Vergi adaletsizliği

Ülkemizde 'adaletsizlikler' var mı? Ülkemizde 'adaletsizlikler' var; çok var, hem de pek çok var...

Bugün o adaletsizlikleri tek tek sayacak değilim, çünkü siz zaten her gün ve her an o adaletsizliklerle yani zalimliklerle birlikte ve iç içe yaşıyorsunuz... Onlarla birlikte yaşadığınız için de o adaletsizlikleri yani zalimlikleri çok iyi biliyorsunuz...

'Adalet mülkün/yönetimin esası/temeli' olduğuna göre; bu adaletsizliklere yani zulümlere rağmen devletimiz nasıl ayakta kalabiliyor veya bu şekilde daha ne kadar ayakta kalıp varlığını sürdürebilir, varın siz de bizim gibi düşünün...

Sadece düşünmekle kalmayın, elbette çare ve çözümleri de düşünün...

Mesela 'ADİL VERGİ SİSTEMİ/DÜZENİ' nasıl olmalı diye düşünün...

Çünkü bugünkü yazımda vergi adaletsizliğinden söz edeceğim de ondan...

Çünkü 22/03/2010-26/03/2010 tarihleri arasında 'Vergi Haftası' var da ondan...

Nerden çıktı bu 'Vergi Haftası' diye merak edebilirsiniz: Kamuoyunda, yani en çok vergi verenler nezdinde, yani halkımız arasında sağlıklı bir vergi bilincinin oluşturulması ve toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi için 1990 yılından itibaren her yıl Mart ayının son haftası 'Vergi Haftası' olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmakta... Bu vesileyle önce bizim 'hatırlamamız' gereken; hatırladıktan sonra da gereğini herkese, özellikle de isminde 'ADALET' kelimesi bulunan iktidar partisi yöneticilerine 'hatırlatmamız' gereken acı ve acilen düzeltilesi 'vergi adaletsizlikleri' ile ilgili gerçekler neler ise onlar üzerinde duralım...

Biz Ekonomik Konular Komisyonu olarak mesele üzerinde durduk, konuyu düşündük ve görüşümüzü aşağıdaki şekilde özetledik...

FAKİRİN VERGİ YÜKÜ ZENGİNİN İKİ KATI!!!

Evet, yanlış okumadınız, Türkiye'de fakir zenginin iki katı vergi ödemekte...

Türkiye'de en fakir yüzde 5'lik kesimin vergi yükü, en zengin yüzde 5'lik kesimin vergi yükünden iki kat fazla... Bu durum Türkiye'deki vergi sisteminin/düzeninin çarpıklığını, zulmünü ve adaletsizliğini açıkça ortaya koymakta...

Türkiye'de vergilerin üçte ikisi KDV, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Özel İletişim Vergisi (ÖİV) gibi tüketim üzerindeki vergilerden, yani fakir halkımızın en çok tükettiklerinden toplanmakta... Tüketim vergilerine çok yüklenilmesinin başka bir nedeni de, toplanabilen gelir vergisinin düşük kalması, yani yöneticilerimizin acziyeti...

Tüketim vergileri her gelirdeki insan için aynı oranda olduğundan, gelirinin çok daha büyük bir kısmını harcayan dar gelirli halkımız, tüketim vergileri yoluyla gelirinin daha büyük bir kısmını vergi olarak ödemekte ve bu şekilde kendisine zulmedilmekte...

GELİR VERGİSİ ÇOK AZ TOPLANIYOR...

Daha çok geliri olanın daha yüksek oranda vergi ödediği gelir vergisi Türkiye'de yeterince toplanamadığı için uygulanmakta olan 'vergi sistemi/düzeni' gelir dağılımını düzeltici değil bozucu, adaleti sağlayıcı değil zulmedici etki yaratmakta...

Gelir vergisi, Türkiye'de toplam vergi gelirleri içinde 1980 yılında yüzde 52 iken; 1990 yılında yüzde 41'e, 2000 yılında yüzde 23'e, 2009 yılında yüzde 20'ye düşmüş!.. (Kaynak: www.gelirler.gov.tr). Şimdi milyarderlerimiz her yıl nasıl artıyormuş, anladınız mı?!. Elbette birilerinin yani halkımızın parası azalırken, birilerinin de fahiş şekilde artar!..

Sorun, tüketim vergisini toplamaktan ziyade, gelir vergisinin çok az toplanması...

VERGİ YÜKÜ ÜCRETLİ KESİM ÜZERİNDE...

2009 yılı Türkiye'sinde, akaryakıt ticareti yapanlar 6,345.- TL, Otelciler 2,471.- TL, büyük müteahhitler 5,145.- TL yıllık vergi ödemişken; aylık maaşı brüt 2,210.- TL olan bir ücretli yıllık 4,540.-TL vergi ödemekte!.. Ücretli kesim üstündeki vergi yükü Türkiye'de % 36 seviyesinde!.. (Kaynak: Anadolu Ajansı'dır ve bu ajans devletin ajansıdır.)

Tek çare ve çözüm "ADİL BİR VERGİ SİSTEMİ/DÜZENİ"dir...

Önceki ve Sonraki Yazılar