Şu “Korsan Partisi” Türkiye’de olsaydı

12 Eylül Anayasası’na göre Genelkurmay Başkanı, Başbakan’a karşı sadece “sorumlu”dur... Demokratik ülkelerde ise Milli Savunma Bakanı’nın bir memurudur...

Heron gibi çok ağır bir skandal konusunda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “açıklama yapacaklarını” söylemesine rağmen Genelkurmay bu “sorumlu” tanımlamasının ardına saklanarak hala pişkince susmaya devam ediyor...

“Sosyal Demokrat” geçinen bir parti, normalde “açıklama” isteyen iktidar partisine destek verir, destek vermekle kalmaz, Genelkurmay’ın demokrasilerle uyuşmayan “anayasal” konumunu değiştirmek için acilen harekete geçer...

CHP ise sadece hükümete çatıyor, rejimi ise hedef almıyor... Hâlbuki “asker-sivil” ilişkilerinde demokratikleşmeyi önererek siyasal iktidara yüklense daha anlamlı bir iş yapmış olacak...

Ama nerde... Bırakın bu tür demokratik tavırları, CHP “12 Eylül rejimine” destek vermekte...

Maalesef “siyaset kurumu” otuz yıldır süren 12 Eylül rejimini tümden berhava etmek yerine Saray içi kurnazlıklarla zaman öldürmekte...

***

İşte bu nedenle şu “Korsan Partisi” Türkiye’de de olsaydı diyorum.

“Korsan Partisi” mi?

Korsan Partisi, bundan dört yıl önce kuruldu... İnternette veri emniyeti, bilgilere özgürce ulaşma imkânı ve telif hakları korunmuş malzemeler, partinin üzerinde durduğu konular arasında. Partinin Almanya’daki üye sayısı ise 12 bine ulaşmış durumda.

Yerleşik siyasi kurumlara kıyasla farklı yapısıyla çok ilgi çeken Korsan Partisi siyasete internet üzerinden müdahil olmasına rağmen son federal meclis seçimlerinde yüzde iki gibi hatırı sayılır bir oy potansiyeli de sağlamış durumda.

Korsan Partisi üyeleri internet iletişimini diğerlerinkinden daha yoğun olarak kullanıyor ve parti, internet sayesinde parti içindeki karar süreçlerinin de daha demokratik olarak işlemesini hedefliyor.

***

Korsan Partisi yönetiminden Christopher Lauer, parti içinde sıkı hiyerarşik bir yapı değil, taban ile parti çalışmaları arasında akıcılık, şeffaflık olması gerektiğini savunuyor:

“Bizde delege sistemi yok. Ve biz bunun böyle olmasından memnunuz; çünkü siyaset yapılırken başka yolların da denenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu yüzden de parti kongrelerinde önerge seline maruz kalıyoruz.”

Christopher Lauer, işte bu durumun önlenmesi, yani üyelerin parti kongresini bir anda önerge ve dilekçe yağmuruna tutmaması için programcıların bir araç geliştirmesini istemiş.

Parti üyeleri internette oluşturulan sisteme giriş yapıyorlar ve parti kongresi öncesinde değişiklik önerilerini, tartışma dilekçelerini, temel programa ilişkin görüşlerini buraya iletiyorlar.

Buna “Liquid Feedback”, yani “akıcı geribildirim” deniliyor.

***

Bu sistemde her parti üyesinin önerge vermesi mümkün. Diğerleri de bu önergeleri görebiliyor, değişiklik talep edebiliyor ya da karşı önerge verebiliyor. Sonuçta oylama yapılıyor. Oy kullanmak istemeyenler oy haklarını diğer üyelere de devredebiliyorlar.

Christoph Lauer şu noktaya dikkat çekiyor:

“Liquid Feedback, yani ‘akıcı geribildirimin’ yararı, parti üyelerinin herhangi bir hiyerarşide yer almaksızın önergelerini doğrudan yapabilmeleridir. Ve eğer Korsan Partisi’nin çoğunluk üyeleri bu önergeyi iyi buluyorsa, o zaman oluşturulan sistem içerisinde de çoğunluk oluşuyor ve bu önerge parti kongresine yönlendiriliyor ve üzerinde konuşuluyor ya da karar alınıyor.”

Korsan Partisi, uyguladığı bu akıcı demokrasi ilkesinin parti dışında da örnek alınabileceğini ve Alman vatandaşlarının gelecekte siyaseti bu yoldan daha yoğun olarak yönlendirebileceğini ümit ediyor.

***

Çağ değişiyor...

Sosyal yapı değişiyor...

Sanayi dönemi, teknolojisiyle, sosyolojik yapılanmasıyla, zihniyetiyle sona eriyor...

“Korsan Partisi” yeni çağda siyasetin nasıl yapılacağına dair işaretler taşıyan bir parti...

Biz de ise Heron Skandalı’na sessiz kalan bir askeriye, bu yapılanmayı tümden dümdüz etmekten çok uzak bir ana muhalefet, Anayasa’da kısmi değişikliklerle yetinen bir siyasal iktidar var...

Çünkü 12 Eylül rejimi başta Siyasi Partiler Yasası olmak üzere yaşamaya devam ediyor...

***

Allahtan dünya var...

Allahtan “Korsan Partisi” benzeri girişimler var...

Ankara sallan yuvarlan dansıyla zaman geçirmeye devam etse de, yeni çağın dinamikleri çağ dışı atalete sıcak bakmıyor...

“Korsanca” davranıyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar