Şahin Ali ŞEN

Şahin Ali ŞEN

TOPLU SÖZLEŞMELERDE ORTA HAKEM YARGIÇ olmali

Toplu görüşme düzenini kaldıran yerine toplu sözleşme sistemi getiren 12 Eylül Referandumu’nun üzerinden 11 ay geçti. Ancak,  devlet erklerine yönelik ikincil mevzuat büyük oranda yürürlüğe  konulurken, sivilleşmeye katkı sağlayacak  ve toplu sözleşmenin zeminini oluşturacak ikincil mevzuat  hala çıkmadı.  Sosyal diyaloga büyük önem veren Faruk Çelik’in 12 Haziran seçimlerinden sonra tekrar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na getirilmesiyle birlikte  kamu görevlilerinin toplu  sözleşme  masasına oturmasını sağlayacak ikincil mevzuatla ilgili  çalışmalara hız verildi. Bakan Çelik’in üç konfederasyon  genel başkanıyla  görüşmesinin hemen ardından 8-9 Ağustos tarihlerinde Devlet Personel Başkanlığı’nın  koordinatörlüğünde üç konfederasyonun  teknik uzmanları ile, Maliye ve Çalışma  bürokratlarının katılımıyla  tartışmalı toplantılar gerçekleştirildi.

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda revizyon öngören çalışmayla, toplu sözleşme düzeninin yol haritası oluşturulmak isteniyor. Bu yol  haritası ışığında hazırlanacak yasa tasarısı  Eylül ayının  sonuna kadar  Meclis’e sevk edilecek. Eğer ciddi bir problemle karşılaşılmazsa kamu görevlileri Kasım ayında  toplu sözleşme masasına oturacaklar.

 Toplu sözleşmeyle ilgili tartışmalı alanları tek bir yazıda  anlatmak mümkün değil. Bu yazımda toplu sözleşme sisteminin anahtarı görevini üstlenecek Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapısı konusundaki  uzlaşma ve uzlaşmazlık üzerinde durmak istiyorum. Tartışmayı  sağlıklı yapabilmek için öncelikle, tarafların masaya getirdikleri öneriler üzerinden Kamu Görevlileri  Hakem Kurulu(KGHK) ile ilgili seçenekleri inceleyelim.

Maliye Bakanlığı’nın görüşü: Bakanlar Kurulunca seçilecek bir üyenin başkanlığında, Kamu İşveren Heyeti Başkanı tarafından belirlenecek 4, üç konfederasyon tarafından belirlenecek 4 üye den oluşur.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı:Yargıtay 9. Daire Başkanının  Başkanlığında, DPB Başkanı, MB BÜMKO Genel Müdürü, ÇSGB Çalışma Genel Müdürü, Hazine Müsteşarlığı Kamu Finansman Genel Müdürü, YÖK tarafından belirlenecek iş hukuku, mali hukuk veya idare hukuku dallarından belirlenecek bir öğretim üyesi, en çok üyeye sahip konfederasyonlardan birer üyeden oluşur.

MEMUR-SEN ve TÜRKİYE KAMU-SEN Görüşü:KGHK; Danıştay veya Yargıtay başkanlığından bir üyenin başkanlığında, en fazla üyesi olan konfederasyondan 2 temsilci, ikinci ve üçüncü konfederasyon birer  temsilci, DPT, DPB, ÇSGB VE MB’dan birer temsilcinin de kurulda yer alması. Üniversitelerarası kurul tarafından seçilecek veya konfederasyonların belirleyeceği öğretim üyelerinin arasından  hükümetin seçeceği iki öğretim üyesinden oluşur.

 

KESK Görüşü:Anayasa KGHK’nın kararını nihai karar olarak görüyor. Bu, uluslar arası sözleşmelere, sendikal hak ve özgürlüklere aykırı bir durumdur. KGHK kararları toplu sözleşme hükmünde olmamalıdır. Anayasal düzenleme grevin de önünü bu şekilde kesmektedir. Bu şekilde tarif edilen bir KGHK bileşimi hakkında görüş belirtmiyoruz.

Bu seçeneklere baktığımız zaman Maliye Bakanlığı’nın önerisinin kabul edilmesi halinde,  Kamu Görevlileri  Hakem Kurulu’nda  hükümetin borusu öter, hükümet istediği kararı çıkartır. Çünkü, hem KGHK’nun başkanını  Bakanlar Kurulu seçiyor hem de  Kurul’da taraflar eşit temsil edilmiyor.

 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görüşü hayata geçerse,  toplu sözleşmeler   üniversite temsilcisi ile  Yargıtay temsilcisinin  reyine göre belirlenecek. Üniversite temsilcisi kamu görevlilerinin lehine karar vermesi halinde toplu sözleşmelerin kaderi yargı temsilcisine kalacak. Bir anlamda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın teklifinde  inisiyatif yargıda olacak.  Üniversite temsilcisinin  işveren lehine oy kullanması halinde ise, yargının da yapabileceği bir şey yok. 

Bu görüşlerin içinde en uygun görüşün Memur-Sen ve Kamu Sen’in görüşü olduğunu düşünüyorum. Nedenine gelince; kamu işveren heyeti ile  kamu görevlileri heyeti temsilde eşit. Dolayısıyla toplu sözleşmelerin kaderini  adalet  ve bilim birlikte belirleyecek. Yani Yargıtay veya Danıştay’dan seçilecek  yargı temsilcisi ile  üniversiteler arası kurul tarafından seçilecek bilim adamlarının  görüşü toplu sözleşmede  nihai  noktayı koyacak. Yani toplu sözleşmelerde son sözü  “adalet ve bilim” söyleyecek. Kamu  işveren heyeti ile  kamu görevlileri arasında yapılacak  toplu sözleşme maçında yargıç orta hakem   akademisyenler yan hakem olacak.

 KESK’in görüşü ise, ipe un sermek  anlamına geliyor. Anayasa’ya girmiş bir kurumu yok  saymanın pratik bir faydası yok. 

 Oluşturulmaya çalışılan yeni toplu sözleşme düzeniyle ilgili öneri ve  eleştirilerimize devam edeceğiz. Şimdilik hoşça kalın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum