Şahin Ali ŞEN

Şahin Ali ŞEN

18. MİLLİ EĞİTİM ŞURASI TEKMİLSİZ BAŞLIYOR

18. Milli Eğitim Şurası 1 ve 5 Kasım 2010 tarihinde toplanacak. Şura’nın gündeminde  ‘Öğretmen Yetiştirilmesi, İstihdamı ve Mesleki Gelişim’, ‘Eğitim Ortamları, Kurum Kültürü ve Okul Liderliği’, ‘İlköğretim ve Ortaöğretimin Güçlendirilmesi, Ortaöğretime Erişimin Sağlanması’, ‘Spor, Sanat, Beceri, ve Değerler Eğitimi’ ve ‘Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Yönlendirme’ konuları yer alıyor. Şura’nın gündemiyle ilgili ön raporlar hazırlanarak ilgili kurumlara gönderildi,  söz konusu raporlar tartışılarak karara bağlanacak ve sonuç bildirisi şeklinde kamuoyuna açıklanacak.

 

Bu yılki  raporları elbette bir  hafta boyunca tartışacağız. Bu vesileyle Şura’nın yapısı ve Şura kararıyla ilgili gördüğüm birkaç eksikliği aktarmak istiyorum. Öncelikle Şura’nın yapısının kamu ağırlıklı olduğunu söylemeliyim.

 

13 Kasım-17 Kasım 2006 yılında yapılan 850 kişilik Şura Genel Kurulu’nun katılımcı dağılımı  % 14.55’i tabii üyelerden, % 36.49’u MEB mensubu resmî-özel kuruluş temsilcilerinden, % 17.09’u akademisyenlerden, % 10.97’si sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden, % 10.97’si diğer kamu kurumları temsilcilerinden, % 6.24’ü yerel yönetim temsilerinden ve % 3.70’i de yurt dışından gelen temsilcilerden oluşmuştur. 

 

Bu rakamlara baktığımızda   yüzde 10.97  sivil toplum kuruluşlarını çıkardığımızda genellikle kamunun temsilcileri olduğunu görürüz. Bu yıl da bu anlayışın  değiştiğini düşünmüyorum. İlk bakışta akademisyenler, yerel yönetim temsilcileri ve yurtdışından gelenler sivil unsurlar gibi duruyor, ancak bunların da büyük bölümünün kamuyu temsil ettiğine şahit oluyoruz. Umarız bundan sonra  Şura’nın yapısı daha sivil unsurlarla zenginleştirilir.

 

Diğer diğer önemli  nokta ise  Şura kararlarının  uygulanıp uygulanmadığıdır. Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 5T formülü vardı. Bu 5T sorunların çözümünde izlenecek yolu gösteren ve baş harfleri T olan beş kelimeden oluşuyor: TESPİT, TEŞHİS, TEDAVİ, TAKİP VE TEKMİL.

 

3-17 Kasım 2006 tarihlerinde  17. Milli Eğitim Şurası yapıldı. Şura öncesi yapılan toplantılarda ve Şura’da  tespitler yapıldı, teşhisler kondu, tedavi yolları önerildi. Sonrası belli değil. 2006 yılı Şura’sında Türk Milli Eğitim sisteminde Kademeler Arasında Geçişler, Yönlendirme ve Sınav sistemi(özel eğitim, okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim kademeler arasında geçiş, yönlendirme ve sınav sistemi) ve  Küresel ve Avrupa Birliği Sürecinde Türk Eğitim Sistemi(yaşam boyu öğrenme, eğitimde hareketlilik, eğitimde nitelik) konuları tartışılmış, tam 163 maddelik sonuç bildirgesi yayınlanmıştı. Bu 163 maddelik kararın  yüzde kaçı uygulandı, kaçı hakkında uygulanmak üzere çalışma yapıldı, kaçının uygulanmasına  gerek duyulmadı. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı kamuoyuna   bilgi verme gereği  duymuyor.

 

Hiç olmazsa bu yıl 18. Milli eğitim Şurası’nın açılışında  bakan veya bürokratlar mutlaka geçmiş şuranın sonuçlarıyla ilgili değerlendirme yapmalıdır. Eğer bakanlık yapma gereği duymuyorsa  eğitim hizmet kolunda yer alan  sendikalar ve diğer sivil unsurların temsilcileri eleştirel gözle değerlendirme yapmalıdır. Eğitim uzmanı değilim, ancak  163 maddeyi tek tek okuduğumda bir çok maddenin yürürlüğe konmadığını gördüm. Çok çarpıcı  birkaç  örnek vereyim:Şura’da  OKS’nin kaldırılması yönünde tavsiye kararı alınmış ve bu doğrultuda OKS kaldırılmış, ancak biliyorsunuz OKS’ye geri dönüldü. OKS’ye geri dönmek için en azından bu Şura beklenemez miydi. Yine kesintisiz eğitimin sorgulanmasına yönelik tavsiye kararları vardı, bunlar da hiç konuşulup tartışılmadı. Bu maddeleri çoğaltmak mümkün.

 

Kamu yönetiminde  tespit var, teşhis var, tedavi için bir şeyler yapılmaya çalışılıyor, ancak  ne takip ne de tekmil var. Halbuki karar alıcı ve uygulayıcıların çıkıp millete ve kamuoyuna “alınan kararlarının şu kadarını uyguladık, şu kadarını uygulamaya gerek görmedik, şu kadarını da şu nedenlerle uygulayamadık” şeklinde hesap vermesi gerekir, aksi taktirde Şura’lar bilgi şölenleri olarak kalır.

 

18.  Milli Eğitim Şurası’na gelince,  beş gün boyunca çok önemli konular tartışılacak. 2006 yılındaki  Şura’yı bire bir takip etmiştim. Bu yıl da   Şura’ya sunulan tespit ve teklifleri  takip etmeye çalışacağım. Şura’nın hemen adından yine bu sütunda Şura’yla ilgili görüşlerimi sizlerle  paylaşacağım. Şura sonrası görüşmek üzere.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum