmaktadır.

İşte, devlet olarak bastığınız ve maliyeti neredeyse sıfır olan parayı vatandaşınıza "faizsiz kredi" olarak verdiğimizde, o vatandaş yaptığı işten, yaptığı üretimden "vergi"sini öder. Ama siz halkın parasını, milletin malını kendisinden esirgiyorsunuz!!!

- Bunu yapmamak nedir?

- Bunu az yapmak nedir?

- Hele bunun faizi nedir?

Merkez Bankası parayı az çıkarıyor ki para zor bulunsun! Merkez Bankası parayı piyasaya az sürüyor ki, sömürü sermayesi "BORÇ" ve de "FAİZ" ile para versin ve ülkemizi, halkımızı, müteşebbisimizi, her türlü üreticimizi sömürsün de sömürsün!

Yani; sömürü sermayesine halkı sömürten bizzat devletin Merkez Bankası'dır!

Eğer Merkez Bankası yeteri kadar para bassa, halk faizsiz parayı bulabilse, sermaye faizli sömürü parasını kimseye veremez; SÖMÜRÜ BİTER.

Sadece sömürü bitmez; bütün işletmeler faaliyete geçer ve İŞSİZLİK DE BİTER.

 

Şimdiki durumda "ithalat patlaması" var. Hâlen hükümet olanların yaptığı uygulamada halk ve her türlü üreticilerimiz sömürü sermayesine "FAİZ" ödemek zorunda olduğu için yeterince üretim yapamıyor. Yapsa, stoktaki malların faizini vermek zorundadır. Bu durum malları gün geçtikçe daha da pahalılaştırıyor.

Pahalılaşan mallar daha sonra hiç satılmıyor.

İcralar kapıya dayanıyor... Hacizler geliyor...Ve iflaslar...

En sonunda intiharlar, evet intiharlar ve kapanan iş yerleri, yok olan aileler...

 

Şimdi bu açıklamamıza karşı bir fikriniz mi var, bir düşünceniz mi var?

Hayır; kapitalizme gafilce teslimiyet dışında bir şey yok, yok, yok, YOK!!!

Olsa, görüşünüz olsa, alternatifiniz olsa cevap verirsiniz; ama veremiyorsunuz.

Ve ısrarla "yanlış"ta ve "bâtıl"da, "zulüm"de ve "FAİZ"de debeleniyorsunuz...

Evet, işte bundan dolayı başarısızsınız; sonunda, en sonunda helâk olacaksınız...

Sadece Kitab'a karşı geldiğiniz için değil; aynı zamanda müsbet ilmin verilerine de karşı geldiğiniz için; öğrenmek istemediğiniz için başarısızsınız, gaflettesiniz...

"Biz Millî Görüş' karşıyız, biz Adil Düzen'e karşıyız, biz Adil Ekonomik Düzen'e karşıyız!" diyenlere dediklerimizi; şimdi de "Biz Millî Görüş gömleğini çıkarmadık ama bilmem ne kaftanı giydik, Adil Düzenci de değiliz!" diyenlere diyor ve şöyle sesleniyoruz:

"-Sen Millî Görüş'e güya inanıyorsun da onun nizamı olan "Adil Düzen"i nasıl reddediyorsun? "Adil Ekonomik Düzen"e nasıl karşı oluyorsun? Kâinatın nizamına nasıl karşı oluyorsun? Bize diyebilirisin ki; kâinatın nizamı böyle değil, ilim öyle değil; böyle! Ama 'ben ilme karşıyım' nasıl diyebilirsin! "Adil Düzen" nedir? "Adil Düzen" müsbet ilmin verilerine göre düzenlenmiş hukuktur, sistemdir, düzendir; behey gafil!"

Önceki ve Sonraki Yazılar