Dr. Elif Poyrazlı

Dr. Elif Poyrazlı

Riya

 

Türkçe sözlüğüne baktığımızda riyanın 'ikiyüzlülük' olarak tanımlandığını görürüz. Dini bir terim olarak kast edilen şey ise, Allah'ın (c.c.) rızasını kazanmak dışında bir niyet ile ibadet etmek ve iyi işler yapmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ümmetini bu kalp hastalığına karşı uyarırken  riyayı putperestlik ile karşılaştırmıştır: 

'' Benden sonra güneşe, yıldızlara veya aya kulluk etmenizden korkmuyorum, fakat riya yoluyla Allah'tan (c.c.) başkasına kulluk etmenizden korkuyorum. ''

 

İnsanın bütün iyi amellerini boşa çıkarma gibi bir tehlikesi olduğu için, kalbimizi korumamız gereken en önemli hastalıklardan biridir. Temel belirtisi yalnızken, yani başka insanlar görmüyorken, Allah (c.c.) rızası için bir şeyler yapma konusunda hissedilen tembelliktir. Örneğin, yalnızken Kur'an okuma veya nafile namaz kılma isteğinin olmaması, fakat camii gibi başka insanların da bulunduğu ortamlarda bu isteğin birden ortaya çıkması gibi.

 

Bu demek değildir ki insan cemaat halindeyken ve iyi işler yapan insanlarla beraberken, insanın içinde doğal olarak uyanan bu iyi işlere katılma isteğine kulak vermesin:

'' Mallarını gece gündüz, gizli ve açık hayır için harcayan kimselerin Rablarının yanında, yalnız kendileri için, mükafatları vardır. Onlara bir korku yoktur ve hiç üzülmeyeceklerdir. '' (Kur'an 2:274)

 

Fakat burada önemli olan insanın niyetine dikkat etmesi ve insanlar etrafta yokken de bu işlere devam etmesidir. Hatta farz ibadetleri, teşvik amacıyla açıktan yerine getirmek iyidir.

 

Tedavisi: Allah (c.c.) istemedikçe ve izin vermedikçe insanın başına ne iyi ne de kötü hiçbir şeyin gelemeyeceğine olan imanımızı arttırmak, amellerimizi sadece Allah (c.c.) için yapmamızı sağlayacaktır.

 

Pratikte riyanın tedavisi için yapılması gereken şey, yapılan iyi amelleri özellikle diğer insanlardan gizlemektir. Bu 'niyeti koruma' egzersizi için gece kalkıp teheccüt namazı kılmak, yalnızken zikir çekmek ve Kur'an okumak, oruç tutmak, gizlice yardıma muhtaç insanlara yardım ulaştırmak vb. çok uygun ibadetlerdendir.

 

Bazen de kalbinde riya hastalığı bulunmadığı halde insan, şeytanın vesvesesi yüzünden kendinden şüphe eder hale gelir. Şeytan insana sürekli olarak 'ya yaptığın riyaya giriyorsa?' şeklinde vesveseler vererek iyi amellerini bırakmasını sağlamaya çalışır.

Halbuki benimsenen görüşe göre, riya korkusu yüzünden hayırlı bir işten vazgeçmektense onu yapmak daha doğrudur. Örneğin, riya korkusuyla cemaatle namaz kılmak üzere camiiye gitmemek doğru değildir.

 

Sonuç olarak diyebiliriz ki, insanların gözüne girmeye veya zararlarından korunmaya çalışmak için bir şeyler yapmak insanın zamanını ve çabasını boşa harcamasından başka birşey değildir. Çünkü insanlık devamlı surette sadece alemlerin yaratıcısı ve sahibi olan Allah Teala'ya (c.c.) muhtaçtır. Sadece O'na yakınlık aranmalıdır, çünkü O'nun gücünün dışında başka bir güç yoktur.

 

Kaynak: Purification of the Heart. Hamza Yusuf. Starlatch Press, pp. 56-67.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum